Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Abdullah b. Mübârek hazretlerine biri gelip çocuğunun kendisine âsi olduğunu söyleyerek şikâyette bulunmuş. Abdullah b. Mübârek hazretleri adama, - Sen hiç oğluna beddua ettin mi, diye sormuş Adam, - Evet ettim, diye cevap verince, -Öyleyse kabahati ne çocukta arıyorsun, çocuğu sen bozmuşsun, demiş. Anne baba çocuğunu güzelce terbiye etmeli ve sürekli hayır dualarını onlardan esirgememelidir. Küçüklere sevgi, büyüklere hürmet etmeyi onlara öğretmelidir. Özellikle anneler çocuklarına kızdıklarında hemen, "ALLAH belanı versin, kahrolasın" gibi beddualar etmemelidirler. Bunun yerine kızdıklarında "ALLAH seni hayırlı evlat etsin, huyunu güzelleştirsin" gibi dua cümleleri kullanmalıdırlar.
Reklam
Tanrı insanların dualarını dinleseydi, insanlık çok hızlı bir şekilde ortadan kaybolurdu, zira herkes birbirine beddua etmekten başka bir şey yapmıyor. EPİKUROS
622 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ya şimdi ya hiçbir zaman!
Bu kitap yalnızca tembelliği anlatmıyor! İnsanların aksine küçük hesaplar peşinde koşmayan, dünyayla bütünleşememiş kendine bir yer bulamamış bir kişi (Oblomov) adı altında ve diğer karakterleri ile( Olga,Ştolts, Zahar) hayatın bütününü ele alıp, yer yer yozlaşmış dünya yapısı, Almanlara ve Ruslara da değiniyor. “Almanlar hep böyledir” gibi atıflarda bulunuyor yazar Bu kitabın bende bıraktığı etkiyi şöyle Olga ve Oblomov arasında geçen bir diyalogla açıklamak istiyorum. - Niçin her şey böyle berbat oldu? Sana kim beddua etti İlya? Ne günah işledin? İyi yüreklisin, zekisin, duygulusun, soylusun. Ama gene de eriyip gidiyorsun. Seni için için yiyen nedir? Bu hastalığın bir adı yok mu? Oblomov zor işitilir bir sesle: -Var, dedi. Olga yaş dolu gözleriyle sorar gibi baktı. Oblomov: -Oblomovluk, diye mırıldandı. (s.466) İncelemem 4 sayfayı bulmuş defterime yazarken farkına varmamışım. Belki da hala yazıyor olacaktım fark etmesem. Kitabı düşününce derinlere dalıp gidiyorum. Ama biraz derledim. Önceleri çok yadırgadığım, okurken aşırı gerildiğim Oblomov’da kendimi bulduğum an onu anlamaya çalıştım. Buna empati mi diyorduk? Sizde de öyle olacaktır eminim. İyi okumalar:)
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,1bin okunma
Dua etmeyeniniz var mı? Beddua da mı etmediniz yani?
- Niçin her şey böyle berbat oldu? Sana kim beddua etti İlya? Ne günah işledin? İyi yüreklisin, zekisin, duygulusun, soylusun. Ama gene de eriyip gidiyorsun. Seni için için yiyen nedir? Bu hastalığın bir adı yok mu? Oblomov zor işitilir bir sesle: + Var, dedi. Olga yaş dolu gözleriyle sorar gibi baktı. Oblomov: + Oblomovluk, diye mırıldandı.
Reklam
Yavuz döneminde o kadar çok vezir idam edildi ki halk arasında "Dilerim Sultan Selim'e vezir olasın" diye bir beddua oluştu.
Sayfa 252 - Doğan KitapKitabı okudu
Çöplük
Onlar Kürtçe ağıtlar yakar, siz onları Kürtçe avutursunuz, ama yine de uzaya savrulmuş toz zerrecikleri kadar boşlukta, belirsiz, sahipsiz, topraksız hissederler kendilerini öz vatanlarında.Hiçbir beddua, hiçbir dua işe yaramaz. Lanet okuyacağınız bir düşmanınız bile yoktur. Cephe gerisidir burası; top sesleri yerine ağlayan çocukların, inleyen kadınların, ağıtların sesi yükselir ki artık çok geçtir. Şimdi yaşama zamanıdır; hayata tutunma, umuda sarılma bir lüks değil, mecburiyettir, görevdir orada.
Sayfa 10 - *dipnotKitabı okudu
308 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Gerçekten müthiş bir kalem, müthiş bir yazar Atsız beg. Bir kez daha hayran kaldim sana. Tarih, Türk ezoterizmi, reenkarnasyon, mitoloji, psikoloji felsefe hepsini o kadar güzel harmanlamış ki bir arada ancak bu kadar güzel olabilirdi. Binlerce yıl önce yaşayan Burkay adında bir askerin evli olduğu halde başka kadına aşık olması, eşinin de dünyaya her gelişinde ruhun izdirap içinde çalkalansın diye beddua etmesi tanrının bu bedduayı kabul etmesi sonucunda Burkay'ın ruhunun Selim Pusat'ta can bulması, Pusat'ın kıralcı olduğu için askerlikten atılması, evli olduğu halde başka bir kıza aşık olması  etrafında bir takım sisli olaylar anlatılır. Pusat'ın  melankolik ruh hali sayfalara öyle sirayet etmiş ki okudukça karanlık bulutların tesiri altında kalıyorum ve bu uzun süre devam edecek gibi. Tüm karakterler müthişti ama benim favorim Tanrıkut Mete ordusunda yüzbaşı Selim Pusat ve insan ruhuna tesir eden ateşi 39 yapan Güntülü oldu.
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202126,7bin okunma
Gidenin arkasından beddua etmeyin sakın "Üç küfür,bir tükür, gittiği için de çok şükür demeniz yeterli"😎
Reklam
Gönül Ahı
Aldığın gönül ahımla nereye kadar gidersin bilmiyorum.Ancak hiç kimsenin, yaşattığını yaşamadan ölmeyeceğini çok iyi biliyorum. Sana beddua etmiyorum; ama beni düşürdüğün duruma sen de düş, hatta böyle inceden düş. Yaşattıklarını yaşattığın kadar kendin de yaşa isterim. Vicdan yoksunu değilim. Bak, tüm samimiyetimle söylüyorum: Kötülüğünü asla istemem. Ama canımı yaktın ya, senin canın da yansın. Diyeceğim o ki ne az ne çok... Ne eğri ne doğru... Tam ortası... Sadece yaşattığın kadarını yaşa. Fazlası sana zarar, bana günah. Bana yaşattıklarını sen de yaşa, bu bana yeter.
Ölümünden az önce bir hikâye taslağı kaleme almıştı, şuydu konu:Annesi “ Salgı salamaz ol!” diye beddua eder yavru örümceğe. Küçük örümcek ağ yapamayınca ölüme kurban gider.—Hidâyet’in hayat hikâyesi miydi bu?
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.