_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır.
_Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
Küçümseme Kartını Nasıl Oynayacağınızı Bilin.
Bu istediğiniz şeyleri elde etmenin zekice bir yoludur. Onları hor görüyormuş gibi davranırsanız, aradığınız zaman bulamadığınız bazı şeyleri, hiç istemediğiniz bir zamanda elinizde bulursunuz.
Tüm fani şeyler ölümsüz olanların yansımaları olduğu için, aynen gölge gibidirler. Onları takip eden insanlardan kaçar, onlardan kaçan insanları kovalarlar. Küçümseme intikam almanın en zekice yoludur. Akıllıların değişmez bir kuralı kendilerini asla kalemle savunmamalarıdır. Bu tarz bir savunma her zaman leke bırakır ve rakibin saldırısını cezalandırmaktansa onu ödüllendirir. Bu büyük insanların rakipleriymiş gibi davranmak, değersiz insanların bir hilesidir ve bu sayede kötü şöhreti dolambaçlı yollardan kazanırlar; çünkü doğru yollardan giderek bu başarıya ulaşamazlar. Rakipleri onların farkına varmasaydı, varlıklarından haberdar bile olmayacağımız birçok insan vardır. Bir insanı görmezden gelerek almandan daha büyük bir intikam yoktur; çünkü böylelikle o kişiler aslında hiç yokmuş gibi davranılır. Pervasız insanlar tarihte yer almış bazı güzellikleri yakarak sonsuza dek meşhur olarak
kalmayı umarlar. Skandallar yaratsanız bile aslında kaybedersiniz ve bu da rakibi memnun eder. Çünkü bu küçük lekeler insanın şanını söndürmese bile, parlaklığının solmasına yol açabilir.
_Muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor.
_Kozmos’un keşfi, kendi kendimizin keşif yolculuğudur.
_Hayal gücü bizleri çoğu zaman bilinmedik diyarlara götürür ve o olmadan hiçbir yere ulaşamayız. Kuşku da bize, düş ürünüyle gerçek arasındaki farkı bulmamızı ve varsayımlarımızı sınamamızı sağlayan yolu açar. Bütün o buluşlarla keşifler,
Bosna-Hersek'te ayaklanma devam ederken, 2 Mayıs 1876'da Tuna vilâyetinde, yani bugünkü Bulgaristan'da da büyük bir isyan patladı. İsyan, tamamen Rusya'ca plânlanmış ve silâhlandırılmıştı. Rusya’dan silâh alan 55 Bulgar köyünün erkekleri, Türk köylerini bastılar ve 1.000 kadar Türk'ü büyük vahşet sahneleri içinde öldürdüler. Bugünkü Bulgaristan'da bu tarihte Türkler, Bulgarlar'a nisbetle pek hafif bir çoğunluk teşkil ediyorlardı. Bulgarlar'ın sayısı Türkler'inkinden azdı.
Müşir Abdülkerim Nâdir (Abdi) Paşa, iki tümenle âsîlerin üzerine yürüdü. 39 gün süren isyan, şiddetle bastırıldı. 4.500 âsî öldürüldü. Bu haber, Avrupa basınına, Türkler'in on binlerce Bulgar'ı öldürdükleri, yüzlerce Bulgar köyünü yerle bir ettikleri şeklinde intikal etti. Dehşetli bir Türk aleyhdarı propaganda, Avrupa'yı sardı; Atlas Okyanusu’nu aşıp Amerika'ya yayıldı.