Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
... ... Yok, akıl sağlığı kimlik bilinci demekmiş, yok, kendi dışımızdaki gerçekliğin kavranması demekmiş! Bir an, 'belki de onu kıskanıyorum' diye düşündüm. O, yirminci yüzyıl, ' Don't Worry, be Happy!' No problem! Türk'üydü. Be ise keyfine bakmasını beceremeyen, 'alemin enayisi!' Kendimi yetersiz hissettiğim doğruydu. Acaba, zaman zaman aşağılık kompleksine kapılmıyor muydum? Kendimi niye suçlu hissediyordum ya da suçlu hissettiriliyordum? Aydın olmam keyfiyetinden mi? Hayır, bundan değildi... Emeğin değil, manipülasyonun para getirdiği bir ülkede, gayret ve çalışma ululanmaz olur.
Ölmek isteyen biri için, ölmenin de hiç önemi yok. Arkadaşlarıma da haksızlık yapmış olmam, çünkü arkamdan üzülecek hiç arkadaşım yok. Kimseye de zarar vermiş olmam, çünkü hiçbir şeyim yok. Şu dünyada sadece bir yer dolduruyorum işte, orayı boşaltım mı belki daha iyi bir sahibi olur.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Aralık 2021 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Seni iyi tanıyan herkes, olağanüstü yeteneklerin olduğunu bilir. Bunun sana getirdiği bir yük var: Toprak ne kadar zengin olursa, orada bir şey yetiştirememen de o kadar affedilmez olur.
Sayfa 385Kitabı okudu
Son söz
Döner yine Kenân'a, kaybolan Yusuf, gam yeme Hüzünler kulübesi gül bahçesi olur bir gün,gam yeme İyileşir halin, ey mahzun kalp endişelenme Geçer bu deliliğin, sakinleşir başın, gam yeme Dönmese de felek bizim arzumuzca iki gün Hep böyle kalmaz ya hali davranın gam yeme Ümitsiz olma sakın ha, bilmezsin gaybın sırrını Perde ardında olur gizli oyunlar, üzülme Söküp götürürse de yokluk seli varlık temellerini ey kalp Nuh gibi kaptanın var korkma tufandan, gam yeme Konak tehlike dolu, hedef çok uzak olsa da Sonu olmayan bir yol yok, gam yeme.
Sayfa 345 - Kadir AğaKitabı okudu
İnternet Aynı Zamanda İnsanların Güçlerini Zayıflattı
"İnternetin neyi değiştirdiğini söyleyeyim," diyor Bell ve devam ediyor: “Bence internet insanları güçlendirdiği kadar onları aynı zamanda zayıflattı. Zayıflattığı şeylerden biri de örgütlü iş gücünün temeli oldu. Artık insanlar şöyle der oldu: 'Sendikalar mı? Örgütlü işgücü mü? O da ne?' Bence tam olarak böyle bir dönemden geçiyoruz. Dolayısıyla, 'İnternet çok rahatsızlık veriyor mu?' diye soracak olursanız size cevabım şu olur: 'Evet! Hem de nasıl!' Ortabatı eyaletlerine gidin ve Amazon gibi şirketler yüzünden işlerini kaybeden Afrika kökenli Amerikalı kadınlara bir sorun bakalım. Amerika'nın kıyılarında olmayan herhangi bir ufak kasabaya gidin ve teknolojinin oradaki insanlara neler yaptığını kendi gözlerinizle görün."
Sayfa 255
Vücudumuzdaki temel canlı birim hücredir ve her canlı gibi hücre de ölmek zorundadır. Peki, bir hücre ne zaman ölür? Hücre öldüğünde, organ da ölür mü? Ya da biz öldüğümüz için mi hücrelerimiz ölür, yoksa hücrelerimiz öldüğü için mi biz ölürüz? Aslında biz ve hücrelerimizin ölümü birbirinden bağımsız kavramlardır. Zira hücrelerimizin çoğunun yaşam ömrü oldukça kısadır. Örneğin sadece bir gün içerisinde ince bağırsağımızın yüzeyini oluşturan epitelyal hücrelerimizden 17 milyarı ölmekte ve yerine yeni hücreler yapılmaktadır. 17 milyar hücre! Siz sadece bu cümleyi okurken ince bağırsağınızda 1 milyon hücreniz öldü ve ölümler büyük bir hızla devam ediyor. Bu tam olarak ne anlama geliyor biliyor musunuz? İnce bağırsağımızdaki epitel tabaka beş günde bir tümüyle yenilenmektedir. Yani beş gün önce sahip olduğumuz ince bağırsak yüzeyi ile şu an sahip olduğumuz ince bağırsak yüzeyi birbirinden farklıdır.
Reklam
İntisab
Fatih Sultan Mehmed Han, Istanbul'un fethinden sonra Şeyh'e bağlanmak ve ondan tasavvuf ahkâmını öğrenmek için ricada bulundu. Lakin Şeyh, onun bu isteğini kabul etmedi. Sultan ne kadar ısrar ettiyse de Şeyh fikrini degiştimedi. Sultan, "Sıradan bir kimseyi tek bir sözüyle halvete alıyorsun. Lakin bütün israrlarıma rağmen beni niçin kabul etmiyorsun?" diye sordu. Şeyh, "Halvette bir lezzet vardır ki, onun tadını alan, dünya işlerinden ve saltanattan el çeker. Hâlbuki senin böyle yapman, memleketin perişan olmasına sebep olur.O zaman sen de, ben de günaha gimiş oluruz. Padişaha lazım olan, güzel ahlak ve adaleti temin etmektir" dedi.
Canım, Nahitçiğim, inşallah her şey düzelir. Daha iyi, yani eskisinden de daha iyi bir hayatın olur. Ben her zaman senin yanındayım. icap ederse mücadele ederiz.
Sayfa 152Kitabı okudu
Sevgili okuyucu tam da bu kısımda, önemli bir hatırlatma yapalım. Şimdi diyebilirsiniz ki "aman canım benim pankreas hücremin canlılığından ne olacak? Gözle görülemeyecek kadar küçük şey, canlı olsa ne olur, cansız olsa ne olur" Durum dışarıdan bakıldığında böyle gözükse de gerçekte oldukça karışıktır. Eğer o beğenmediğiniz pankreas hücresini sizin vücudunuzdan çıkarıp uygun bir ortama koyarsak, hücreleriniz yaşamlarını sürdürebilir. Yani siz olmasanız da hücreleriniz bir şekilde yaşayabilir. Ama siz, hücreleriniz olmazsa yaşayamazsınız.
Bakınız; ben
İnsan geçip gitmiş günlerdeki olumsuzlukları akılda, hatırda, hafızada sıcak tutarak, var olan sabrı geçmişe de yöneltir ve bugüne lazım olan sabır gücünden olur; bu yüzden şimdi yaşadığı musibet ona olduğundan daha büyük, mevcut dayanma gücüyse gerçekte olduğundan daha az görünür... İnsan gelecekte belki de hiç başına gelmeyecek musibetlere, yalnızca olasılık dâhilinde oldukları için, mutlaka gerçekleşmek zorundalarmış gibi, şimdiden güç yetirmeye çalışarak sabrını tüketir. Muhtemel bir zararı muhakkakmış gibi görerek kendine eziyet eder.
Sayfa 48
Reklam
- Hayır, bu olmaz. Onlar da kabul etmez. Onlar sizi uzak bir ülkeye yollayacaklar. - Nereye? - Çok düşündüm, hala düşünüyorum. Yuvarlak Deniz çevresi hem yakın hem de tehlikeli. Bu yüzden, güneye gidemezsiniz. Onun batısında Büyük Deniz vardır. Çevresi güzeldir, fakat oralarda da çok halk var. Yurt bulmak zor olur. Şimdi oraların büyük budunu Sarmatlar. Sizi barındırmazlar. Tek yol doğu.
Sayfa 86
Kumandanlar ordusu
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), onlara öğle namazını kıldırdı ve akabinde şöyle buyurdu: “Cihada çıkacak olan sizlere, Zeyd bin Hârise kumandandır. Zeyd bin Hârise şehit olursa yerine, Cafer bin Ebu Talib ve o da şehit olursa, Abdullah bin Revâha geçsin. O da şehit olur ise Müslümanlar, içlerinden birini seçsinler.” Şu cümleler aslında sadece kumandan tayinini bildirmiyor, çok şey ifade ediyordu. Evvelâ, Resûlüllah Efendimiz bir orduya ilk defa üç kumandan tayin ediyordu. Bu sebeple Mûte Harbi, Ceyşü’l-Ümerâ (Kumandanlar Ordusu) ismiyle de anılır. Sonra, bu üç muhterem zat kuvvetle muhtemel şehit olacaklarını öğrenmiş oluyorlardı.
Dünya Adil Bir Yer Değil
Bugün dünyadaki 35. yılım, doğum günüm. Cahit Sıtkı’nın deyişiyle: “Yolun yarısı”. Bu zamana kadar yaşadıklarımdan, şahit olduğum binlerce hayat hikâyesinden, kendimce okuduğum kitaplardan, dinlediğim müziklerden, izlediğim filmlerden bir terapist olarak şunları öğrendim: İnsan nisyanla malüldür ve fena halde hüzne, hüsrana mahkûmdur. Her hal
Hayal kurma hastalığı (maladaptive daydreaming) bireylerde genel olarak travma belirtisi olarak ortaya çıkar. Çoğunlukla çocukluk döneminde ortaya çıkmakla birlikte bireyin yaşam boyu sürdürdüğü bir durum haline de gelebilir. Birey yaşadığı stres, psikolojik baskı ve şiddet gibi deneyimlere maruz kaldığında hayal dünyasına sığınır. Hayal dünyasında güvende ve iyi hisseder. Böylelikle bu durum bireyin gerçek hayattan kopmasına, günlük işlerinin aksamasına ve sosyal ilişkilerinin bozulmasına sebep olur.
Bir sosyalist eleştirmenimizin dediği gibi "Türk solu geç kalkar, çünkü sabaha kadar içmiştir." Bu insanlardan Türk halkı artık bir şey beklememeli. Üç kağıtçılıkla ne devrim olur, ne de ümmeti İslam kurtulur. Kim hangi kapının ekmeğini yiyorsa, o kapının kulluğunu etmektedir.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.