Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Yazara Mektup
Sayın Yazar, Bu mektubu size yazmadan önce çok düşündüm. Bu mektubu gerçekten yazmalı mıydım? Nihayet gereklilik kipinden kurtulup irade kipine geçmeye karar verince okuduğunuz gibi –ya da okuduğunuzu varsaydığım gibi- bu mektubu yazdım (yazmaktayım). Öncelikle bir yazar olarak sizin hayranınız olduğumu belirtmeliyim. Aslına bakarsanız sadece bir
Atasözü, Deyim, Söz Sanatları
_Türk savaşır, rus sevişir, yunan düşünür, arap da masal anlatır. Yunan _Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar da bu masala inanan 2. bir millet yoktur. Azeri _Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür. Fransız _Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar. İran _Yılan
Reklam
304 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Felsefe profesörü Muriel Barbery tarafından yazılan Kirpinin Zarafeti, hayatın anlamına dair harika sorular sorarken bir yandan da 3 farklı karakterlerin yollarının kesişmesine konuk ediyor bizi. Kitap felsefi soruları oldukça sade bir biçimde sormuş ve bunları karakterlerin farklı hayatlarına çok güzel dahil etmiş. Aynı zamanda birçok kült dediğimiz yazara, filme ve şarkılara itaf da bulunmuş, hem mutlu oldum hem de birçok not aldım. Karakterler açısından başlarda Madam Michel ile çok empati kuramadım, benim için mantıklı gelmedi ama hikaye ilerdikçe tüm davranışları için bir sebebin olduğunu görüyoruz. Paloma ise bayıldığım bir karakter oldu, çünkü sorduğu sorularla gelişimini takip edebiliyoruz. Kirpinin zarafeti benzetmesi genel olarak çok yerinde bir benzetme diyebiliriz. Kitabın sonuna gelirsek, tabiki spoiler vermeyeceğim ama böyle sıcak bir kitaba çok soğuk bir son olmuş. Ama belki de hayatın anlamını görebilmek için, tüm yönlerini düşünmemiz gerekiyordur...
Kirpinin Zarafeti
Kirpinin ZarafetiMuriel Barbery · Kırmızı Kedi Yayınları · 20207,4bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kitabın konusu , 1518 de Strasbourg’ da bir kadının dansı ile başlayan ve dans eden insanların sayısının artmasıyla “Dans Vebası” olarak adlandırılan olay. İlk olarak 7. yy.da görülen bu salgın 7 yüzyıl boyunca aralıklarla Avrupa’da görülmüş. 1237 yılında yine Almanya’da yaşanan olayda büyük bir grup çocuk, neredeyse bilinçleri kapalı bir şekilde zıplayıp dans ederek bir şehirden komşu bir kasabaya yürümüş. Bu olay, fareli köyün kavalcısı'na ilham olmuş. Dansa Davet’e konu olan bu ilginç toplumsal histeri vakalarının sebebini, Strasbourg’da yaşanan ve insan yeme boyutlarına ulaşan açlık ve sefalet ile özellikle adaletsiz derecede haklara sahip olan dini merciler olarak görüyoruz. Arka kapaktaki; “kurgu hikayelerden çok daha delice bir gerçekliği anlatan” masalsı bir roman… açıklaması yerinde bir benzetme olmuş. Kitapta çokça geçen ve dikkatimi çeken bir konu da o dönmede Strasbourg’da Türk saldırısına karşı sürekli tetikte olunması ve Türklerden çok korkulması. ”Türk akınıı durdurulamaz. Denizin kapıları açılmış farzedin.” Bu konuyu dönem tarihini inceleyerek öğrenmek istiyorum. Yazarın ilk kitabı olan “İntihar Dükkanı” nın da dikkat çeken kitaplardan biri olduğu söyleniyor.
Dansa Davet
Dansa DavetJean Teule · Sel Yayıncılık · 20204,467 okunma
330 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
bir cinayet ve yanında onlarca hikaye
Bu kitap hakkında özet bir bilgi vermem kitabı okuyacak insanların heyecanını kamçılamak olurdu bu yüzden kitap en başından en sonuna kadar kesinlikle sonunda bu olacak diyeceğiniz bir kitap değil başından itibaren sizi şaşırtıyor . Merak duygusu yoğun dozda kitabın bütününe serpilmiş bir şekilde var. Kitabın karakterini ben Albert Camus “Yabancı “romanındaki karaktere benzettim okuyacak çoğu kişinin de bu kanıya varacağını düşünüyorum. Yazar kitabın bir yerinde egoyu bir diktatöre benzetiyor bu benzetme benim beğendiğim bir benzetme olmuş ayrıca yazar diğer kitaplarında olduğu gibi bir çok edebi romandan bahsetmiştir aşk duygusu kitapta yoğun olarak düşünce olarak işlenmiştir , aşk bir uçurum kenarında gözü bağlı yürümektir düşüncesini kitabın bir çok yerinde yinelemiştir . Kadın cinayeti ile başlayan kitabın sevmediğim yönü de oldu tabi ki aşk duygusunu cinayete gerekçe olarak başkarakterin yinelemesini sevmedim aşk yaşatır felsefesini benimseyen bir okur olarak buna karşı çıktım neyse ki kitabın sonunda yazar bir nebze de olsa farklı bir gerekçe ile kitabı bitirmiş yoksa bunu savunduğunu yani aşkın bir katil olduğunu savunduğunu düşünecektim . Yeni okuyacak herkese keyifli okumalar diliyorum .
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,1bin okunma
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Reklam
172 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yaşadığımız dünyadaki adaletsizliği, günahları, kötülüğü dibine kadar yansıtan bir yapıt olmuş. Dünyamızı otomatik bir şekilde işleyen ve içeriden çürüyen bir portakala benzetmesi çok marjinal ve yerinde bir benzetme, bu sistem insanları birer makinaya dönüştürdüğü kötülerin kendi seçimleri üzerine işledikleri günahları dünyamızı içeriden çürüttüğü ve adaletin olmadığı gerçeğiyle yüz yüze kaldım. Kitabı başından sonuna kadar öfke ve merak içerisinde okudum. Elime aldığımla bitmesi bir oldu sürükleyicilik bakımından çok iyi.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,6bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
Bir Martının gözünden bu kitabı okumak çok keyif vericiydi. Güzel ve yerinde bitti. Aslında hepimizin içinde bir Martı Jonathan Livingston var. Öğrenmenin özgürleştirdiğini anlatan bir hikaye olmuş bence. “ Hayır. Öğrenecek bir şey var ama bunun ne olduğunu bilmiyorum. Hak etmiyorsam milyonlarca çakıl taşı bile beni kutsal yapamaz ve diğer martıların benim hakkımda ne düşündüğünü umursamıyorum.” Atatürk benzetmesi yapanlar olmuş, gerçekten iyi yerden yakalanmış bir benzetme. Martı Jonathan’ında kendisinin değil fikirlerinin yaşatılmasını istiyordu. Sorunda bu değilmiydi zaten. Bu akşam yemekte arkadaşımla sohbet ediyorduk. Üniversitedeki hocalarımızın her şey hakkında bir bilgisi olduğunu ve bu bilgileri dün öğrenmiş kadar iyi hatırlamaları bizi sorgulattı. 15 yıl önce bir derste öğrendiği konuyla ilgili yapılan yorumu ayrıntılarıyla aktarması ilk başta gözümüzde o hocayı ilah yaptı ama sonra belkide kafadan atıyordur dedik. Bilmediğimiz için ne derlerse inanıyoruz yorumu yaptı arkadaşım. Gerçekten öyle değil mi? Bilmeyene öğrendiği her şey mantıklı geliyor. Hayvan Çiftliğinde de bu durum böyleydi. Martı Jonathan içinse Öğrendiği her şey ona özgürlüğüyle geldi. Bilmeye, öğrenmeye ve özgürlüğe..
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201967bin okunma
İsmail Hakki Bursevi - Ruhul Beyan - Lokman Suresi 16-19 Ayetler
16. "Yavrucuğum! Yaptığın iş, bir hardal tanesi ağırlığınca olsa bile ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin içinde bulunsa, yine de Allah onu (ortaya) getirir. Doğrusu Allah, işin ince ve gizli noktalarını bilendir ve her şeyden ha-berdardır. 17. Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış ve
Damla Yayınevi, 6.ciltKitabı okuyor
İLAHİ İYİLİK
Sevgi sabırlıdır ve sevgi bağışlayabilir...ama Sevgi asla sevgisiz bir nesneyle uzlaşmaz... Bu nedenle asla günahımızla bağdaşmaz, çünkü günahın değiştirilmesi mümkün değildir. Ama Sevgi sizin şahsınızla bağdaşabilir, çünkü şahsınız değişip yenileşebilir. THAERNE, Centuries of Meditation, 11,30 Tanrı'nın iyiliği üzerinde düşünmeye
Sayfa 25 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
Reklam
_Yas, sevilen bir şeyin kaybına verilen hüzünlü bir tepkidir. Melankoli’de de aynı hüzün vardır ama yastan farkı, nesnenin kaybı içselleştirilerek egonun kendisinin kaybına neden olur. Bu yüzden yasta dünya boş görünür; melankolide ise egonun kendisi. Melankolide nesnenin kaybıyla egonun kaybı aynı şey haline gelir. Özsaygıdaki tahribat yasta
Vay Be! Dedirten 10 Hızlıca Okunası Hikaye 1.Kimin parası daha değerli? Olay, henüz döviz kurlarının uygulanmadığı yıllarda ABD-Kanada sınırındaki bir şehirde geçmektedir: ABD ve Kanada malum ki para birimi olarak 'dolar' kullanmaktadırlar. Yalnız her iki ülke de kendi paralarının daha değerli olduğunu iddia etmektedirler. Şöyle ki
520 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
*dizlerimin üstünde sürünerek de olsa*
ORAYA GİDECEĞİM. Bet, bana kitabın henüz başındayken Martin’i fazla sevmememi söylemiştin, fakat zaten bunu sağlayan pek çok şey oldu. Sanırım ilk kez uzun uzadıya kitap inceliyorum, amacım eleştiri yapmak değil ha. Eleştirmenlerden en az Martin kadar nefret ediyorum zira dünyanın her yerinde “Fani” gibi birçok eserin eleştiri bataklığında
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,6bin okunma
Mağara
“Ve şimdi,” diye sözüme devam ettim, “doğamızdaki (yaradılışımızdaki) eğitilmişlik ve eğitilmemişlik hali arasındaki farkı aşağıdaki olaylara bakarak benzetme (eğretileme) halinde kavramaya çalış. İnsanları yerin altındaki, mağaraya benzer bir mekânın içinde kafanda ve gözünde canlandır; bu mekânın, ışığın geldiği yönde, mağaranın kendisi
50 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.