Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
224 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitabı çok beğendim her yerde gördüğüm ama bir türlü okumaya fırsatım olmadığı bir kitaptı. Anlatım olarak çok sade bir şekilde ifade edilmiştir biraz çocuk kitabı olarak görünse de her yaştan insanın okuyacağı tatlı bir kitap. Siyah İnci'nin bütün yaşadığı zorlukları nasıl bir yaşam sürdüğünü kendi başına ayakta kalmak zorunda kalması için mücadele edişini hiçbir zaman pes etmediğini bizlere anlatmıştır. Bir atın duygularını ifade etmiş olsa da bir insan nasıl hissediyorsa öyle hissetim. Onun için üzüldüm, sevindim ve endişelendim kitap resmen beni hikayedeki bir karakter gibi içine çekti. Herkesin okumasını ve başkalarına da tavsiye etmesini dilerim.
Siyah İnci
Siyah İnciAnna Sewell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
156 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
ATLARI DA VURURLAR romanını okumaya niyetiniz varsa, buradan sonrasını okumayın! Anlatıcı, romanda konu edilen yarışmaya katılmıştır. Bir erkek ve bir kızdan oluşan gruplar, birinci olmak için bedensel güçlerini sonuna kadar kullanmak zorunda kalmaktadırlar zira en arkada kalan çift yarışmadan atılır. Elenen çiftler, o vakitler büyük miktar sayılan 500 dolar paraya da veda ederler. İnsan haysiyetine yakışmayan bu yarışma çeşitleri, tiksindirici anonslarla duyurulur pist dışındaki izleyicilere. Anlatıcının "Yarışma Ortağı" olan kız yaşamaktan bıkmıştır. Her fırsatta ölmek istediğini dile getirir; isyankâr ruhlu, anarşist tavırlıdır. Romanın sonlarına doğru, her onur kırıcı teklife ispirto misali parlayan bu genç kızın, evvelce intihara teşebbüs etmiş olduğunu fakat ölmeyi beceremediğini duyarız kendi ağzından. Anlatıcı, Kız'a:"Yahu sen ne meraklısın ölmeye!" der elimizde artık romanın okumadığımız bir-iki sayfası kaldığında... Okyanus'un kıyısında yan yana oturmakta, yarışmadan bahsetmektedirler şimdi. Kız, çantasında bir tabanca taşıyor olduğunu, kendisine bir iyilik yapıp yapamayacağını sorar Anlatıcı'ya. Kendi yaşamına kendi elleriyle son vermeyi beceremeyecek kadar korkak olduğundan şikâyet eder. Anlatıcı nasıl olduğunu anlayamaz, birden, elinde patlamış olan tabanca ve kumlara serilmiş yatan kanlar içerisindeki Kız'ı görür. Polis otosunda karakola götürülüyor Anlatıcı ve polislerden birinin sorusuna muhatap oluyor: -Niçin vurdun 'lan kızı? Anlatıcının verdiği cevap okumuş olduğumuz romanın başlığıdır: "ATLARI DA VURURLAR"
Atları da Vururlar
Atları da VururlarHorace McCoy · E Yayınları · 0199 okunma
Reklam
148 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kitabı okurken aklımdan çıkmayan düşünceler
Öncelikle bu kitapta Sabahattin Ali'nin yaşarken yayınlanmayan eserleri ve sandığındaki bazı resimleri var, açıkçası ben en çok sonundaki makalaleri sevdim, Sabahattin Ali'nin siyasi ve politik görüşlerini barındırmakla beraber aynı zamanda onun Türkiye'deki kadınların durumu hakkında içinde bulunduğu dönemden çok daha modern düşüncelere sahip olduğunu görüyoruz. Milliyetçilik üzerine yazdığı makalesinde milliyetçiliğin nasıl gerçek anlamından saptarılarak mevki sahiplerinin yararına olacak bir şekilde kullanıldığını bizlere gösteriyor, milliyetçi kelimesinin Sabahattin Ali'ye göre tanımlarını okurken milliyetçi bir insanın aynı Sabahattin Ali gibi ülkesinin geleceği için canla başla çalışan bir insan olması gerektiğini okuyoruz. 41 yaşına bunca eser, çalışma sığdırıp bunları Türk edebiyatına armağan eden Sabahattin Ali, o faili senelerdir meçhul kazada kurban gitmeseydi, kim bilir daha nasıl eserleri olurdu... Sabahattin Ali, Türkiye'nin milliyetçilik rolünü oynadığı davada mı kurban gitti, Ali Ertekin'in milliyetçilik rolünü mü oynadığı davada kurban gitti bunu hiçbir zaman bilemeyecek olsakta, maalesef Türkiye'nin bu konuda sicilinin dolu olduğunu hepimiz biliyoruz.
Çakıcı'nın İlk Kurşunu
Çakıcı'nın İlk KurşunuSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20198bin okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
Bu adam kitaplarının içine ne katıyor böyle?!
Şuanda hiç bir psikoloğun, psikiyatristin kitabını, makalesini okumadan tüm Dostoyevski eserlerini okuyarak insan bilinci ve zihniyle ilgili çok daha fazla şey öğrenilebileceği ve duyumsanabileceğini düşünüyorum o derece . Dostoyevski'nin bu eserinde de 'Görünmez' bir karakterin hikayesini okuyoruz. Görünmez ne demek peki ? Eh, adı üstünde kimsenin ona karşı herhangi bir duygu bile besleyeceği kadar umursamadığı bir karakter ve bu karakterin kendini" görünür" hale getirmek için ne gibi saçma sapan durumlara soktuğunu, bi tokat yemeği bile öylesine geliştirilmeye görmezden gelinmeye yeğlediğini, bir kişinin bile ki bunlar onun hasımları da olsa onu dinlemesi, duyması için neler yapıp feda edebileceğini görüyoruz. Bi yandan anlaşılmayı, duyulmayı istiyor; bi yandan da tüm ömrünü "kendi yeraltında"geçirmeye dünden razı. Yine de karakterin kompleks yapısındansa beni etkileyen özellikle kitabın başındaki düşünceleri ve bazı cümleler oldu yine kitap altını,üstünü çizmekten boyama kitabına döndü anlayacağınız. Çok güzel akıcı ve belki köşesine ,kenarına notlar alabileceğiniz bi kitap kesinlikle tavsiye ediyorum.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Koridor Yayıncılık · 2019127,7bin okunma
180 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Siyasetçileri samimi bulan bir insan değilim, sevmiyorum da. Lakin hayatımda, gerek insanlığı, gerek anneliği, gerek mesleği ve siyasetçi kimliği ile sevdiğim ve desteklediğim tek insandır Emine Ülker Tarhan. Bilgisini, birikimini, ileri görüşlülüğünü, nezaketini, sadeliğini ve vicdanını hissettiğiniz, okuduğunuz bir kitap. Yoksulluğun ırkı olmadığını, onurlu ve özgün bir yaşam ve yarınlar için verilen mücadelenin ufkunuzu genişleteceği bir kitap. Fanatizmin, partizanlığın, sorgulamamanın ve mücadeleden kaçınmanın, kolaya ve samimiyetsizliğe sığınmanın, bu ülkeye kaybettirdiği bir günebakandır Emine Ülker Tarhan. Lakin mücadelesi, yaşam arzusu, bilgi birikimi ve insanlığıyla ufkumu genişletmiş, yüreğimi ısıtmış bir annedir, insandır. Bu toplumun artık doğru insanlara yüzünü dönmeye ihtiyacı var.
Beni Susturabilecek Tek Şey
Beni Susturabilecek Tek ŞeyEmine Ülker Tarhan · Ka Kitap · 201446 okunma
372 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Bittiğine üzüldüğüm müstesna kitaplardan biri.2.dünya savaşına dair devletlerin tutumu,insan psikolojisi,Cumhuriyet'in ne kadar desteklense de insanlar tarafından uygulamaya geçildiğinde ilk evrede psikolojik ve davranımsal neler yaşattığı,insanların davranış ve inandıklarını güncellemede nasıl zorlandıkları bu romanda çok güzel işlenmiş.Romanda bağlantı kurduğum çok fazla bilgi ve tarihsel olgu oldu.Adeta sinemaya girmişsiniz edası yaratan Ayşe Kulin ablamızı bu kadar görselleştirici kaleme,yeteneğe sahip olduğu için bir kere daha kutladım.****Çok kısa sürede okunabilecek,birçok bilgiyi inanılmaz akışkan merak uyandırıcı bir senaryo ile yansıtan bir kitap****.Evet çok beğendim,Ayşe abla bu işi biliyor yine onun kitaplarına okumak için şans vereceğim dememe vesile olmuştur.Ayrıca bu kitap gerçek yaşam öyküsü havası hissettirse de işin aslı Hitler döneminde orada görev yapan bir Türk gencinin yaşadıklarından ilham alınmasıdır.Gerçek yaşam olmasa da kurguya yaşantısal olayların yön vermesi romana bence ayrı bir aura katmakta.EVET,ÖZETLE ÇOK BEĞENDİĞİM VE NASIL BU KADAR GEÇ OKUDUM YAHU DEDİRTMEYİ BAŞARAN BİR KİTAP OLMUŞTUR KENDİLERİ!
Nefes Nefese
Nefes NefeseAyşe Kulin · Everest Yayınları · 201311,6bin okunma
Reklam
260 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Hayat aslında hepimizin bildiği bir çocuk oyunundan ibarettir. Taş - k/ağıt - makas... Yenilgi veyahut zafer, kendi avucumuzda değil; hayatınıza dâhil olan başka avuçların hamlelerinde gizlidir..." "Ne zordur, insan olabilmek. Ne zordur, geldiğin gibi kalabilmek, kaldığın yeri koruyabilmek. Ayakları sabit tutabilmek ne zordur.
İçimdeki Kenan Ülkesi
İçimdeki Kenan ÜlkesiYusef Masadow · Karina Yayınevi · 202415 okunma
236 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitabı genel anlamda çok beğendim ben psikoloji konulu kitapları severim ama sıkıcı doktor ağzından monoton şekilde ilerleyen kitapları değil onlar bana çok sorunlu biriymişim hissi verir bu kitapsa tam yaşayan kişinin ağzından sıkılmadan çekinmeden ve yormadan hikayemsi bir şekilde basit bir dille anlatılmış yani panik atak yaşamasanız bile yaşayan birisiyle karşılaştığınızda empati kurabilmenizi sağlayacak bu bir doktor ağzından yazılmış bir kitap değil yazarda şunu söylüyor kitaba başlarken ben doktor değilim yaşadığım tecrübe ettiğim şeyleri yazdım bu bir minik el kitabıda diyebiliriz eğer çevrenizde böyle bir durum yaşayan yada böyle bir durumu merak eden birisi olursa bence okumalı panik atak geçiren birine iyi bir arkadaş oluyor. İş hayatımızda yaşadığım onca stres, panik, kaygı dolu anların sonucunda bunu ortaya koyarsak ve birilerine söylersek nasıl bir karşılık alırız korkusunuda açıkcası ortaya koyuyor ne iş yaparsak yapalım yada tercihimiz ne olursa olsun hep onay almak zorundamıyız yada on saniyelik gurur verici bir an için neden kendimizi çıkamayacağımızdan korktuğumuz bir çukurun içine atıyoruz bunu hiç düşündünüz mü işte tamda bunu düşündürüyor kitap bize. Aynı zamanda bunları yaşayan bir tek değilim hissi gerçekten insanı mutlu ediyor gün içinde kafamızda bizi derin çukurlara sürükleyen binlerce düşünceyle biraz daha iyi anlaşabiliriz bunu öğrenmiş oldum biz bir maraton koşucusu değiliz ama koşmayı deneyip sevebiliriz değil mi?
Hass*ktir Ölüyorum Galiba
Hass*ktir Ölüyorum Galiba
Claire Eastham
Claire Eastham
Hass*ktir Ölüyorum Galiba
Hass*ktir Ölüyorum GalibaClaire Eastham · Okuyan Us Yayınları · 202222 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Kayayı Taşımak, Anlamı Bulmak Camus'den Varoluşçu Bir Manifesto
Albert Camus'nün "Sisifos Söyleni", varoluşun anlamsızlığı ve insanın bu anlamsızlık karşısındaki tutumu üzerine bir meditasyon. Sisifos'un kayayı sonsuza kadar tepeye taşıyıp tekrar aşağı yuvarlama cezasını anlatan Yunan mitolojisinden esinlenerek, Camus bizi kendi hayatlarımızı sorgulamaya davet ediyor. Camus,
Sisifos Söyleni
Sisifos SöyleniAlbert Camus · Can Yayınları · 20158,3bin okunma
147 syf.
8/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Güzel bir kitaptı. Yaşanmış bir hikaye anlatılıyor. //DİKKAT Kitabın konusu hakkında bilgi içerir.// Atalarının yaşadığı yerleri görmek için Ürgüp’e gelen Yunanistanlı bir gazetecinin Mustafa Bey ve ailesi ile tanışması ve Mustafa Beyin anılarını anlatması konu alınıyor. Mustafa Güzelgöz kitap sevgisini o yörenin insanlarına öğretmeye çalışıyor. Ancak kitap yok. Yurtiçi ve yurtdışında yaşayan insanlara mektuplar yazıyor. Kitap istiyor. Bunda da başarılı oluyor. Eşeklerle yolu olmayan köylere kitap götürüyor. Kooperatifler kuruyor, müzeler yaptırıyor, yöre halkı için kaymakam, vali, belediye başkanı, üst düzey yöneticilerle görüşüyor hatta Ankara’ya kadar gidiyor. Kredi çıkarttırıyor. Çocukların, gençlerin kadınların cahil kalmaması için elinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyor. Mustafa Güzelgöz bu kadar çabalamasının tek bir nedeni var insan sevgisi. Kitap sevgisi ayrı bir şey ama asıl insan sevgisi olmazsa bunların hiçbirini yapamazdı. Kitap okumak dünyaya açılmaktır. Bir sürü insan, çevre tanımaktır. Kitaplar hayatı öğretir. Acıyı, güzeli çirkini öğretir. Zulmü gösterir. Hiç kitap okumayan biri iyiyi ya da kötüyü sadece gördüğü yaşadığı kadarıyla bilir. Kitap okumak öğrenmektir, ders çıkarmaktır. Herkes kitap okumaz. Zahmetli iştir kitap okumak. Pineklemek varken neden kitap okuyalım ki dimi. Kitap okumak boş insan işi değildir. Zaman ayırmak gerekir. Çaba sarf etmek gerekir. Kitap okumak güzeldir. Ama okuyup da anlamak ve de iyi insan olmak en güzelidir.
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,5bin okunma
Reklam
220 syf.
9/10 puan verdi
İnsan Olmanın Anlamını Arayış: Bir Ruhun Samimi Çığlığı
Cahit Zarifoğlu'nun "Yaşamak İçin"i, günlük ve gezi yazılarından çok daha fazlası. Bu kitap, yazarın ruhunu, düşüncelerini ve duygularını sayfalara döktüğü, şiirsel bir varoluş destanı adeta. Zarifoğlu, bizi Avrupa seyahatlerinden Anadolu'nun köşelerine uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuk boyunca, insan olmanın
Yaşamak
YaşamakCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20209,2bin okunma
132 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Ömer Faruk abinin Paradigma Sonsuzluk kitabındaki üslubuyla yani, TDK'nın bile bazen çaresiz kaldığı kelimelerden müteşekkil bir şiir kitabıdır. Neden böyle yaptı? Gayesi neydi? Anlaşılmasın diye insan kitap mı yazar? gibi sorular akla gelir. Ama bendeniz gibi Ömer abiyi eskiden tanıyanlar bilir ki, kesin bir hinlik vardır bunda. Yani durduk yere yapmaz abimiz böyle bir şey. Abimize Allah için çok muhabbet duyuyor, selametleri içün dua ediyorum.
Rünya
RünyaÖmer Faruk Dönmez · İz Yayınları · 202222 okunma
314 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bu yuzlerce etkileyici ve faydali nasihatle dolu kitabin, yalniz Montaigne'nin Kendini tani ve Ne biliyorum? sorularindan yola cikarak kendi kendini anlatmak istemesiyle olusturdugu denemelerin insan ruhuna verdigi seyler, Her insanda, insanligin butun halleri vardir sozunun kaniti niteliginde. Her ne kadar Montaigne soz arasinda surekli ben bu yazilari yalniz kendi cevrem ve cagim icin yaziyorum dese de 21. yuzyilda bu kitabi okurken insan turunun var olusundan beri dertlerini ve kaygilarini yitirmedigini, bunlarin oldugu gibi kaldigini goreceksiniz. Olum, ask, felsefe, cinsellik, yasam ve sayamayacagim pek cok konuda duru bir anlatim ve Montaigne'nin kendi hayat tecrubesinden gelen ictenlik ve biriciklikle bir kez edindigimiz bu yasama hakkinda nasil yasayacagimiza dair perspektif sunan Denemeler, Latin siirinden yapilmis alintilarla sizi pek cok kez uzaklara bakip dusundurecek. Belki de Montaigne'nin Denemeler'i olustururken dustugu tek hata tevazu ile kendi eserini kucumsemek olmus olabilir.
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,5bin okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Damon Galgut 'dan okuduğum ilk kitap idi.
Hülya Açılan
Hülya Açılan
önderliğinde sayfalarcakitap kulübünün Nisan ayında okunacak kitabımızdı. Galgut,Güney Afrikalı bir yazar.Yazar yaşadığı bölgede ki siyasi ve toplumsal sıkıntıları kitabında işlemiş. Güney Afrika 'da yaşanan Apartheid rejimi neticesinde siyahı insanların yaşadığı sıkıntılar İyi Doktor 'da işleniyor. Güney Afrika'daki yurtluklar ,apartheid hükumetinin çeşitli siyah "ulusların ""kendi kaderlerini belirlemeleri" için ayırdığı fakir ve geri kalmış bölgelerdir. Böyle bir bölgede kaderine terk edilmiş bir hastane , 4 doktor 1 hemşire olmayan ama hemşirelik işinden anlayan biri ve iki aşçısı olan bir hastaneye kamu hizmetini tamamlamak için gelen Laurence Waters o bölgedeki ve hastanede ki insanların hayatına değişik bir renk katar.Dr.Frank Eloff 'un hayatı ise Laurence gelince daha karmaşık bir hale gelir.Geçmişindeki karanlıklar ile mücadele etmesi gerekiyor. O kırsal bölgede siyasi rejime göre hastaneyi hasta olmasa bile ayakta tutmaya çalışmak orada kalmak için mücadele vermek bana birazcık Tatar Çölü adlı kitabı hatırlattı. Bazı şeyler kader mıdır yoksa insan kaderini kendi mi belirler. Bir hastane ve doktorluk gibi mesele gibi görünse bile kitap Güney Afrika 'daki siyasi rejim hakkında bilgi veriyor. İyi okumalar dilerim.
İyi Doktor
İyi DoktorDamon Galgut · Yapı Kredi Yayınları · 2022108 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.