~
❝
Ancak yazıya geçmiş düşüncenin değeri vardır; geri kalanlar boş çırpınmalardan, rüzgârın alıp götürdüğü bir saatlik hayallerden, başka bir şey değildir.
. 🙂 🙂 🙂 🙂
/█\. /█\ /█\ /█\
/ \ / \ / \ / \
👆 👆. 👆. 👆
Ozan, Selim, Can, Hüseyin
Ozan, Selim, Can ve Hüseyin aynı
mahallede büyümüş aynı yaşlarda dört arkadaştır,
İlkokul ve ortaöğretimin ilk yıllarında
“İnanmıştım ve bu inancımla mutluydum; sen, inancımı ve huzurumu elimden aldın. Şimdi elimde hiçbir şey kalmadı ve sersefil ölüyorum; çünkü bana anlattığın şeyler, benden alıp götürdüğün şeylerin yerini doldurmuyor.”
Bu alında kendimi görüyorum şu an.
Kitabın kapağını kapattıktan sonra duvara boş boş bakarak ‘Sahi insan nedir?’ dedirttin Samuel
hocam bana, "Zekanı mirasyedi gibi harcıyorsun!" demişti. Doğru... Zekamı har vurup harman savurdum ve nihayet iflas ettim. . . Hiçbir şeyim kalmadı. .. Ben zekayı radyum gibi bitip tükenmez bir cevher sanıyordum... Onun insan eliyle yetişip gelişen bir şey olduğunu düşürunüyordum... Adam olmak değil, enteresan olmak; bir şey yapmak değil, bir şey yapanlara istihfafla bakacak bir yere çıkmak istiyordum... Halbuki bugün sonsuz zaman ve mesafenin içinde ben neyim? Bir solucandan, bir ayrık kökünden daha ehemmiyetsiz, daha sebepsiz, daha lüzumsuz bir mahlukum...
Yoksulluk, açlık, acı ve keder dolu bir yaşam...
Nadir olarak yazdığı yazıları gazeteye satan ve bunun parasıyla geçinen bir yazar. Aldığı para bir hafta zorlasa belki iki hafta için onu idare ediyor. Başını sokacak herhangi bir yer varsa ve haftada üç-dört kere de boğazından bir şey geçtiyse ondan mutlusu yok. Yoksulluğa alışmış hatta
Nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama köyden indim şehire filminde bir replik var hani "Himmet abey ben heç doymadım" diyor ya o deyişle "ben bu kitaptan heç bi şey annamadim."
Anlamadım derken biliyorum ki yediğim bir gıda gibi beynimde ve gerektiğinde bana bir sekilde dönecektir. Zarifoğlu kisi ve olaylari öyle sembollerle ifade ediyor ki anlarsanız zaten kafayı siyirirsiniz.
Söylediği veya anlatmak istediği her neyse en dogrusunu kendi biliyor. Kitabın akışı icinde once dize sonra şiir ve nihayetinde kitap bütünlüğüne baktığınızdaysa aynı kelimenin çok farklı anlamlarda hatta okuyucunun anlık psikolojisine göre farklı anlamlarda kullanıldığını görüyorsunuz. Aklımda kalan tek bir misra bile yok ama biliyorum ki uzun bir süre aklimi meşgul edecek bir kitap.
Kan, dağ, mızrak, toprak kelimelerinin çok yoğun kullanıldığına sahit oldum. Bunları birer sembol sayarsak dağ dünyayı kan hayatı mızrak insanı, toprak ise ölümü temsil ediyor bence. Bunun yani dira bebek, kadın doğurmak ve bir kaç yabancı isim varki hiç bir zaman içinden çıkamayacağım sekil ve durumlarda geçiyor.
Etkinlik kapsamında okumama vesile olan arkadaşlara beni böyle bir kaosa attıkları için teşekkür ediyorum. Okuyacaklara tavsiyem öyle aceleye getirip ayak üstü okumayın. Yoksa çok yorar sizi bu kitap. Her satırı düşüne düşüne, sindire sindire, sakin sakin okuyun. Çünkü bu adam beyin yakan adam Cahit Zarifoğlu.
Yedi Güzel AdamCahit Zarifoğlu · Beyan Yayıncılık · 202318,3bin okunma