Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Serotoninin neden bu kadar önemli olduğunu açıklamak oldukça zordur çünkü serotonin, beynin ondört farklı yerinde "tercih edilen nörotransmitter"dir. Peter Kramer, serotonini polislere benzetir. Polisler devriyede olduğundaki gibi, çok fazla serotonin varsa, her şey güvende ve yolundadır. Ancak gelişimler, her bir alandaki soruna bağlı olarak farklılık gösterir. Polis, bir trafik yoğunluğu varsa, trafiği kontrol eder, suç işlendiyse bunun peşine düşer. Benzer şekilde serotonin, beynin bir bölümü depresyona neden oluyorsa depresyonu ve başka bir bölüm zorlantılı ve mükemmeliyetçi davranış üretiyorsa bunu durdurur.
Türk ahlâkındaki nizam Türk diline de yansımıştır. Dil, milletleri birbirinden ayırdedici başlıca kültür unsuru olduğuna göre, Türkçe'nin, başka dillerden farklı bir bünyeye sahip bulunması tabiidir. Bu farklılık, Türkçe'deki -kısır ve haşin Bozkır ikliminin şartlarını belgelercesine- kısa, fakat mana yüklü ve sert sesler sıralanması yanında, birbirini takip eden vokaller uyumunda (ahenk kaidesi), kelime köklerine eklerin muntazam bir dizi halinde ilavesi ile gelişen söz üretiminde ve daima özne+nesne+fiil tertibi ile şekillenen cümle kuruluşundaki düzgünlükte ortaya çıkmaktadır.
Reklam
MARKETLERDEN HELAL GIDA ÜRÜNLERİNİ NASIL SEÇECEĞİZ?
Bugün, ister ülkemizde, ister bir başka İslâm ülkesinde ve isterse herhangi bir gayr-i müslim ülkesinde yaşayan bir Müslüman için marketlerin raflarını dolduran gıda maddeleri önemli bir farklılık arz etmemektedir. Hemen hemen hepsinin etiketlerine bakıldığında "içindekiler" başlığı altında ekseriyetle manalarını bilmediği, kelimeler ve işaretler yer almaktadır...
“Güzel” ve “çirkin”, kültürden kültüre farklılık gösteren geleneksel kategorilerden başka bir şey değildir. Güzelliği anlamadaki başarısızlığımızın iyi bir örneği, ortalama insanın — bazen bedenimiz için daha az hoş olmakla birlikte — sanki yağmur ya da sis de aynı ölçüde güzel değilmiş gibi, “günbatımı”nı, bir güzellik örneği olarak sunma eğilimidir.
Dünyanın Ahlaksal Vizyonu ve Siyasal Gereklilikler
Demokrasi ve özgürlüğün dinsel çerçeveye göre temel kazanımlarından biri doğru yaşamı kavrama biçimlerinin ve inanç farklılıklarının yok edilmezliğinin kabul edilmesi, bir başka deyişle ahlaksal plüralizmin kabul edilmesidir. Ahlaksal ideallerde de, yaşama biçimlerinde de yok edilmez bir etik farklılık vardır. Bu unsurlar tartışılmaz biçimde aşkınlığın reddedilmesinin karakterize ettiği ve ahlakı rasyonalite pratiği içine oturtma girişiminin meşrulaştırdığı modern döneme bağlı gözükmektedir.
Maalesef
"Hoşgörü Sapiens'in baskın özelliklerinden biri değildir. Modern zamanlarda bile ten rengindeki, lehçe veya dindeki bir farklılık bir grup Sapiens'in bir başka grubu yok etmeye çalışmasına sebep olabiliyor. Eski Sapiensler tamamen farklı bir insan türüne karşı hoşgörülü olabilir miydi? Sapiens Neandertaller ile ilk karşılaştığında, ortaya tarihteki ilk ve en büyük etnik temizlik harekatının çıkmış olması gayet mümkündür."
Kolektif Kitap, İnceleme, Türkçesi: Ertuğrul GençKitabı okuyor
Reklam
Kur'an'ı Kerim
Gerek sure gerekse sureler içindeki ayet düzeni ve sıralaması açısından, aralarında hiçbir ayrılık yoktur. Başlarından sonlarına kadar metin birlikteliğine sahiptirler. Bir ayet, birinde nasıl yazılmışsa, diğerlerinde herhangi bir farklılık olmaksızın aynı şekilde yazılmıştır. Bu ne muhteşem bir sonuçtur. İnsanlık tarihinde bunun başka bir örneğinden söz etmek mümkün değildir.
Sayfa 83
Bu davranışı objektif olarak değerlendirmek için üç farklı deney yaparlar; kalınderililerden oluşan farklı grupların önüne birtakım parçalar konur: Birinci deneyde türdeşlerinin kafatası, bir tahta parçası ve fil dişi; ikincisinde bir filin kafatası, bir bufalonun kafatası ya da bir gergedanın kafatası; üçüncüsündeyse bu üç grubun da beş yıldan daha kısa bir süre içinde kaybettikleri reislerinin kafatasıyla başka bir grup reisinin kafatası konur ve her deneyde seçim yapmaları beklenir. İlk deneyde kalınderililer en çok ilgiyi fil dişine, ardından türdeşlerinin kafatasına gösterirken, en az ilgiyi tahta parçasına gösterirler. İkinci deneyde bufalo ve gergedan kafataslarına layasla fil kafatasına daha çok ilgi gösterirler. Üçüncü deneydeyse iki reisin kafatası arasındaki ilgide bir farklılık görülmez. Bu deney açıkça fillerin diğer hayvanların kafataslarına ve doğal objelere kıyasla kendi türdeşlerinin kafataslarına ve fil dişine ilgi gösterdiklerini onaylamaktadır. Ne var ki kendi akrabalarının kafatasına özel bir seçim yaptıkları da incelenmez. Bu sebeple ölü fılden bağımsız olarak ilgi oranlarının aynı olduğu kaydedilir.
Sosyal koşullardaki farklılık Tanrıların bize dayattığı sınavdan başka bir şey değildir.
Sayfa 42 - TRIVELINKitabı okudu
Hadım edilme kompleksinin dişiler üzerinde yarattığı etki ise bundan bir hayli farklıdır. O, kendisinin hadım edilmiş olduğu gerçeğini ve bununla beraber erkek cinsinin üstünlüğü ile kendisinin aşağılığını kabullenmekte fakat bu hoş olmayan durum karşısında da isyan etmektedir. Bu ikiye bölünmüş tavırdan üç gelişim çizgisi ortaya çıkmaktadır.
Sayfa 11 - IIKitabı okudu
Reklam
Türk ve Japon reformcuların felsefelerindeki farklılık, belki başka hiçbir hususta olmadığı kadar bariz ve karakteristik biçimde yazı meselesinde ortaya çıkar. Basitliğiyle öne çıkan ve sadece yirmi sekiz harften teşekkül eden Arap alfabesi dünyanın en mükemmel ve en yaygın alfabeleri arasında olmasına karşın Türkiye'de bu alfabe kullanımdan kaldırılmıştır. Diğer yandan Japonya, kendi içindeki "Romalıların" Latin alfabesinin kabulü cihetindeki taleplerini reddetmiştir. Japonya, reformlardan sonra dahi kırk altı işaret ve sekiz yüz seksen Çince ideogramı barındıran girift yazısını muhafaza etmeyi tercih etmiştir. Bugün Japonya'da okuryazar olmayan yoktur. Türkiye'de Latin alfabesinin kabulünden kırk yıl sonra bile nüfusun yarısından fazlasının okuryazarlığı yoktur. Böyle bir netice, körlerin dahi görebileceği cinstendir.
Sosyal koşullardaki farklılık tanrıların bize dayattığı sınavdan başka bir şey değildir.
Antik Yunanlar, Hindistan'a ve başka yerlere yelken açtıklarında, kuralların, ahlaki değerle­ rin ve geleneklerin her yerde farklılık gösterdiğini keşfettiler ve doğru ve gerçeğin izahının genellikle atasal otoriteye dayandığını gördüler. Yunanların bu uyanışa tepkisi çaresizlik değil, yeni bir keşif oldu: felsefe.
Empati, gösterildiği zaman, bireyleri ve ilişkileri insancıllaştıran bir beceri haline geliyor. Gösterilmediğindeyse dünya zor, kayıtsız, daha umursamaz ve hatta zalim bir yere dönüşebiliyor. Bireyler, diğer insani becerilerin çoğunda olduğu gibi, empati kapasitesi bakımından farklılık gösterirler. Hatta kişi kimi zamanlarda empatik olabilirken, başka zamanlarda daha az duyarlı olabiliyor. Empati seviyesi duygu durumuna, muhatap olduğumuz insanlara ve içinde bulunduğumuz durumlara göre değişebilir.
1.490 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.