Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
336 syf.
·
Puan vermedi
Karısını aldatan zengin bir adamın,bütün servetini geride bırakarak, kendi kendisinden intikam almak adına yaptığı yolculuk...Kendini bulmak için uzak doğuda bir aşrama giden adamın müthiş öyküsü...Ram Oren'in anlatımı diğer kitaplarındaki gibi çok sürükleyici..
Aşram
AşramRam Oren · Goa Yayınevi · 200740 okunma
KIRMIZI KÖRÜKLÜ OTOBÜS Öyle ihtimaller denedim ki sana; bir keresinde bütün paramı o eski kırmızı körüklü otobüslerde günlerce sensiz İstanbul'u gezmeye vermiştim. Dünyadaki bütün teyzelere yer vermek için, 'Allah sevdiğine kavuştursun yavrum' duası alabilmek için
Reklam
976 syf.
7/10 puan verdi
Pirelerin berber olduğu zamanda yazılıp da karizmasında tek çizik olmayan Dante'nin eseri 3 bölümden oluşuyor. Yoğun ağdalı dil taarruzunun da etkisiyle, Araf ve Cennet bölümlerini okurken sürekli esnediğinizden, yakınınızdakiler size epey bir nazar değdiğini düşünecek.( Tabi Antik Yunan tarihinden Orta Çağ' a kadar tarih ve edebiyat bilginiz varsa karşınıza çıkacak tanıdık karakterler esneme sayınızı ters orantıda etkileyecektir.) Ama ilk bölüm olan Cehennem'in hatırına hepsine dayanacaksınız.Cehennem tasvirleri o kadar gerçekçi ki yolunuz camiye pek düşmese de, cuma namazında ön saflardan yer kapma tırsaklığı bütün vucudunuzu saracak... 7 büyük günahla ilgili bölümlerde aklınıza Seven filmi ve Morgan amcamız gelecek... Hz Muhammed ve Hz Ali'yi Cehennemde acı çekerken tasvir etmesi, dini konularda biraz daha hassas olan okuyucuyu kızdıracak. Gerçi empati kurulursa kızacak bir şey de yok.Adamın aşık olduğu dininin tamamen yalan olduğunu söylüyorsun.O da,gücünün yettiğince, seni yazdığı kitapta çok kötü bir şekilde göstermeye çalışıyor. Yine de rahmetli yazarımıza giydirmek istiyorsanız,saygılar şelale,atış serbest... Cebren okutunuz efenim.....
İlahi Komedya (Cep Boy)
İlahi Komedya (Cep Boy)Dante Alighieri · Oğlak Yayıncılık · 20195,5bin okunma
Anlamadım! Ne dediniz? Fikret büyük şair değil miydi? Fikret karanlıklar içinde içinde bir nur görüp halkı o nura doğru götürmeye çalışırken sizler nerelerde idiniz? Niçin içinizden kimse onun gibi feryat etmedi? Ben Fikret’e yetişemedim, onun sohbetlerinden yararlanamadım. Kendimi bedbaht sayarım. Fakat onun bütün eserlerini okudum. Birçoğu ezberimdedir. O hem büyük şair, hem de büyük insandır.” Efendiler!Zaten parmakla gösterilecek kadar az olan büyük adamlarımızı küçültmeye kalkışmayalım M.Kemal ATATÜRK (Giriş Cümlesi)
Geçmişteki bütün bu izlenimler acı verecek kadar beni rahatsız ediyor. Kağıda dökersem daha güven verici, daha düzenli bir nitelik kazanacaklar; öyle sanıyorum ki bir sayıklamaya, bir karabasana pek benzemeyeceklerdi o zaman. Sadece yazma mekanizmasının değeri vardı; beni yatıştırıyor, ilgimi azaltıyor, eski yazar alışkanlıklarımı uyandırıyor, acılı anılarımı ve düşlerimi çalışmaya, etkinliğe yöneltiyor...
Sayfa 27 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Gönül Mahkumu Yalanlara prangalanmış bir yüreğin esirisin sen Ve canı burnunda bir adamın ölüm sebebisin sen Hiçbir şey yokmuş gibi davranan Sustukça susan vurdukça vuran Kaçtıkça kaçan alçaldıkça alçalan Kalleş bir yüreğin puslu gözlerisin sen Dağlasan da her vakit yaramı Sanma sana durup durup ağlarım Bağlasan da bütün yollarımı Sanma
Reklam
"Eğer hatıralarının yükü omuzlanma binmeseydi, burada yaşamaktan nasıl zevk alabilirim, ruhum nasıl esnek olabilir bilmiyorum. Bana böyle mani olacak kadar, özgürlüğümü böyle yok edecek kadar acımasız olup olmadığını kendine bir sor aşkım. ...En mutsuz günlerimin ve gecelerimin , bütün düşüncelerimin, Güzel'e olan aşkımı tedavi etmediğini fark ettim, fakat sen benimle olmadığında ne kadar sefil olduğumu yoğun hale getirdi... Sana olan aşkımın güzellikten başka bir başlangıcı olduğunu düşünemiyorum." Keats
İnsanlar, gitgide, istediklerine, dilediklerine inanmakla yetindiklerini, düşünüp tartmayı, ölçünmeyi, olanı biteni görmeğe çalışmayı yavaş yavaş bir yana ittiklerini daha fark etmiyorlardır belki de. Bunun farkına varmağa başladıklarında ise ortalık iyice kararmış olacak. Sabahları güneş yeniden doğar gibi olsa da, ortalık yeniden aydınlanır gibi olsa da, gecenin karanlığı bütün bütün dağılmayacak hiç.
Yaşam bir pazardır... Paranızı pencereden savurmayın, ama isterseniz keyfinizin karşılığını ödeyin, böylece insanoğluna karşı bütün görevinizi yerine getirmiş olursanız.
Korku ,mantığın bütün sonuçlarına karşın , genellikle gitgide güçlenir, o kadar ki , en sonunda akıl ( o anda belki büyük berraklığına kavuşmasına karşın ) gene de duyumlara karşı koyma olanağını yitirir.Artık ona kulak asılmaz, yararsız bir şey haline dönüşür ve ruhun ikiye bölünmesi bekleyişin ürkmüş kaygısını, sıkıntısını dahada arttırır.
Reklam
YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Aşk demişti yaşamın bütün ustaları aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna. işte yüzünde badem
Bir insanın başka insanları, hatta düşmanlarını bile sevmesi demek Tanrı'yı da bütün belirtileriyle sevmesi demektir. Bizim için kıymetli olan bir kimseyi sevmek, İnsani bir sevgidir. Düşmanını sevmek hemen hemen tanrısal bir sevgidir...
Eskiden kendisine üzüntü veren ve durmadan arayıp durduğu şey, yani amaç, hedef denilen şey, artık onun için yoktu. O arayıp durduğu amacın, şimdi kendisi için yok olması, sadece o sırada rastgele hissettiği bir duygu değildi; hissediyordu ki, zaten ortada böyle bir amaç yoktu, olamazdı da! Hem ona bu eksiksiz, bu sevinç dolu özgürlük duygusunu veren, bütün bu süre içinde onu mutlu yapan da bu amaç yoksunluğuydu.
Berg zavallı bir kadından üstün olmanın bilinci içinde gülümsedi; çünkü kendi karısı hoştu, güzeldi ama bütün benzerleri gibi kuş beyinliydi, bir erkeğin kıymetini takdirden yoksundu. Vera da kendi hesabına aynı sebepler yüzünden gülümsüyordu. Çünkü o da kendisini bu iyi, kusursuz kocadan daha üstün görüyordu. Kocası da birçok erkek gibi hayatı ters tarafından görmekte, kendini çok akıllı bir adam sanmaktaydı. Halbuki Vera'ya göre bütün erkekler aptal, kendini beğenmiş, bencil yaratıklardı.
Size artık kitaplardan söz edebilirim çünkü okudum. benim gibi eğitimsiz biri için okumanın ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemezsiniz.Birinci kelimeyi okursunuz, anlarsınız, ikinciyi de aynı şekilde ve biraz şansınız varsa üçüncüyü bile.Parmağınızın ucuyla kelimeleri izlemeye devam edersiniz, sekiz , dokuz, on, on iki, öylece noktaya varıncaya kadar gidersiniz. Ama noktaya vardığınızda iş işten geçmiş olur!Çünkü bütün kelimeleri ne kadar bir araya toplamaya çalışsanız da nafile, hepsi darmadağınıktır, tıpkı bir kutunun içine fırlatılmış bir avuç cıvata ile somun gibi. bilgili insanlar için, çok kolaydır oysa. Cıvatayla somunu gerektiği şekilde birbirine vidalamayı bilirler. On beş, hatta yirmi kelime gözlerini korkutmaz, onlara göre bir cümledir sadece.Benim içinse, çok uzun bir süre farklı bir şeydi.Okumasını ve harfleri biliyordum, o konuda bir sorunum yoktu. Esas sorun anlamını çözmekteydi. Kitap, gururumu kıstıran bir fare kapanı, kendi halindeyken gayet zararsızmış gibi duran, ikiyüzlü bir nesneydi adeta. Mürekkeple kağıttan oluşan bir sorun! Bir duvar, evet. başını vuracağın bir duvar. Bu yüzden mecbur kalmadıkça okumakta hiçbir yarar göremiyordum, yani vergi tahsilatları, sigorta belgeleri falan dışında.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.