Gönül defterine unutma sakın
Satır satır, ince ince, yaz beni
O bembeyaz gülden beyaz göğsüne
Çekiç ile vura vura kaz beni
Geçecek mi senelerden zor günler
Gözüm, gönlüm, dilim, seni heceler
Hatırla da bazı bazı geceler
Göğsüne resmimi bas da, ez beni
Bu hasret, bu gurbet ne acı derken
Başlarsa bitecek ne kadar erken
Bir gün Çankaya'dan bensiz geçerken
Hatırlarsın dertli, dertli saz beni...
Yusuf b. Atıyye, Mualla b. Ziyad'dan şöyle nakletmiştir:
Hiram b. Hayyan bazı geceler çıkar ve olabildiğince yüksek sesle şöyle bağırırdı:
"Cennetten dolayı hayretler içindeyim! Cenneti isteyenler nasıl uyurlar! Cehennemden dolayı da hayretler içindeyim! Cehennemden kaçanlar nasıl uyurlar! Sonra da şu âyeti okurdu: "Yoksa o ülkelerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?" (A'raf : 97)
Ebu'l-Cevza şöyle demiştir.
"Eğer bir gün insanların yöneticisi olursam, yollara kuleler yaptırır ve üzerine insanlara 'Cehennemden sakının! Cehennemden sakının!" diye seslenen görevliler tayin ederim."
Gilliatt bazı geceler gözlerini açıyor ve karanlığa bakıyordu.
Tuhaf bir heyecan hissediyordu.
Karanlığa bakan açık gözler. İç karartıcı, endişe verici bir durum.
Karanlığın baskısı diye bir şey vardır.
... karaltılarla maskelenmiş sonsuzluk, işte gece. Bu kadar yığın insana ağır gelir.
Evrenin gizeminden ölümün gizemine kadar tüm gizemlerin
İçimizde şeytan var;can kırıkları var, nefret var, yalanlar var... Bir yanımız bizi çoktan terk etmiş, kaçıyor.. Melankoli ve hüsran var. Keşke bazı geceler hiç sabah olmasa.