Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı insanlar ise tam karşıtı bir mekanizma sonucu, güç­süzlükleriyle çevrelerinde egemenlik kurarlar. Özellikle toplu­mumuzda "zavallı" ve "mağdur" kişilere karşı geliştirilen tutum bu durumu pekiştirir. Diğer insanların duygularını sömürerek onlara dilediklerini yaptırabilen ve "edilgin saldırgan" olarak nitelendirebileceğimiz bu kişiler geliştirdikleri senaryolarında öylesine ustadırlar ki, çoğu kez bizden neler alıp götürdükleri­ni fark edemeyiz bile. Böyle bir insandan bazen, "Ne iyidir za­vallı!" diye söz ederken, "iyi" ve "zavallı" kavramlarına eşan­ lam vererek nasıl bir oyuna geldiğimizi göremeyiz. Çünkü bi­leşik kaplar yasası burada da işler, kişi bir yandan kendini ez­dirirken, öte yandan bu ezikliğini saldırganca amaçlarla kulla­nır. Bu tür acıma duygusunun gerisindeki nedenler, gerçekten güç durumda olan bir insana yardım etme isteğinden farklı ve daha karmaşıktır. Bir başka deyişle, acıma duygusunun içeriği bir insandan diğerine farklılık gösterebilir. Çünkü bir insana acımak, bazen o kişide kendi acınacak yönlerimizi görmekten ya da görmezden geldiğimiz sadistçe eğilimlerimizin gerçek­ leştiğini gözlemlemekten dolayı yaşadığımız suçluluk duygula­ rından da kaynaklanabilir. Bu anlamda ele alındığında, bir insa­ na acıdığımız için bir şeyler vermek, vermek değildir. Üstelik, böylesi bir acıma duygusuyla kendisine bir şeyler verdiğimiz bir insanı umulmadık bir anda bize karşı düşmanca bir tutum içerisinde de bulabiliriz.
Sayfa 62 - MetisKitabı okudu
"Hoşgörü Sapiens'in baskın özelliklerinden biri değildir. Modern zamanlarda bile ten rengindeki, lehçe veya dindeki bir farklılık bir grup Sapiens'in bir başka grubu yok etmeye çalışmasına sebep olabiliyor."
Sayfa 30 - Kolektif YayıneviKitabı okuyacak
Reklam
Kadınlar Neden Erkeklerden Daha Fazla Yaşar (Biyolojik Faktör)
Araştırmalar neredeyse tüm memelilerde dişilerin erkeklerden ortalama %10 daha uzun yaşadıklarını göstermektedir. Bu konuda son ortaya çıkan veriler ibreyi dişilik hormonu olarak kabul edilen “östrojen”e döndürmüştür. Yaşlanma ve ortalama ömrün en önemli belirleyicileri şimdilik vücutta biriken “oksitleyici” maddeler bir başka deyişle “oksijen radikalleri” olarak kabul edilmektedir. Deney hayvanlarında yapılan araştırmalar, dişilerin bu “oksitleyici” maddeleri daha az ürettiği, dahası bu zararlı maddeleri ortadan kaldıran “oksitlenme önleyici” antioksidanları doğal olarak daha çok ürettiklerini göstermiştir. İki cins arasındaki bu farklılık temel olarak “östrojen”e bağlıdır. Östrojen kanda çok az miktarda bulunur ve bu hali ile güçlü bir antioksidan değildir. Ancak hücreleri uyardığında bir takım kimyasal reaksiyonlarla antioksidan enzimlerin miktarlarını artırır ve dişilerin hücreleri “oksitleyici” madde hasarından daha güçlü korunur. Erkekler bu mekanizmadan mahrumdur. Erkeklik hormonu testosteronun bu kadar etkin bir koruyuculuğa sahip değildir.
Adalet kavramı mı? Hepimizde var, peki ama ne yapıyoruz? Papazların nutuklarından farkı yok bunların! İşte, söylenebilecek tek şey bu. Ya merhamet? Ne merhameti gösteriyoruz ki? Dostum, bir kuramı benimsemek başka şeydir, gerçekten benimsediğini hissetmek başka şeydir. İkisi arasında büyük farklılık vardır – temel bir farklılık. Her şey de bu noktada yatıyor zaten. Ama bu ‘her şey’in içinde biz yokuz...
Hoşgörü Sapiens’in baskın özelliklerinden biri değildir. Modern zamanlarda bile ten rengindeki, lehçe veya dindeki bir farklılık bir grup Sapiens’in bir başka grubu yok etmeye çalışmasına sebep olabiliyor.
Sayfa 32
( Rüya Yorumlama Sanatı )
_Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer. Talmud _Çevremizin bize zorla giydirdiği kıyafeti, rüyada çekip atarız. Rüyasal gerçeklik içinde artık her arzumuz gerçek olabilir. Usta bir insan, kendisini anlayabilmek için, rüyalarını anlamaya çalışır. Bu, kişiliğin genel kalitesini anlamaya yöneliktir. Emerson _Rüyamda kelebek olduğumu
Reklam
Asıl zorluk, İlk Günah mitinden kötünün ortaya çıkışına ilişkin ne gibi sonuçlara varılabileceği sorusudur. Göründüğü kadarıyla, kötünün belirmesi iki açıklama tarzı arasındaki uyumsuzluğu yansıtmaktadır: Aniden ortaya çıkan bir köken miti ile nedensellik ilişkisi halinde anlaşılabilen ve sonunda kötüye varan bir gelişim modeli arasındaki
DÜŞÜNCE GÜNLÜĞÜ Taha Abdurrahman’ın felsefesine dair bazı mülahazalar -I- Hayvanlardaki idrak kuvveti, insandaki idrak kuvvetinden sadece derece bakımından farklılık arz eder. Fakat buna karşılık onların ahlakları yoktur. Çünkü onların yüce manaları ve ideal ilkeleri kavrama kudretleri yoktur. İşte bu yüzden ahlak, insanı insan eden ve diğer
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.