Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
bu kalbin sevmeye ihtiyacı vardı ve sen bunu anlamadın .
Bir zamanlar seni sevmiştim. Ve sevgiyi senin suretinde yaratmıştım. ”Boşta kalan elini göğsüne götürdü: “Bu kalbin, birini sevmeğe ihtiyacı vardı. Ve sen bunu anlamadın. Ve bana eziyet ettin. Ve eziyet ettiğini bilmedin. Göz yaşımı silmedin. “Albay, “Soytarılık etme Hikmet,”dedi. “Ve ben, senin bilgisizliğinin artmasına izin verdim. Fakat hiç bir şeyi unutmadım. Ve hepsini aklıma yazdım. Ve sana izin verdim ki, bilmeden yaptığın eziyet artsın.
"Hâlâ Mozart'ı dinliyor musun Şebnem? Beethoven'i, Bach'ı, Vivaldi'yi? Ah, Şebnem seni hiç unutmadım. Ne zaman bir yerden bir melodi gelse kulağıma, aklıma sen gelirdin. Bir cumartesi günü, öğleden sonra balkonda kitap okuyordum. Bir müzik sesi duydum, okulun bahçesinden geliyordu. Yanılmıyorsam Ayışığı Sonatı'ydı. Bahçeye baktım, seni gördüm. Bir bankta oturmuştun, yalnızdın. Kolların iki yana açık, gözlerin kapalı, müzik dinliyordun. Seni ilk kez o zaman gördüm. Altında oturduğun çam ağacının gölgesi üstünü tamamen örtünceye kadar seni seyrettim." Hafif bir rüzgâr Şebnem'in hâlâ ipeksi saçlarını uçurdu. "Aslında diğer kızlar da mutlu sayılmazlardı. Ama sevilmediklerinden emin değildiler hiç olmazsa.Üstelik güzeldiler. Onlardan farklıydım ben. Daha da farklı olmalıydım. Ben itilip kakılmış, sevilmemiş, istenmeyen kız, her gece Kırkıncı Senfoni'yi, Bahar Ayini'ni Küçük Bir Gece Müziği'ni giderek hızlanarak, saçlarımı savurarak düşsel bir piyanoda çalardım. Ne zaman hakaret edilse bana, bağırılsa, itilsem yine, istenmesem, kovulsam, duymamak için böyle yapardım. Annemle babam kavga ederlerken bir de. Sonunda ayrıldılar, bir süre kalabildim yanlarında, sonra ninemin yanına gönderdiler. Ninem Kocamustafapaşa'da küçücük bir evde otururdu. Onu hep beyaz başörtüsü ve burnunun ucuna düşen gözlüğüyle uyuklarken hatırlarım. Beni bir tek o sevdi."
Sayfa 215 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aradan yıllar geçti. Benden uzaklarda yaşadın. Bambaşka bir adam oldun. Ama unutma ki sen ben de doğdun. Ben de büyüdün. Ben seni hiç unutmadım. Nice insan yaşayıp öldü ben de. Hiçbirini unutmadım. Ama seni hiç unutmadım. Çünkü beni yaşatacağını umdum. Bunu hep bekledim.
Sayfa 96 - İŞTE DENİZ, MARİA • PERİSİZ EV
"Dünya öylece geçip gittiğimiz bir yer değil artık, çok üzgünüm. Al bu gönül yarası, hazan sarısı, zaman ağrısı sende kalsın,ben tanıyamadım. Onca yıldan sonra, unutmamak için her seferinde başa sardığım, her gece sessizce gelip yanıma kıvrılan bütün bu anılardan, ağzımın içinde sessizce dolaşan kelimelerden başka hiç bir şeyim yok belki de. Geceyle avuttuğum! Adındaki noktayı düşündüğüm! Seni dünya üzerinde tek başına yankılanan boş bir ev gibi bırakıp gittiğimi unutmadım."
Ve sevgiyi senin suretinde yaratmıştım."Bu kalbin, birini sevmeğe ihtiyacı vardı. sen bunu anlamadın. Ve bana eziyet ettin. eziyet ettiğini bilmedin. Göz yaşımı silmedin. " ben, senin bilgisizliğinin artmasına izin verdim. Fakat hiç bir şeyi unutmadım. Ve hepsini aklıma yazdım. sana izin verdim ki, bilmeden yaptığın eziyet artsın. Ve sonunda artık dayanamıyorum diyebilmek için ben de bilmeden bu oyunu oynadım sana. bütün sözlerimi yarıda kesmene izin verdim. Ben ki, bu konuda kimseye yetki vermemişimdir. Oysa, elimin tersiyle seni yıkabilirdim. Bıraktım ki, sen kendi sonunu hazırla. Ve bana bütün yaptıklarını bir bir aklımda tuttum. Derler ki tarla kuşu bütün gece öttüğü zaman, tarla faresi bütün ihtiyatı elden bırakır ve yuvasından çıkarmış. Ve beni deliğimden sen çıkarmıştın. Ve sonra bütün hayallerimi yıktın.
Ben seni hiç unutmadım. Nice insan yaşayıp öldü bende. Hiçbirini unutmadım. Ama seni hiç unutmadım. Çünkü beni yaşatacağını umdum. Bunu hep bekledim.
Reklam
"Beni hatırladığına sevindim," dedim. "Ben seni hiç unutmadım ki," dedi.
Sayfa 445Kitabı okudu
Ölüm, yalnızlık demektir. Yalnız kalmak demektir. Sessiz kalmak. Kimsesiz kalmak. Ben zaten yalnızdım, biliyordum. Ama şimdi yalnızlığım dahi yalnız kaldı. Ve ben bir anlık bile olsa seni hiç unutmadım. Ve bildiğim ne varsa sana anlattım. Hiç okuyamayacağını bilerek...
“İşte ustalarımın öğütleri ve benim acıklı yorumlarım: 1.C: Yalnızca okuma keyfi için yazmak köşe yazarını açık denizde pusulasız bırakır. 2.B: Ama köşe yazarı ne Eyüp'tür ne de Mevlâna. Hisse hep kıssadan çıkar, kıssa hisseden değil. 3.C: Okuyucunun zekâsına göre değil, kendi zekâna göre yaz. 4.A: Pusula hikâyedir. (1.C'ye
bazı kelimelerin altında ezilmek..
Ben zaten yalnızdım, biliyordum. Ama şimdi yalnızlığım dahi yalnız kaldı. Ve ben bir anlık bile olsa seni hiç unutmadım. Ve bildiğim ne varsa sana anlattım. Hiç okumayacağını bilerek..
Reklam
Ben seni hayatımın hiç bir anında unutmadım.
Sayfa 337 - Doğan KitapKitabı okudu
Aradan yıllar geçti. Benden uzaklarda yaşadın. Bambaşka bir adam oldun. Ama unutma ki sen bende doğdun. Bende büyüdün. Ben seni hiç unutmadım. Nice insan yaşayıp öldü bende. Hiçbirini unutmadım. Ama seni hiç unutmadım. Çünkü beni yaşatacağını umdum. Bunu hep bekledim.
Sayfa 96 - Leş, Sel
Aradan yıllar geçti. Benden uzaklarda yaşadın. Bambaşka bir adam oldun. Ama unutma ki sen bende doğdun. Bende büyüdün. Ben seni hiç unutmadım. Nice insan yaşayıp öldü bende. Hiçbirini unutmadım. Ama seni hiç unutmadım. Çünkü beni yaşatacağını umdum. Bunu hep bekledim.
251 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.