Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karakter zekâdan daha yüksek bir yerdedir.
Muhtemelen Lovecraft'ın en korkutucu novellası Innsmouth Üzerindeki Gölge, tamamen "iğrenç ve neredeyse ağza alınamayan" bir genetik bozulma fikrine dayanır. Bozulma önce deri dokusunu ve sesli harflerin telaffuz tarzını etkiler, daha sonra kendisini genel olarak vücudun solunum ve dolaşım sistemlerinin anatomisinde hissettirir... Ayrıntılardaki lezzet ve dramatik ilerleyiş metni gerçekten korkunç hale getirir. Genetiğin burada sadece terimlerinin çağrışım gücüne yönelik değil, aynı zamanda anlatının teorik çatısı olarak da kullanıldığını belirtmek gerekir.
Reklam
O öldüğünde, aslında onun için değil de yaptığı onca şey için ağladığımı fark ettim birden. Ağladım, çünkü onları bir daha asla yapmayacaktı; bir daha asla bir odun parçasını yontmayacak, arka bahçede kumru ve güvercin yetiştirmemize yardım etmeyecek, kendi tarzıyla keman çalmayacak ve bize fıkra anlatmayacaktı.
Sayfa 183 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Şiirlerinizin iyi olup olmadığını soruyorsunuz. Bana yöneltiyorsunuz bu soruyu. Daha önce de başkalarına yönelttiniz. Dergilere yolluyorsunuz şiirlerinizi. Onları başka şiirlerle karşılaştırıyorsunuz ve kimi dergilerin yazı işleri kurullarının şiirlerinizi geri çevirmeleri sizi tedirgin ediyor. Madem ki bir öğüt için başvurdunuz bana, size bu tür girişimlerden tümüyle el çekmenizi salık vereceğim. Gözlerinizi dışarlara çevirmişsiniz; ama işte en başta vazgeçmeniz gereken şey. Kimse akıl veremez, yardım elini uzatamaz size, hiç kimse. Tek çıkar yol, gözlerinizi kendi içinize çevirmenizdir. Size yazmanızı buyuran nedeni araştırıp ele geçirmeye bakınız. Yüreğinizin ta en dip köşesinde kök salıp salmadığını araştırınız bu nedenin. Yazmanız diyelim ki yasaklandı, ölür müydünüz o zaman ya da yaşar mıydınız eskisi gibi, bunu açıklayın kendi kendinize.
Sayfa 10 - Cem YayıneviKitabı okuyor
Siz hiç tarih okudunuz mu?
Siz hiç tarih okudunuz mu? Hayatımız boyunca hepimiz az ya da çok tarih okumuşuzdur. Ben çok severim tarih okumayı yani uzun bir süredir tarih okuyorum. Peki tahmin edin hepsinin ortak noktası ne? Çok zor bir tahmin olmasa gerek. Muhtemelen herkes benzer bir cevaba ulaşmıştır yani "Savaş". Evet gerçekten savaş, insanlık tarihine
"Yaprak döker bir yanımız, diğer yanımız çok daha vahim.."
Reklam
Like building the new world order..
Ekip çok büyüktü, gereğinden fazla insan, gereginden az makine vardı ve ustabașı sürekli bu kadar çok insanı verimli olarak kullanmanın yöntemlerini düşünüyordu. Bir bakama geçmiş ile gelecek arasında sıkışmış gibi hissediyordu kendini, geçmişte hissediyordu çünkü kariyerine ilk başladığında vazifelerin dengesi benzer șekilde daha ziyade el emeğine doğru ağır basıyordu. Aynı zamanda gelecektede hissediyordu çünkü șu anda etrafina bakındığında giriştikleri isșin neredeyse hayal bile edilemeyen büyüklüğu karşısında kendisini, dünyayı yeniden inşa ediyorlarmış gibi hissediyordu
Esen meltemlerin, bağırıp çağırmaların, yüksek dağa yandan vuran güneş ışınlarının arasında dostluğun, birlikte bir serüveni yaşamanın, hoşnut olmanın,o gözle görülmeyen garip aydınlığı,o büyüleyici havası, bir kez daha sardı iki çocuğu da.
Refah'a
Bak artık öldüremezler seni bir daha... O füzelerle... Nasılsa öldün... Artık cennette oynarsın.. Seninle birlikte vurulan arkadaşlarında... Geride kalanları sakın düşünme.. Anneni, kardeşlerini ve hala yaşıyorsa babanı... Onlar da kavuşurlar sana en yakın zamanda... Nasılsa bitmez tanklar.. Nasılsa bitmez füzeler... Ama biliyorum, seni vuranlar bilmezler.. Ölen sen değilsin...ölen onlar.
Ayhan Öztürk
Ayhan Öztürk
Erkekler her zaman bir kadının ilk aşkı olmak ister. Bu onların manasız gururu. Biz kadınlar bu konularda çok daha incelikli içgüdülere sahibiz. Bizim istediğimiz bir adamın son ilişkisi olmaktır.
Reklam
Eee sonunda çıldırdı:)
Yoldan gözlerini çekip boynunu kütletecek şekilde ani, seri ve hızla bana döndü. "ÖLEBİLİRDİN!" Dudaklarının yanı başında bir cam bardak olsa sesi o bardağı çatlatabilirdi. "ÖLEBİLİRDİN EFSUN!" diye tekrar etti yüzüme tükürür gibi. "Hadi bunun üstüne bir şey söyle!" Arabanın hızı sesiyle beraber artı, direksiyonu kavrayan parmakları içe doğru gömülüyordu. "Konuş! Hadi daha kötüsünü söyle! Bu olabilirdi de! Hadi devam et! De ki bu ihtimal benim ölme ihtimalimden daha kötü!"
Sayfa 170 - İndigoKitabı okuyor
Deneyimlenmeyen Şeye Dair Çıkarımlar
Mesela ahbabınız Bay Jones'u yolda yürürken gördüğünüzü söyleyebilirsiniz, fakat söylemeye hakkınız olanın çok ötesine geçmektir bu. Durağan bir arkaplanda bir yandan öbür yana uzanan art arda sıralanmış renkli benekler görürsünüz. Bu benekler, bir Pavlov şartlı refleksi vasıtasıyla zihninize "Jones" kelimesini getirir ve böylece
dünyayı da defalarca uzaktan görmüştüm. belgesellerde.kapkaranlık bir uzay boşluğunun içinde, masmavi, yemyeşil, bembeyaz bir küre! kesinlikle anlaşılmıyordu üzerinde çocuk sikildiği! Ne savaşlarda birbirinin topuklarını ne de barışlarda birbirinin dillerini koparanlar görünüyordu o nesafeden. ne atılan çığlıklar ne de söylenen yalanlar duyuluyordu. sessizlik ve huzur içinde, ağır ağır dönen bir küre. önemli olan hangi açıdan baktığın, derler. palavra! önemli olan, hangi mesafeden baktğın!
İşinizi doğru seçin. Daha en başından aşık olduğunuz bir işi yapmaya gayret edin. Bunu yapmazsanız, ne kadar çalışkan olsanız da hayattaki gayenizi kaybedersiniz; zihniniz uyuşur.
Sanırlar ki katil yüreği Lekeler ekilen her bir tohumu. Yalan! Tanrı' nın toprağı bereketlidir İnsanın zannettiğinden daha bereketlidir, Ki kızıl güller daha kızıl açar, Beyaz güller daha beyaz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.