Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sebe suresi 24. Ayet
Ey Müslüman! İnkârcılara de ki: “Söyleyin bakalım, gökten yağdırdığı ve yerden çıkardığı nîmetlerle size bunca rızıklar sunan kimdir?” Onların da itiraz edemeyeceği cevabı kendin vererek de ki: “Elbette Allah’tır! İşte biz, her şeyi yaratan, yöneten ve besleyen bir tek Allah’a kulluk eder ve yalnızca O’nun hükmüne boyun eğeriz. Siz ise, yaratamayan, rızık veremeyen başka ilâhlar ediniyorsunuz. Bu durumda, her ikimizin de doğru yolda olması mümkün değildir. Ya biz müminler, ya da siz inkârcılar; ikimizden biri doğru yolda, diğeriyse apaçık bir sapıklık içindedir! Aklınızı kullanın ve kimlerin doğru, kimlerin yanlış yolda olduğuna kendiniz karar verin.”
Ama sonra, sonra? Kuşkular başladı: Müslüman doğmuşum. Neden? Müslümanlık, bir üstünlükse, ne­den başka bir çocuk hıristiyan doğuyor da, ben müslüman doğuyorum? O çocuğun suçu ne? Benim üs­tünlüğüm ne? Müslüman anababanın çocuğu değil diye, hıristiyan çocuğu ölünce neden cehennemde yansın?
Sayfa 315 - NESİN YAYINEVİ 17. BASKI
Reklam
Gayet net
Türkiye’de yaşayan sıradan bir Müslüman olarak, ne zaman yaşanan dinin bir çarpıklığını dile getirsem, ne zaman insanların İslam zannedip inandıkları herhangi bir şeyin İslam ile bağdaşmadığını söylesem, ne zaman din adına yapılan kötü ve gereksiz bir uygulamanın İslam’da yeri olmadığını deme cesareti göstersem, ben de çok benzer cevaplar işitiyorum: “Bu kadar İslam alimi yanılıyor da, sen mi doğrusunu biliyorsun?” ya da “Yıllardır kimse bunu fark etmedi de, sen mi şimdi fark ettin?” ya da “Bu kadar insan yanlış biliyor da, bir tek sen mi doğrusun?”
Sayfa 10 - Düşün YayıncılıkKitabı okudu
Bizim bakışlarımızın yoğunlaştığı insan, Allah'ın ona verdiği adı, kendi tanımı olarak kabul eden insandır. Bu insan iman etmiş, Allah ona "Müslüman" adını vermiştir. Bundan böyle bu insanın bütün yapıp ettikleri kendi tanımına sahip çıkmaktan ibarettir. Müslüman sözü kapsayıcı bir tanımdır, ayrıca başka sıfatlarla desteklenmeye ihtiyaç göstermez.
Sayfa 126Kitabı okudu
Eyleme Geçmedikçe Duanın Mahiyeti !
Görevin yerini dua almıştır. Peygamber, olağanüstü çalışır zahmet çeker, dua da ederdi. Kılıç darbesi yer, yaralanır, bir ay boyunca Hendek'te sıkıntı çeker, Uhud'da Ali'yi bayraktar yapar, en iyi muhacirleri ve ensarı onun arkasına donatır... Oysa bu efendi, sadece duayla bütün Müslüman taifeyi kurtarmak istemekte ve başka hiçbir iş yapmamaktadır.
Sayfa 224 - Fecr YayıneviKitabı okudu
— Hanımefendi, bir Müslüman kızı, bir Hristiyan’la evlense ne olur? — Ne tuhaf sual, kızım. Bir şey olmaz. Çünkü kimse nikahlarını kıymaz, çünkü şeriat bırakmaz. — Fakat, şeriatı dinlemeseler, evlenseler... — Mahalleli ikisini de taşa tutar. — Fakat Hristiyan karısı alan Müslüman erkek yok mu? — Erkekler başka...O kadarını bilemedin mi?
Reklam
Gazâlî'nin İbni Sina ve Farabiyi eleştirdiği Konunun özeti...
İskender, bir başka konuda yine Aristoteles'ten ayrılır ve daha sonra birçok Ortaçağ Hıristiyan ve Müslüman filozofunun Tanrı'nın evren hakkın­ daki bilgisiyle ilgili olarak benimseyecekleri önemli bir tez ortaya atar. O, Tanrı'nın evren üzerindeki etkisinin göksel cisimleri bir aşk nesnesi olarak harekete geçirme yönünde bir etki olduğu şeklindeki Aristotelesçi görüşü ka­ bul eder, ama Aristoteles'ten farklı olarak buna bir eklemede veya bir düzelt­ mede bulunur. Buna göre Tanrı'nın kendisi hakkındaki bilgisi, bir aşk nesne­ si olarak harekete geçirdiği evren hakkında da belli bir bilgiyi içerir. Bununla birlikte İskender' e göre bu bilgi, evren hakkında ancak genel, onun ana özel­ likleriyle ilgili bir bilgidir; evrenin ayrıntıları ile ilgili, onun içinde yer alan ti­ kel, bireysel varlıklara kadar inen bir bilgi değildir. İslam dünyasında Farabi, bir yandan Aristoteles'in Faal Akıl'ını, On Akıl teorisinde tanrısal taşmanın son kademesi olarak kabul ettiği Onuncu Akıl'a indirgerken, öte yandan Tanrı'nın evren hakkındaki bilgisinin ondaki tikelleri yani bireyleri ve tikel olguları içi­ne almayan genel, tümel bir bilgi olduğu şeklindeki İskender'in bu görüşünü benimseyecektir. Gazali ise Tanrı'nın evren hakkındaki bilgisinin onda yer alan tikel varlıkların, birey insanların ve onların bireysel eylemlerinin, tikel olguların bilgisini içine almadığı yönündeki bu görüşleri nedeniyle Yunan tar­zı felsefe geleneği içinde yer alan Farabi ve İbni Sina'yı İslam'ın temel dogma­larının en önemlilerinden birini inkar etmekle suçlayacaktır.
Sayfa 34 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Paranın Kokusu
Hıristiyanlar zamanla üstünlüğü ele geçirdiklerinde, zaferlerini sadece camileri yıkıp kiliseler inşa ederek değil, aynı zamanda üzerinde haç işareti olan yeni altın ve gümüş paralar basarak ve Tanrı'ya kafirlerle savaşta kendilerine yardım ettiği için teşekkür ederek kutladılar. Bu yeni paranın yanı sıra, galipler millares adı verilen, daha farklı bir anlamı olan bir para da bastılar. Bu kare biçimli paralar Hıristiyan fatihler tarafından yapılmıştı ve üstündeki Arapça yazılar, "Allah'tan başka tanrı yoktur, Muhammed Allah'ın elçisidir," anlamına gelmekteydi. Güney Fransa'daki Melgueil ve Agde'nin Katolik piskoposları bile bu Müslüman paralarını bastılar ve tanrıya bağlı Hıristiyanlar da bunları seve seve kullandılar. Öteki yakada da hoşgörü doruklardaydı. Kuzey Afrika'nın Müslüman tüccarları Floransa florini, Venedik dukası ve Napoli gigliatosu gibi Hıristiyan paralarını kullanarak ticaret yapıyorlardı. Kafir Hıristiyanlara karşı cihat çağrısı yapan Müslüman yöneticiler bile üzerinde İsa ve Bakire Meryem'in olduğu paraları içeren vergiler toplamaktan hoşnutlardı.
Sayfa 179 - KolektifKitabı okudu
"Allah'tan başka ilâhın olmadığı, hâkimiyetin sadece Allah'a ait olan egemenliği ve bu temel üzerine kurulmayan tüm sistemleri reddeden "Müslüman bir toplum" kurulmalıdır."
Sayfa 46 - Pınar Yayınları
''İnsanlık başka bir şey arkadaş... Rum, Türk, Müslüman, Ortodoks olmadan önce şu insan olma becerisini bir gösterelim, gerisini sonra gene konuşuruz.''
Sayfa 229 - Kent KitapKitabı okudu
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.