Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir gün terk edileceğin veya terk edeceğin ölümlü varlıkların ilgisi, takdiri, sevgisi, seni düşünmesi, seni dert etmesi ile oyalanmadan; daha kestirmeden, ruhumun Mutlak Varlığı daha net bir biçimde aradığını, ancak onun varlığıyla teskin olacağımı anladım
Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi
Şimdi, dedim, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak düşün. Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar. Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş... İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor ne de
Kitap Adı: Devlet Yazar: Platon Yayıncı: İş Bankası Kültür Sayfa 231 -237
Reklam
Seni kendimden tanıdım çocuk Yüreği sürekli çiğnenen bir yol Gövdesi acılardan acılara köprü Biraz öfke, biraz umut, çokça onur Olan kendimden. Eğildim öptüm yıkık alnından Uzaktın, kıyamadım sessizliğine Biraz daha dedim içimden, biraz daha; Gün olur, onuru güzel çocuk Acı da yakışır insanın yüreğine.
Sayfa 11
"Ne demek istiyorsun? dedi Pippin. "Ne aynı?"
"Ağaçlar ve entler, dedi Ağaçsakal. "Olup biteni şahsen ben bile idrak edemiyorum, o yüzden size açıklayamam. Kimimiz hala aynı entleriz ve kendi usulümüzce hayattayız, lakin birçok ent uyuşuklaşıyor, ağaçlaşıyor diye de addedilebilir. Ağaçların çoğu sadece ağaçtır tabii ki; lakin birçoğu yan ayıktır. Kimisi tamamen ayıktır ve az bir
Kimsenin yağmuru seyretmediği bir dünyada, yıldızları sevmenin yalnızlığı ile her gün biraz daha geri çekildim.
Sayfa 77 - e-kitap
"İnsanların ne yaptıklarını, nasıl çalıştıklarını, her gün aralarında gezip gördükten sonra kendimle daha barışık hale geldim. Çünkü her şeyi kendimizle, kendimizi de herkesle karşılaştıracak şekilde yaratılmışız bir kere, bundan dolayı mutluluk ve hüznümüz bağlı olduğumuz şeylerden etkileniyor kuşkusuz, bu durumda en tehlikeli şey de yalnızlık."
Sayfa 59 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kimsenin yağmuru seyretmediği bir dünyada, yıldızları sevmenin yalnızlığı ile her gün biraz daha geri çekildim. Üstüme örttüğüm yorgan, yüreğimdeki serçenin küçücük ürkek kanatlarıydı..
İnsan, kendine ait az mutluluğun adını ‘mutsuzluk’ koyup, hırsla daha büyük bir mutluluğa gözünü diker ve elinde var olan mutluluğu küçümsemeye başlar, gün gelir o az mutluluk da elinden uçup gider. Gözümüz hep büyük mutluluklardadır, küçük mutlulukları yaşamayı becerebilmişiz gibi. Bu durum Aldous Huxley’in şu cümlelerini hatırlatıyor; “Başka gezegenlerde hayat var mı diye merak ederiz, sanki bu gezegende yaşamayı becerebilmişiz gibi!”
Sayfa 325Kitabı okudu
Klasik felsefenin ulaşamadığı gülünç bir pedagoji ve terbiye paketi olan Aydınlanma projesi dinlerin yerine devletleri ve ulusları, Tanrı'nın yerine vicdanı getirmekten öteye gidemedi. Tanrılar maske değiştirdi. Yarattığı yıkımları günümüz Avrupa'sında en yaygın mesleklerden biri olan psikoterapi ile gidermeye çalışıyor. Ne var ki her gün yeniden yıkılıyor, her defasında daha ağır darbeler alarak.
.. gayret, her gün biraz daha gayret ... Yavaş da olsa daima iyiliğe ve kemale doğru emin bir ilerleyiş .
Sayfa 25 - E-KitapKitabı okuyor
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.