Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Bence arkadaşlığın bütün numarası, senden daha iyi insanlar bulmak; daha akıllı, daha karizmatik değil, daha sevgi dolu, cömert ve bağışlayıcı insanlar bulup onlara sana öğretebileceklerinden ötürü saygı duymak, senin hakkında ne kadar iyi veya kötü şeyler söylerse söylesinler kulak vermek, bir de onlara güvenmek, ki en zoru budur. Ama en güzelidir de.”
Peki değer verilecek ne kaldı geriye?Bence insanın kendine has yapısına,amacına uygun hareket etmek ve etmemek.Bütün işlerin ve sanatların hedefi de budur.
Reklam
Her şeye alışabilen bir yaratıktır insan, bence onu en iyi tanımlayan özellik de budur.
Birini çok sevmişsem adını asla başkasına söylemem. Onlara ait bir parçayı başkalarına teslim ediyormuşum gibi gelir bana. Gitgide gizli kapaklı şeyleri sever oldum. Modern yaşamı harikulade ya da gizemli kılabilen yegane şey de budur bence. En basit şey bile gizlendiğinde güzelleşir. Şu an şehir dışına çıkacak olsam evdekilere nereye gideceğimi söylemem. Söylersem zevki kaçar. Belki saçma bir alışkanlık ama bir şekilde insanın yaşamına hayli romantizm katıyor.
Gitgide gizli kapalı şeyleri sever oldum. Modern yaşamı harikulâde ya da gizemli kılabilen yegâne şey de budur bence. En basit şey bile gizlendiğinde güzelleşir.
“Bence arkadaşlığın bütün numarası, senden daha iyi insanlar bulmak; daha akıllı, daha karizmatik değil, daha sevgi dolu, cömert ve bağışlayıcı insanlar bulup onlara sana öğretebileceklerinden ötürü saygı duymak, senin hakkında ne kadar iyi veya kötü şeyler söylerse söylesinler kulak vermek, bir de onlara güvenmek, ki en zoru budur. Ama en güzelidir de.”
Reklam
Suuuus konuşmaaaa sözler kimin umurundaaaa
Sosyal beraberliklerde konuşulanların içeriğindeki gürültü oranı yüksektir. Çok şey konuşulabilir, ama aslında pek de bir şey denmez. Ne var ki konuşmak zorundayızdır, sessizliğe tahammül edemez, suskunluk modunda kendimizle ve karşımızdakiyle ne yapacağımızı bilemeyip bocalarız. Çoğumuz sessizliği dayanak- sızlık olarak yaşar ve bağlantının sürekliliğine ihtiyaç duyarız. Bazı insanların cep telefonlarına yapışık yaşamalarının bir nede- ni de budur. Bu olguya ayrılık anksiyetesi denir. Klasik psikana- lizde hastanın sessiz kalması tedaviye karşı bir direnç belirtisi olarak değerlendirilir. Bazen gerçekten de öyledir, ama bence çoğu zaman değil.
Sayfa 127 - MetisKitabı okudu
Fakat başka türlü bir dostluk daha var ki, bence asıl dostluk budur. Böyle dost kötü gününde seni yalnız bırakmaz, fakat iyi gününde de kendisini kenara çekmez. Senin derdine de ortaktır, sevincine de. Senin sevincin onun sevincidir, onun sevinci de senin sevincindir.
Sayfa 113Kitabı okudu
...Sonra tatil yüzünden kapalı olan okulumun önünden geçerken bahçesine girip biraz dinleneyim dedim. Etrafta kimseler yoktu. Duvara oturup beklemeye başladım. Gözümde kış zamanı okulun kalabalığı canlandı ve canım daha çok sıkılmaya başladı. Okulu sevmezdim ama o kalabalığın ve hareketin beni ne kadar oyaladığını fark ettim. Sonra bir şey durduk yerde içimi ezmeye başladı. Oysa değişen bir şey yoktu. Öylece bekliyordum. Uzaktan, parlak güneş ışığının içinden insanlar ve tek tük arabalar bir hayalin parçası gibi silüetler halinde geçip gidiyor, ama nedense sesleri hiç duyulmuyordu. Derken benim gibi iki çocuk çıkageldi. Ellerinde bir top, yavaş yavaş, bezgin bezgin basket oynamaya başladlar. O topun sesini o kadar net hatırlıyorum ki; böyle pat pat pat yere vurup arada bir de potaya atıyorlardı. Biraz oynadılar, sonra sıcaktan yılıp bıraktılar, bir kenara geçip oturdular. Birinin son olarak sertçe vurduğu top yavaş yavaş yuvarlandı, yuvarlandı, okulun duvarına çarpıp olduğu yerde kalakaldı. O anda, anlatmanın imkansız olduğu öyle derin bir sessizlik başladı ki; öylece o topa, o çocuklara baktım. Sonra okula baktım, sonra içime acayip bir acı çökmeye başladı. O acı giderek büyüdü, büyüdü, içim nasıl kıyılıyor ama... Ben acıyla ilk defa o gün, orada tanıştım. Sonra hayatımın hiçbir döneminde; o anda, okulun bahçesindeki kadar derinden bir acı çektiğimi hatırlamıyorum. Bence dünyadaki en büyük acı budur. Çünkü sebebi yoktur, neden diye soramazsın çünkü ortada bir şey yoktur. Gelir yakalar insanı ve bir daha hiç bırakmaz. Albert Camus'nün Yabancı'da anlattığı sıcak bir pazar gününün verdiği acı gibi..
Zeki DemirkubuzKitabı okudu
Eğer Tanrı sonsuzsa ve insanı yaratmışsa, Tanrı'yı kim yarattı? Tanrı'ya dair sahip olduğumuz fikre göre, o yaratıl­mamıştır. Başlangıç noktasına geri dönüyoruz. "sız/ mamış" (in). Yaratılmamış, yaratılmış olmayandır. Zira Tanrı'nın başka bir Tanrı tarafından yaratıldığı­nı düşünüyorsanız, o zaman bu diğer
Sayfa 47 - Monokl Yay. Birinci Basım: 2017 Haziran
Reklam
Bence arkadaşlığın bütün numarası, senden daha iyi insanlar bulmak; daha akıllı, daha karizmatik değil, daha sevgi dolu, cömert ve bağışlayıcı insanlar bulup onlara sana öğretebileceklerinden ötürü saygı duymak, senin hakkında ne kadar iyi veya kötü şeyler söylerse söylesinler kulak vermek, ki en zoru budur. Ama en güzelidir de.
Sayfa 248 - DOĞAN KİTAP
Gitgide gizli kapaklı şeyleri sever oldum. Modern yaşamı harikulâde ya da gizemli kılabilen yegâne şey de budur bence. En basit şey bile gizlendiğinde güzelleşir. Şu an şehir dışına çıkacak olsam, evdekilere nereye gideceğimi söylemem. Söylersem zevki kaçar. Belki saçma bir alışkanlık ama bir şekilde insanın yaşamına hayli romantizm katıyor.
Sayfa 6
“ Bence arkadaşlığın bütün numarası, senden daha iyi insanlar bulmak; daha akıllı, daha karizmatik değil, daha sevgi dolu, cömert ve bağışlayıcı insanlar bulup onlara sana öğretebileceklerinden ötürü saygı duymak, senin hakkında ne kadar iyi veya kötü şeyler söylerse söylesinler kulak vermek, bir de onlara güvenmek, ki en zoru budur. Ama en güzelidir de “
Birini çok sevmişsem, adını asla başkalarına söylemem. Onlara ait bir parçayı başkalarına teslim ediyormuşum gibi gelir bana. Gitgide gizli kapaklı şeyleri sever oldum. Modern yaşamı harikulade ya da gizemli kılabilen yegane şey de budur bence. En basit şey bile gizlendiğinde güzelleşir. Şu an şehir dışına çıkacak olsam, evdekilere nereye gideceğimi söylemem. Söylersem zevki kaçar. Belki saçma bir alışkanlık ama bir şekilde insanın yaşamına hayli romantizm katıyor.
"Biz gerçek özgürlüğü, gerçek büyümeyi imkânsız kılan bir döngü sistemine kısılmış durumdayız. Sanatta klasik dönemi romantik dönem izlemiştir. Sonra tekrar klasiğe dönülmüştür. Bu iş bir sarkaç kadar basit ve bence sanatın tüm anlamını yok ediyor. Aynı şey toplum için de geçerli. Tutucu bir dönem, liberal bir dönem, sonra yine tutucu bir
Sayfa 358
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.