Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Pdf, Epub kitaplar
Arkadaşlar biraz karmaşık olabilir. Ordan burdan toparladığım arşivleri paylaşmak istedim.Oluşturanların ellerine sağlık. Fırsat buldukça güncellicem keyifli okumalar🙏 Telegram E-kitaplar #209822858 1. Tayfur Evsen arşiv mega.nz/folder/H9tDxTwY... 2.
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ray Bradbury - Fahrenheit 451 incelemesi
> Hepinize merhaba arkadaşlar. Kanalıma, aman aman sayfama hoş geldiniz demek isterdim, ama bu şimdi yeni moda olan YouTuber ve BookTuber tarzı bir giriş hissi verir düşüncesiyle, sizleri bugünkü incelememde biraz olsun farklı bir havada karşılamak istedim. Şu an sabahın 08.38’i ve benim belki de gün içinde en sakin ve dingin olabileceğim, daha
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,4bin okunma
science
'' Kusmak istiyorum lakin midemdekileri değil, zihnimdekileri. Cahil olmak istiyorum, bilgiye değil, insanlığa. Susmak istiyorum, sizlere değil... Kendime. Korkuyorum, sizlerden değil... Kendimden! ''
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Isaac Asimov’un “Ben Robot”una Genel Bir Bakış
Bilimkurgunun altın çağında 3 büyük ustadan (diğer ikisi
Arthur C. Clarke
Arthur C. Clarke
ve
Robert A. Heinlein
Robert A. Heinlein
) biri olarak anılan
Isaac Asimov
Isaac Asimov
, 1920 Rusya doğumlu bir Amerikan vatandaşıdır. 1992’deki ölümüne dek hakkında yazmadığı bir kategori bırakmayan Asimov, bilimkurgu yazarı olmasının yanı sıra, iyi bir bilim insanıdır da. Bir Kimya profesörü olan Asimov, hayatını tam zamanlı
Ben Robot
Ben RobotIsaac Asimov · İthaki Yayınları · 20227,3bin okunma
Reklam
Bir bilimkurgu öyküsünün neden başarılı olduğunu on ayrı öykü üzerinden ele alan Greenberg ve Asimov seçkisi, özgün bir yaklaşıma sahip. Aslında bir anlamda model bir kitap olarak dahi kullanılabilir. Zira benzer bir çalışma, genel olarak başarılı olarak kabul edilen on öykü seçilerek, bunların neden başarılı olduğunu anlatabilir. Yahut, türlerine göre on polisiye öykü, on korku öyküsü, on fantastik öykü seçilip, benzer bir teknikle bunların neden başarılı olduğu açıklanabilir. Şayet bu seçki çevrilse, Türkçe bilimkurgu literatürüne önemli bir katkı sağlardı ve bilhassa bilimkurgu alanında çalışması olan yazarlar veya yazmayı düşünenler için son derrcr faydalı olurdu. Meraklısı için künye bilgisi ve öyküler: Isaac Asimov & Martin H. Greenberg, commentaries by Ansen Dibell, "Cosmic Critiques: How & Why Ten Science Fiction Stories Work", Cincinati, Ohio: Writers Digest Books, 1990. / Contents: "Advice" by Isaac Asimov, "Neutron Star" by Larry Niven, "Rock On" by Pat Cadigan, "Transstar" by Raymond E. Banks, "Billenium" by J. G. Ballard, "Grandpa" by James H. Schmitz, "The Last Question" by Isaac Asimov, "In the Circle of Nowhere" by Irving E. Cox, Jr., "The Silk and the Song" by Charles L. Fontenay, "Dial F. for Frankenstein" by Arthur C. Clarke, "Carcinoma Angels" by Norman Spinrad.
#science
Bilim önemlidir, fakat hayal daha önemlidir.
"Dünya dijitalleştikçe şurası kesin ki hepimizin birden fazla karakteri, avatarı ve kişiliği olacak."
BEYİN ARAŞTIRMALARININ TARİHİ
Roma, 2. yüzyıl... Filozoflar ve politikacılardan oluşan bir izleyici kitlesi, "tıbbın prensi" Bergamalı Galen'in bir domuz üzerinde yapacağı çalışmayı izlemek için toplanmıştı. Galen hayvanın laringeal sinirini ( gırtlağı beyne bağlayan sinirsel bağlantı) kesince hayvanın ciyaklaması aniden kesildi. Seyircilerin şaşkınlığı gözlerinden okunuyordu. Peki ama neden bu kadar şaşırmışlardı? Çünkü az önce Galen, davranışları kontrol edenin kalp değil beyin olduğunu kanıtlamıştı. Bize bu çığır açıcı bir olay gibi gelmeyebilir ama tarihçi Charles Gross bunu " tüm zamanların en ünlü fizyoloji gösterilerinden biri" olarak tanımlıyor. Galen, beynin işlevsel önemini ilk fark eden kişi olmasa da iddialarını savunmak için halka açık bir deney yapan ilk kişiydi. Galen'in zamanında "kalp merkezli görüş" ( düşünce, zihin ve ruhun kalpte bulunduğu görüşü) baskındı ve yüzyıllar boyunca da öyle kalacaktı. İçinde "yürek" ve "kalp" geçen çoğu deyim (örn. kalbini dinlemek ) bu görüşün kalıntılarıdır.
Reklam
Michigan Üniversitesi araştırmacıları, çekirgelerin kanser hücreleri ile sağlıklı hücreler arasındaki farkı koklayarak anlayabildiklerini ortaya koydu. Üç farklı tipte ağız kanseri örneklerinin koklatıldığı çekirgelerin, yalnızca kanserli hücreleri sağlıklılardan ayırt etmekle kalmadığı, kanser tiplerini de birbirinden ayırt edebildiği gözlemlendi. Uzmanlara göre ağız konserine odaklansa da diğer çoğu kanser türünün de nefese katılan uçucu metabolitler üretmeleri nedeniyle kokularından fark edilmeleri mümkün.
10/10 puan verdi
Yönetim Düşüncesinin Kronolojik Tarihi
Yönetim Düşüncesinin Kronolojik Tarihi ◌ ◌ ◌ Toplumsal verimlilik kazanılması ve dahi elde edilmesi istenilen bir durumdur. İnsanlık tarihi boyunca büyük yapılar, çalışmalar insan organizasyonu ve yönetimin eseri olmuştur. Çin Seti, Mısır Piramit’i, Sanayi Devriminde ki fabrikalar, günümüzdeki büyük şirketler bazı örneklerdir.
Yönetim Düşüncesinin Evrimi
Yönetim Düşüncesinin EvrimiArthur G. Bedeian · Albaraka Yayınları · 20210 okunma
Current Biology dergisinde yayımlanan bir makalede , uykusuzluğun hafıza becerileri üzerindeki etkileri incelendi . Daha önceki yaygın inanış , uykusuzluğun öğrenilen şeylerin beyin tarafından uzun dönemli hafızaya aktarılamadan kaybolduğu yönündeydi. Fakat yeni araştırmada bilim insanları , bu bilgilerin uzun dönemli hafızaya geçmesinde bir sıkıntı olmadığını , problemin kaynağknın bu bilgileri hatırlama yeteneğinde azalma meydana gelmesi olduğunu ortaya koyuyor.
Kozmik ufuk - Evrenin sınırı
Işığın hızı sabit olduğu için bizim görebildiğimiz alanın bir sınırı var. Hiç bir zaman evrenin tamamını görme şansımız olmayacak. Kozmik ufuk, bizim için evrenin sınırı anlamına geliyor. Bizden 45 milyar ışık yılı uzakta bulunan bu sınırın ötesi de kendi evrenimize ait olduğu halde orada ne olduğunu bilmiyoruz. Ve bu sadece bizim evrenimiz...
"HEPİMİZİN AYNI 24 SAATİ VAR" (YANLIŞ)
En başarılı insanlar da tıpkı herkes gibi günü 24 saat yaşıyor. Verimliliği arttırmaya yönelik tavsiyelerde bu klişeyi sık sık duyarız. Aslında ima edilen şu: Yeterince başarı değilseniz bunun nedeni, zamanınızı başarılı insanlar kadar iyi kullanmamanız olabilir. Bu klişe, muhtemelen sizi daha verimli olmaya motive etmek için kullanılıyor. Aslında birçok uzman bu iddiaya karşı çıkıyor. Evet, hepimiz bir günde 24 saat yaşıyoruz. Ancak bu zamanı verimli kullanma yeteneği kişiden kişiye büyük farklılıklar gösteriyor. Burada bağlama bakmak çok önemli. Teorik olarak, gündüzleri gittiği okulun masraflarını çıkarmak için geceleri çalışan birinin, zamanını varlıklı bir ailenin çalışmak zorunda olmayan çocuğu kadar " verimli" kullanma imkânı olmadığı çok açık. Toplumsal cinsiyet rollerinin ve diğer bazı negatif faktörlerin de verimliliğe etkisi var. Sonuçta, paranız ve kaynaklarınız olduğunda veya "verimsiz" taleplerle sizin yerinize ilgilenen sadık çalışanlarınız olduğunda zamanı verimli kullanmanız çok daha kolay. Oysa insanların çoğu bu imkânlara sahip değil. Ayrıca, 24 tam saati verimli bir şekilde kullanmanın şart olması fikri de nesnel olarak çok anlamlı değil. Psikoloji bilimi, sağlıklı bir iş -yaşam dengesinin önemini sürekli olarak vurguluyor. Günün her saatini "verimli olmaya" adamak, bu düşüncenin karşısında yer alıyor. Sonuçta "Hepimizin aynı 24 saati var" iddiası, çok az insanın bu zamanı %100 verimli bir şekilde kullanma imkânına sahip olduğu gerçeğini görmezden geliyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.