"Yaşam, bize bütün kitapların öğrettiğinden daha çoğunu öğretir. Çünkü yaşam, bize karşı direnir. İnsan, ancak engellerle karşılaşıp onları aşmaya çalıştıkça kendini tanıyabilir. "
Bazı yazarlar var ki bir kitabının gölgesinde kalabiliyor ne yazık ki. Diğer eserleri yokmuşcasına ismi hep o eseriyle anılıyor. Antoine de
Mitolojik açıdan çok güçlü, karakterler yönünden canlı ve dil açısından anlaşılır bir kitap. Ancak benim gibi mitoloji bilgisine çokta sahip değilseniz oldukça yoruyor sizi. İsimler havada uçuşuyor. Karakterleri tanıyana kadar neredeyse kitabın yarısına geliyorsunuz. Kitabın yarısından sonra olaylar sizi içine çekiyor. Kitabı okumaktan zevk aldım.
Antik Yunan tanrılarının dünyasında aşk, aile içi rekabet, saray entrikaları ile mücadele eden sıradan ama sıra dışı bir kadının, Aiaie Cadısı Kirke'nin sürükleyici öyküsünü okuyacaksınız.
Mitoloji seviyorsanız kesinlikle tavsiye olunur...
İyi okumalar
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,7bin okunma
İnsanı Tanıma Sanatı, Adler' in 1920 yılında Viyana Halk Enstitüsü ' nde verdiği bir yıllık konferanslardan oluşuyor. Anılar, Düşler, Düşünceler kitabına yaptığım incelememde, benim de psikolojiye ilgi duyan herkes gibi favorilerim Adler, Jung ve Freud üçlüsü demiştim. Ama diğerlerinin aksine ilk defa Adler' in bir kitabını okuma fırsatı buldum.
Üzülmek için neden aramaya gerek yok!
Bazı kitapların az okunması bile ziyadesiyle üzebilir bir insanı!
Üstelik bu kitap
Can Yücel'in kitabıysa ve İş Bankası Kültür Yayınlarından çıktıysa...
Meşhur "ne okusam"larım vardır benim.
Elimdeki kitap bitince kitaplığın karşısına geçer dakikalarca kurcalarım kitapları. Birçoğunu okumuşumdur
Bu kitabı çocuklarınızdan uzak tutmanızı şiddetle tavsiye ediyorum...
On beş günlük kısa bir tatilin ardından tekrar eğitim-öğretim dönemi başladı. Tatilde sıraya koyduğum baya bir kitabım vardı. Fakat bu süre çok kısa olduğundan kitaplarımı bitiremedim. Bu sürenin bana yetmemesi ve kitaplarımı okuyamama baya üzüldüm. Çünkü okulların açılmasıyla
“Sabahattin Ali kanaatimce son neslin hikâyecilerinin en kuvvetlisidir.”
Reşat Nuri Güntekin
UYARI: Burdan itibaren okuyacaklarınız Sabahattin Ali’yle ilgili çokça bilgi içermektedir. Şayet spoiler yemek istemiyorsanız ( hoş biyografinin neresi spoiler olabilir zaten her şey her yerde yazıyor neyse)
.................. Gidip şu işaretten
Okuduğum bir haberi paylaşmak istedim ben çok bilgilendim sizin de bilgilenmeniz temennisiyle :)
Kitap Okuyan İnsanların İdeal Bir Sevgili Olduklarının Bilim Tarafından Kanıtlanmış 3 Nedeni
1. Sizinle yalnızca konuşmazlar, sohbet ederler.
2. Sizi öylesine bilmezler, aynı zamanda sizi 'anlarlar'.
3. Sadece akıllı değil, bilgedirler.
Yani benim bu haberden anladığım;
Size mektuplar ve kısa şirin notlar yazarlar. Oldukça laf cambazıdırlar ama kötü anlamda değil. Sorularınıza kısa ve sıkıcı cevaplar vermek yerine, manidar düşünceleriyle yanıt verirler. Kelime dağarcıklarıyla aklınızı başınızdan alabilirler.
Her ne kadar
“Sakın bir şair sevme , seni yazmak için seni terk eder.”
denilmiş olsa da, haberde kitap okuyan diyor, yazan kısmı dahil edilmemiş gibi. Yine de karar sizin :)
Keyifli bir pazar günü diliyorum.
Yıllarca "şiir okumayı değil, dinlemeyi seviyorum" diyerek kendi kendimi mahrum etmişim kendi kitaplarımı okumaktan. Evet, bu kitabın yazarı Şükrü ERBAŞ olsa da aynı zamanda benim kitabım. Çünkü şiir çoğu zaman şaire değil, onu hissedene aittir!
Edebiyatın bu en süslü, narin, duygu dolu dalına olan negatif yaklaşımım aslında şiirden çok
Sevişmekten kastım,
Şu sessiz dudaklarından,
Koca bir öpücük almak,
Ve omuzlarından.
Öpmek ki o kadar hafif.
Öpmek ki uyandırmadan,
Şu bin yıllık uykudan seni.
Öpmek ki yetimhanede büyümüş bir çocuğun,
Kısa kısa hikayelerden oluşan "Olağan İşler" iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm yazarın kendi hikayelerinden oluşurken, ikinci bölüm de Batılı meşhurlardan tercüme edilmiş.
Reşat Nuri Güntekin'nin bu eserle bir mesaj verdiğini düşünüyorum. Eseri okuduğunuzda yazarın hikayelerinin ne kadar akıcı ve güzel olduğunu zevkle okunduğunu görürsünüz. İkinci bölüme gelindiğinde ise yazar adeta : " Alın bakalım, gözünüzde büyüttüğünüz o yazarların en meşhur hikayelerini, hangisi benim çapımda ? Sorarım sana ey okur!!" der gibidir. Zira Batılı yazarların (Bu arada Stefan Zweig'in bir hikayesini tanıdım sadece diğer yazarları çıkaramadım) hikayeleri Reşat Nuri ile mukayese ettiğinizde çok yavan, sıkıcı görürsünüz.
Reşat Nuri Güntekin dünya çapında çok rahat bir şekilde ilk 10'a girecek bir yazar. Ne talihsiz bir yazar ki "İnkılap Yayın" gibi bir yayıncılık tüm kitapları esareti altına aldığından ne Türk okuyucusu ne de batılı veya doğulu kitap severler mahrum kalıp tanıyamadılar Reşat Nuri Güntekin'i.
Çalıkuşu romanı 230 tl olabilir mi?
Tekel olmanın keyfini 2026 yılına kadar sür bakalım İnkılap Yayıncılık. Telif hakkı 70 yılını doldurunca bir tek kitap satamayacaksın. 2026 -2027 seneleri öyle zannediyorum ki hem bizde hem dünyada Reşat Nuri Güntekin'nin eserlerinin satış rekorları kırdığı yıllar olacak. Uzun süre çok okunan kitaplar listesinin hakimi olacak...
Çok mu abarttım hiç te bile az bile söyledim:))
Mevlana'nın hayatını anlatmaya çalışan yazar olayları Mevlana'nın dilinden anlatmasını hiç beğenmedim. Dolayısıyla yazar kendi dilini Mevlana'nın dili gibi konuşturmuş. Midem bulandı diyebilirim. Mesneviyi okumayan dediğimi anlayamaz. Mesnevi de mevlana eşsiz bir "Genaral" seviyesinde iken bu kitapta adeta acemi çaylak bir er oluveriyor.
Sen adamı Mevlana ile mi kıyaslıyorsun arkadaş? Diye sorabilirsiniz. Hayır. Kıyaslamıyorum. Romanın dili, ilk başta yanlış seçildiğini düşünüyorum. Burada Mevlana kendini yazarın dili ile anlatmamalıydı. Mevlana ya ait sözler alıntı şeklinde yapılmalıydı. Kitabın her sayfasında zaten Sinan Yağmur'u yazmışsın be adam. Gidip te Mevlana'nın dilinin üstene oturmaya ne hacet vardı.
Sonuç beğenmedim kitabı. Tavsiye etmiyorum.
Not: Bu benim fikrim. (This is my idea)
Aşkın Gözyaşları 2Sinan Yağmur · Karatay Akademi Yayınları · 201110,9bin okunma
Benim içimdeyse sanki çok, çok eskiden doğmuşum gibi bir duygu var... Hayatımı, bitmez tükenmez kuyruğu olan bir elbise gibi sürüklüyorum sırtımda... Çoğu kez de hiç yaşama isteği olmuyor içimde.