Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hani bazen hayatınızdan geri dönmek istediğiniz tarihler olur ya! Keşke dersiniz. "Keşke zamanı geri sarsam ve tekrar yaşayabilsem. Kimbilir ne çok şey değişirdi." Değişir miydi sahiden? Yoksa hayat 'varacağı belli' olan noktaya, farklı bir hikayeyle varır ama aynı sonla mı noktalanırdı? Bazı işlerin sonu başlangıcından belli midir?
Beni yarım bırakma, başkasına can olur. Beni yarına da bırakma, can bu belli mi olur...
Reklam
Muzaffer İzgü (29 Ekim 1933 - 26 Ağustos 2017)
Telsizler hemen çalıştı: “Konuk, ayı avlamak istiyormuş!” Konuk ki ne konuk, en büyük devletin en büyüklerinden… O büyük devletle öyle sıkı fıkıyız ki, kardeşten öte. Ne buyurursa o büyük devlet,biz hemen yerine getiririz, bir dediklerini iki etmeyiz; babamız, ağabeyimiz gibi bir devlet işte. Bu koskoca dost devletin, koskoca büyüğü, ayı
"Elbet olur gece Er geç parkların boşaldığı bir Vakit Şiirler okurum o zaman sana Yıldızlara isim koyarız Hem belli mi olur O gece tanrı öyle sever ki bizi Belki de bir daha Hiç sabah olmaz. "
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
Tabi ya, siz nitelikli ve yüksek müzik erbabısınız. Arabesk ise tam tersine niteliksiz, yoz bir tür. Ama sorarım size, hangi türde olursa olsun, müzik duyguların notalarla, nağmelerle bütünleşmesi değil midir? İnsanlarının duygularının seviye ve kalitesini ölçmek kimsenin haddi değil! Acı çekmenin yükseği alçağı, niteliklisi niteliksizi olur mu hiç? Sevdiklerinin ardından ağıt yakanların acıları birbirinden çok mu farklı? Gecekonduda oturanla villalarda yaşayan, farklı mı yanar yitirdiğine? İşte bu çocuk! Anasına, bacısına, sevgilisine; her kimseye artık, belli ki içi yanıyor. Onun çektiği acıyı aşağılayıp arabesk olarak nitelemek, insafla bağdaşabilir mi?
Reklam
"Şapka inkılabından sonra diğer bir arkadaşımızın, Ankara valisi "Yahya Gâlip Bey'in bir ziyaretini hatırlarım.Aynı zamanda meb' us olarak bulunan Yahya Gâlip Bey de çok yakınımızdı. Bir teklifi vardı. 《 -Nedir? 》dedim. 《 -Şapkaların orta yerine bir ay-yıldız koyalım. Diğer milletlerden farkımız belli olur? 》dedi. 《 Canım, biz bunları, farkımız olmasın diye yapıyoruz. Sen ne teklif ediyorsun?! 》tarzında çıkştım. " ( Bkz. İnönü' nün Hatıraları, Ulus Gazetesi,5 Nisan 1969 tarihli nüsha)
Sayfa 69 - Sebil YayıneviKitabı okudu
‘Hayatının bir roman' olduğunu söyleyenlerin anlattıklarına kulak verecek olursak, pek olaylı geçen bir süreçten söz edildiğini anlasak bile, yaşananın, yaşanmışın bu yaşamdaki katkısını ve payını ayırt edemeyiz. Diyeceğim, serüvenleri dillere destan olmuş biri pekâlâ yaşantı fukarası olabilir de, bir başkası, çok daha dar görgü-bilgi
Ablam askere ters ters baktı. ''Bizi neden serbest bırakmıyorsunuz?'' diye sordu. Yüzünde ansızın şiddetli bir tokat patladı. ''Suçluların serbest bırakıldığı nerede görülmüş?'' dedi gülerek. ''Öyleyse suçumuz ne?'' diye sordu Ayşa ablam cılız bir sesle. ''Bak sen,'' dedi Çetnik alaycı bir ses tonuyla. ''Dilsiz Balinkura dile gelmiş. Suçunuz ne mi? Hem Türksünüz, hem de Müslüman. Bundan daha büyük bir suç mu olur?'' ''Biz Türk değil Boşnakız,'' dedim. ''Doğru, dinimiz de İslamiyet.'' Asker yanıma geldi, saçlarımı kokladı. ''Zaten kokundan belli,'' dedi. ''Sen İslamiyet kokuyorsun.'' ''Sen de,'' dedim gözlerimi gözlerine dikerek. ''İslamiyetten korkuyorsun. Hem de o kadar çok korkuyorsun ki, geceleri rüyana giriyor, öyle değil mi?''
Sayfa 174
Erkeğine bağlı olan dişi, bir bakışla belli olur. Nasıl mı, diyeceksiniz? Bunu sezmek gayet kolay, fakat anlatmak güçtür.
Sayfa 139 - İletişm YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Jarvinen, Okunen ve Gulbe Nasıl Kral Oldular? Reçel Kralı Jarvinen anlatıyor... Ben önceleri yoksul bir sokak çocuğuydum. Şimdi ise yurdumuz için büyük ve iyi bir güç olduğumu söyleyebilirim. Ben bu konumumu kime borçluyum? Tesadüfen dinlediğim bir konferansa değil mi? Daha önce de söylemiştim. Küçük dükkânımda kurabiye ve
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.