Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
475 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Biyolog ve sınıf öğretmeniyim ama ANLADIM. Yani çok matematik bilmem ama ben keyif aldım ki matemetikçiler bayılmıştır heralde. Bi de anlatım ve olaylar hakikaten ilgi çekici idi,bu nedenle bazı ifadeleri (fazla matematik oldukları için ) anlamasamda kendimi aptal gibi hissetmeme sebep olmadan,bırakmamak için hiiiiç savaşmadan gayet keyifle sonuna kadar geldim ve evet beğendim. Bir de çevirmen Şirin Yener'i de tebrik etmek lazım heralde Çünkü kitabın hem çevirisi zordur, hem de matematiğe uzak insanları sıkmayacak bir türkçe kullanmak çok çok daha zordur.Eline Sağlık Şirin Yener
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202385,7bin okunma
284 syf.
8/10 puan verdi
Fazla sürprizbozan vermeden kısaca değinecek olursam Vakıf ve İmparatorlukta, Katır adlı mutant dahinin ortaya çıkışından ve Vakıf'a kafa tutmasından bahsediliyor. Katır'ın ortaya çıkışı Hari Seldon'un öngördüğü gelecekte ve psiko-tarih kuramında sapmaya neden olarak bir hayli sürükleyici ve kompleks olayların ortaya çıkışına zemin hazırlıyor. Vakıf'a oranla bu kitapta tempo biraz daha düşük, karakterlerin çok sık değişiyor olması beni hiç memnun etmedi. Tam karakterlere alışıyorsunuz, bir bakıyorsunuz birkaç sayfa sonra bilmem kaç yıl sonrasına gidilmiş ve doğal olarak sevdiğiniz o karakterin ölmüş olduğunu fark edip içerliyorsunuz. Fakat, Asimov'a hak vermek lazım çünkü 1000 yıllık bir süreç karakter değişikliği olmaksızın anlatılamazdı. Yine sürprizli bir finali olan kitap eminim ki Asimov hayranlarını heyecanlandıracak ve Vakıf serisini daha da sevmelerine yol açacaktır.
Vakıf ve İmparatorluk
Vakıf ve İmparatorlukIsaac Asimov · İthaki Yayınları · 20211,913 okunma
Reklam
308 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yer yer beni çok zorladı, yordu. Bazen kelimeler dans etti önümde. Belki de sözümü tutmalı zamanını beklemeliydim kitabın. Sabırsızlandım nedendir bilmem. Bir kere daha bırakmak istemedim. İnat ettim okuyacaktım. Bir ara hayır bu cümleler Elif Şafak'a ait olamaz, bu onun kalemi değil diyerek söylendim. Ama ne zaman ki aşık oldu Şafak, şükür dedim artık kendine dönecek ve döndü de. Gerçi bu tam 179 sayfa sürdü. Ama olsun aşkı beklemek de sancılı, aşık olmak da. Sabra değdi gerçekten sonra aktı gitti su gibi Siyah Süt. İçimizdeki küçük kadıncıklara isimler vermek, onları zihnimizde karakter analizlerine göre giydirmek, konuşturmak oldukça hoşuma da gitti sonra ne yalan söyleyeyim. Şimdi ben her hareketimde içimdeki hangi kadının ayaklandığını düşünmeden edeme de. Kalemine sağlık olsun. Bir gün annelik şerefine nail olursam söz özellikle es geçtiğim testi de çözerim.
Siyah Süt
Siyah SütElif Şafak · Doğan Kitap · 20189,7bin okunma
655 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
BİTTİ. O kadar güzel bitti ki.. Kendime daha yeni geliyorum. Bitmesini hiç istemediğim tek kitaptı. Öylede olacak. Bittiği için o kadar üzüldüm ki, bunu yazarken bile ağlıyorum aynı bitince ağladığım gibi.. Tuna'nın o son mektubu beni derinden etkiledi, kendimi şu an bir boşlukta gibi hissediyorum. 3 harflik kelime canımı ilk defa bu kadar yaktı;
Pabucumun Ajanı 2
Pabucumun Ajanı 2Asude · Ephesus Yayınları · 20141,336 okunma
309 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Eski kitapları okumayı çok seviyorum. O zamanki yaşam, yazar ya da çevirmenin Türkçe'yi kullanışı hoşuma gidiyor. Elimde, ilk baskısı 1967 yılında yapılmış olan bu kitabın 1974 tarihli üçüncü baskısı (bir sayfası eksik :( ) var. İnanılmaz güzel. Fakir Baykurt adını ilk kez duyduğum (sanırım o da benim ayıbım), sonradan öğrendiklerime göre köy
Amerikan Sargısı
Amerikan SargısıFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2021394 okunma
632 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitabı okumak zor. Hatta çoğu zaman hiç bir şey anlatmadığı hissine kapılıp, okuyup da ne olacak hissine kapılıyorsunuz. Ancak bu kitabın kötülüğünden değil aksine kitabın romanın kahramanı İlya İliç Oblomov'un uyuşukluğunu birebir bize aktarmasından kaynaklanıyor. Kitabı okurken sevgili dostum cey cey ile sık sık yakındığımız hastalığın adını öğrendim. Meğersem bizim plan yapmaktan, işleri önce bir sıraya koyalım da bakarız, dur şimdi önce şu iş bitsin de diyerekten planladıklarımızı bir türlü hayata geçiremememizin bir adı varmış. Oblomovluk... Ölmeden önce okunması gereken 1001 kitaptan biri olan Oblomov, gerçekten yorucu, sık sık tekrar içeren, Oblomov gibi uyuşuk anlatım tarzıyla uykunuzu getiren bir kitap. Ben okudum. Neden bilmem -bazı kitaplarda bana böyle olur- ömrün son demlerinde ateş başında okunmalı hissi verdi. Belki kitabın atmosferindendir. Her ne kadar 1001 kitaptan birisi ise de bence 650 den sonra biri olabilir :) Yine de kendinde okuyacak dinginliği hissedenler çekinmeden denesinler. Dünya klasiklerinden birini okumayın diyecek kadar ukala değilim henüz. Çevirisini çok başarılı bulduğumu da ayrıca belirtmek isterim. Her ne kadar çoğu zaman yadırgasamda, "vallahi, allah rahmet eylesin, hıdrellez, hıdır - ilyas günü" olarak çevrilen kelimeler öyle güzel yerlerde kullanılmış ki hiç eğreti durmuyor.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,1bin okunma
Reklam
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Size hiç oluyor mu bilmem. Bazen bir kitabı bitirdikten kapağını kapatıp, gözünüz uzaklara dalar durursunuz. Aklınıza o romanda bahsedilen yerler, köyler, kahramanlar gelir, keşke yanında ben olsam, yardım etsem diye düşünürsünüz. Şu an ilk aklıma gelen Yüzüklerin Efendisi mesela. Ama bir de her Aytmatov kitabından sonra bu hisse kapılıyorum. Ve on paralık yazarlık tecrübemden soğuyorum. "Lan neden kasıyorum ki. Ne yaparsam yapayım asla bu adamın yazdıklarına benzemeyecek" diyorum. "Sultan Murat" da böyle bir kitap. İşin garip tarafı, aslanlarla, kaplanlarla güreşen, olmadık entrikaları ortaya çıkaran, cesur, kuvvetli insanların değil, senin benim gibi sıradan insanların hayatlarından öylesine seçilmiş gibi duran bir kesit bu kadar mı güzel anlatılır. Kitaptaki soğuk okuyanın iliklerine nasıl bu kadar işler. Terlemiş hayvaların, ıslanmış otların ekşi kokusu genzinizi nasıl bu kadar yakar, baharın gelişine neden bu kadar sevinirsiniz anlamak mümkün değil. Elips Kitap'ın gazete eşantiyonu gibi duran, iğrenç ötesi kapak tasarımı, küçültülmüş boyutları ve bu boyutlara sığdırılmış yazıları ile sunumu berbat ama çok lezzetli bir yemek gibi. Keşke yarın bir gün başka bir yayın evi sağlam bir formatta bassa. Hiç düşünmem tekrar tüm kitapları alırım. Nur içinde yat Aytmatov.
Cemile - Sultanmurat
Cemile - SultanmuratCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20132,192 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Jehan Barbur... Beni kendine bağladığı o harika sesini anlamlandıran şahane söz yazarı. Geç tanıdım kendilerini biraz. Ve pişman oluverdim geçirdiğim onca zamana. Hani sorsalar 'Hayatta ki en büyük hayal kırıklığınız nedir?' diye hiç düşünmeden derim ki ; 'Çok geç tanımış olmamdır, Jehan Barbur'u hem de çok geç'. Ama hemen açığı kapatmaya uğraştım durdum. Başardım mı bilmem ama mutlu olduğumun daha doğrusu beni mutlu ettiğinin farkındayım artık her ne kadar geç olsa da. Geç olsun da güç olmasın yeter. Çatıda kaybolmanız dileklerimle...
Çatıdaki Çimenler
Çatıdaki ÇimenlerJehan Barbur · İnkılap Kitabevi · 2018171 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
Beğenmedim diyemem ama bana biraz aşk uzerine hamaset edebiyatı yapılmış gibi geldi. Ayrıca öyle bir hata yapılmış ki dikkatleri çekmemesi mümkün değil; 131-134. sayfalarda erkek olan Deniz annesinin ölüm zamanını bir yerde 10 yıl, diğer bir yerde 20 yıl olarak belirtmiş. Kikkatinizi çekti mi bilmem.
Kıyısızlar
KıyısızlarKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20123,089 okunma
736 syf.
9/10 puan verdi
9 yaşında, Londralı bir çocuk olan Rob'un hayatını anlatıyor. Başına gelen olaylar ve doğuştan gelen garip bir özelliği onu Londra'dan İsfahan'a sürükleyecek ve hekimler hekimi İbni Sina'nın talebesi yapacaktır. Ön planda bu hikaye varken, Noah Gordon arka planda o dönemdeki coğrafyanın ekonomik, kültürel, siyasal ve dini portresini çizer. Dinler arası diyalog ne alemdedir, insanlar binli yıllarda ne koşulda yaşamaktadır, varlık alemi hakkında dünya ne kadar şey bilmektedir, din yanlış yorumlanırsa bilimin önünde nasıl engeller oluşur, nasıl vahşetler yaşanır gibi her biri başlı başına bir konu olan bu başlıkların cevaplarını, hikayeyle öyle güzel harmanlamış ki hayran kalmamak elde değil. Sanki o dönemde yaşamış da bu çağa dönmüş gibi oluyorsunuz. Kitap bir yandan böyle bilgilendirirken düşündürmeler yapadursun, bir yandan da sizi insanın çekebileceği acıların ve tadabileceği mutlulukların tonları arasında dolaştırıyor. Ayrıca kitabın bana verdiği derslerden biri; bir tıp talebesi olarak bugünki imkanların kıymetini bilmem gerektiği oldu. Çünkü o zamanlarda hekimlik eğitimi almak ve hekimlik sanatını icra edebilmek hem hayatını ortaya koymayı gerektiriyor, hem de bilgiye ulaşmanın bilgiyi keşfetmekten geçtiği bir dönem. Keyifli okumalar..
İbni Sina'nın Talebesi Hekim
İbni Sina'nın Talebesi HekimNoah Gordon · Yurt Kitap Yayın · 2001630 okunma
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yorumlarda okuduğum izlenimlerden daha bi ayrı yorum yapacağım ben. İlk kitap okumaya başladığımda önce evdeki kitaplardan başlamalıyım diye düşündüm ve gördüğüm tüm kitapları odama taşıdım. Bu kitap ilgimi çekti ve elime aldım. Oturdum bir kenara ve sessizce okumaya başladım. İlk kitap okuma zamanlarımda oldukça yavaştım ve Ahmet Altan'ın cümleleri çok anlamlı, çok uzun ve anlaması güç, düşünülmesi gereken cümlelerdi. Bu yüzden bu kitap da elimde çok süründü. Arkadaşlarım dahi elimde bu kitabı görmekten bıkmıştı. Ama ben uzun süreli okumaktan oldukça hoşnuttum ve hala da hoşnutum. Bir kitabı sindire sindire, tane tane, anlaya anlaya okuma taraftarıyım. Öyle hissetmişim ki kitabı hala sahnelerini, repliklerini, altını çizdiğim yerleri unutamıyorum. Tabi bu kitabı okurken önyargılarınızdan arınıp sadece olay örgüsüne dikkat etmekten kaçınmanız gerekiyor. Ahmet Altan bu kitabında sevginin ne kadar önemli olduğunu vurgulamış. Ruha ve duygulara önem veren bir kadının beyne ve düz yaşama, işine önem veren bir kocasının olması ve bu kadının, kocasının bu hallerinden sıkıldığı bir dönemde onu daha iyi hissettiren, ilişkilerde nasıl davranması gerektiğini bilen birinin kollarına atılması anlatılmıştır. Aslında kollarına atılmak biraz yanlış olacaktır. İlişkilerdeki mükemmelliğiyle birçok kadın tarafından rağbet gören bir adamın kollarıyla kadını sarması demek daha doğrudur. Kitabı okumamın üzerinden bilmem kaç ay geçti hala aklıma geldikçe oturur bu kitap hakkında fikirler üretirim. Eğer okursanız kendiniz daha iyi anlayacaksınız zaten. Ayrıca ders çıkarılması gereken kitaplardan biri. Kestirip atmayın.
Aldatmak
AldatmakAhmet Altan · Everest Yayınları · 20195,9bin okunma
590 syf.
·
Puan vermedi
Bilmiyorum ki Ahmet Ümit sana ne desem? Tarihten nefret eden bana bile her bir satırı atlattırmadan okutturdun ya! Bu bir polisiye değil; bu sadece karmakarışıklık ve gerçekler. Daha fazla söze gerek var mı bilmem.
İstanbul Hatırası
İstanbul HatırasıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,2bin okunma
192 syf.
4/10 puan verdi
Kitap çok kült bir kitap olmasına rağmen, çeviriden midir bilmem, ben nedense kopuk kopuk satırlar okumaktan kendimi alamadım ve ne yazık ki beğenmedim..
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Pozitif Yayınları · 201116,7bin okunma
410 syf.
9/10 puan verdi
Futbolun popülaritesi kitaplara çok yansımıyor. Ya da futbolseverler kitaptan pek haz etmiyor da diyebiliriz buna. Bu nedenle futbol kitapları çok satmıyor. Yine de ülkemizde son dönemde bir kıpırdanmadan söz edebiliriz. Dünyayı bilmem ama Türkiye’de futbol kitabı denince akla gelen ilk isim hiç tartışmasız, Futbol Asla Sadece Futbol Değildir
Futbol Asla Sadece Futbol Değildir
Futbol Asla Sadece Futbol DeğildirSimon Kuper · İthaki Yayınları · 2014197 okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Nedendir bilmem ama kitabın içeriği kadar kapaklarını incelemeyi de severim ben. Bu kitap da yalnızca ön kapağı ile bile beni kendine çekenlerden. Kitap kapağına her değdiğinde gözlerim, Erel Tapan'a ait mektup tebessüm ediyor bana. Sanki ilk kez okuyacakmışım gibi, ama tanıdık, sıcak bir duyguyu hissettiriyor. Arka kapağa geçiyorum sonra öylesine can alıcı bir hayat serüveni ki yazıyor. Merakım iyice artıyor.Bu kitapta yazar; down sendromlu oğlundan ve onun yaşam öyküsünden bahsediyor. Arka kapakta bulunan son cümle : Bu kitap başarabilmenin tanıklığı ... Gerçekten de öyle. Tapan, önce bu kitabı neden yazdığını anlatıyor, down sendromu hakkında bilgi veriyor ve hemen ardından on yedi yılının nasıl geçtiğini aktarıyor okurlarına. Kitabın ismi ile de kendini açıkça ifade eden Tapan, ‘Ben Mutlu Bir Down Annesiyim’ ile bir ışık, bir umut oluyor kader ortaklarına. Kitabın 129. Sayfasında “ Üç ‘S’ Yöntemi “ yani sevgi, sabır, ve sebat yönteminden bahsediyor. Kendi fotoğraf albümü ile de desteklediği bu kitap beni oldukça duygulandırdı.
Ben Mutlu Bir Down Annesiyim
Ben Mutlu Bir Down AnnesiyimElçin Tapan · Yapı Kredi Yayınları · 2020176 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.