Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
40 Yaşındasın Rahmetini umarak Günahkar bir dille; Allah Azze ve Celle Ya Rasulallah, lemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Hayat Neden Bu Kadar Sıkıcı ? DiyenLere … “Bugün ne Yaptın ? “ Hiiiç Aynı işte ne olsun ! DiyenLere , anlatacak bir çok şeyi olması için … Şimdilerde insanlığın en büyük sorun bu … Hayatın sıkıcı , monoton olması dışarıya dahi çıkmak istememek , gün ışığı görmemek … Herşeyin aynı olması insanın canını sıkıyor elbet , bunaltıyor , depresyona
Reklam
651 syf.
6/10 puan verdi
Kitabı bitirdiğim tarihten bu yana yazacağım yorumu düşünüyorum.Diyeceksiniz ki nasıl yani?En iyisi tahlilini kesinleştirmiş olduğum noktalardan başlayayım anlatmaya.Öncelikle Haruki Murakami'nin yazı tarzına bayıldığımı belirtmek isterim.Alışık olduğumuz Amerikan ya da Avrupa ülkelerinden bambaşka bir yerde geçen hikayede Japonya'nın kentlerine
Sahilde Kafka
Sahilde KafkaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20209,8bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
Gizli Anlarin Yolcusunu okurken dahi cok merak ettigim boranin hikayesi cok sasirtici. Doguda baslayan hikaye, aile drami, herseyden kacis ve sonra bir tesadüf ile bu hayata manevi olarak geri dönüs... cok etkileyici ve hayatin ta kendisinden olabilecek kadar gercek. Gizli Anlarin Yolcusunda kalan soru isaretlerin cevabi burda, ama maalesef bi kac soru isareti hala akillarda kalmakda, kitap biraz kisa kacti diye düsünüyorm.
Bora'nın Kitabı
Bora'nın KitabıAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20215,1bin okunma
651 syf.
7/10 puan verdi
İlk kez okuduğum Murakami'nin anlatımına bayıldım, o kadar sade ve içten ki, hikayeyi okuyorum mu yoksa hikayenin içinde miyim ayırt etmek gerçekten zor. Anlatımın şahane olmasına karşın hikayeyi anlamakta aşırı zorlandım ve kafamda soru işaretleri gırla gidiyor. Zaten Marukami'nin kendi de hikayenin bir kaç kez okunduktan sonra ancak anlaşılabileceğinden bahsetmiş ama bu tür "hikayenin içinde neler gizli aslında" mantığı pek içimi açmıyor. Sonuçta yazarın ne düşündüğünü anlayabilmek ancak yine onun nasıl anlattığı şekli ile mümkün. Ben düşündüm oldu, ama ben okudum olmadı :)
Sahilde Kafka
Sahilde KafkaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20209,8bin okunma
210 syf.
9/10 puan verdi
Bir öğretmen adayı olarak okuduğum ve beni derinden etkileyen bir roman. "Sizde iz bırakan romanlar neler?" diye bir soru geldiğinde adını söyleyeceğim romanlardan biri.
Kaç Zil Kaldı Örtmenim?
Kaç Zil Kaldı Örtmenim?Filiz Aygündüz · Doğan Kitap · 2016359 okunma
Reklam
ÖLÜMÜ BEKLERKEN Sanırım yaşlandığımdan olsa gerek, eskisi kadar ilgimi çekmiyor çamurunda oynadığım topraklar. Dibine uzanıp da yapraklarının arasında hayallere daldığım elma ağacıyla, aramıza bir soğukluk girmiş. Nedendir bilmem en derine saklanmış anılar, kapının asma kilidini açmaya başlamamla gün yüzüne çıkmaya başladı. Sanki belleğimin
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
40yaşındasın Rahmetini umarak Günahkar bir dille; Allah Azze ve Celle Ya Rasulallah, Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
311 syf.
5/10 puan verdi
Kitabı batılılaşmayı gerçekten doğru bir şekilde yansıtması kitabı okuma sebebim ama nasıl okuduğum sorulmaması gereken bi soru,kaç ay sürdü bilmiyorum iki üç ay mı neydi yok yok sene :)
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · İletişim Yayıncılık · 201425,1bin okunma
Reklam
Göz doyar mı? Ne kadar görse doyar? Bazı gözlerin ne görse öğüten bir bakışı vardır ; doymaz kapanana kadar. Akıl kaç soruyu cevapladığında soru sormaz artık? Belki akıl, cevapladıkça çoğaltır soruları. Kaç yüz gördüğünde görmüş olursun bütün yüzleri? Kaç tanışma sona erdirir şaşırmayı? Göğüs ne zaman sonuna kadar dolmuş olur aldığın nefeslerden? Son nefesini verdiğinde mi?”
....Tebliğ metodunda kişi bilinçli olursa karşısındaki kişinin durumuna göre konuşur veya susar. ....Efendimiz (s.a.v.) yersiz tartışmayı yasaklamıştır.Tartışma ile emri bilmaruf apayrı birer konu. Tartışmadan pek netice alınamıyor. Dolayısı ile ilim yersiz zamanda aktarılıyor. ...Şahsen ben fazla aksi olduğumdan kendimi çoğu kez zabtedemiyorum. Ama şu bir kaç yıl içinde epeyce mesafe katettiğimde bir gerçek. Bunu da İslam'ın ilmine borçluyum. Neyi İslama borçlu değiliz. O da ayrı bir konu. Tabi şu gerçeği karıştırmayalım.Adam dinine hakaret edecek, dinde olmayan bir şeyi var gibi gösterecek, sen de susacaksın. Olmaz öyle şey! O kişiye gereken cevap verilmelidir.Fakat İslam ahlakına uygun olarak verilmelidir.
maaşın ne kadar,hangi meslekte çalışıyorsun kariyerin ne durumda,hangi mekanlara takılıyorsun gibi soru soranlar o kadar sıkıyor ki insanı kelimeler yetersiz kalıyor anlatmaya. halbu ki hayatta kaç kişi soruyor 'en son ne zaman bir çocugun başını okşadın,en son ne zaman şiir okudun yada en son ne zaman sokakta yasayan bir hayvanın karnını doyurdun.' o kadar manevıyattan yoksun, ruhumuzu doyurmadan yasıyoruz ki maalesef sistemin içinde sıradanlaşıyoruz bir süre sonra ö.GÜNDÜZ
77 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayatında hiçbir yetenek sahibi olmayan hatta doğru düzgün konuşmayı beceremeyen Czentovic adındaki genç adamın birden bire satrançla tanışması,bütünleşmesi, dünya şampiyonu olması, satrançın onun tamamen hayatı olması bunun üzerinden para kazanması ve egosunu yükselten bir kişi olarak hayatına devam etmesi diğer bir tarafta ise Hitler hakimiyetinin bulunduğu bir dünyada kilise ve manastıra ait mali bilgilere sahip avukatlık bürosunu işleten Dr.B. Bilgilerin gün yüzüne çıkarılması için ona uygulanan ceza sistemi. Dr.B. bir odaya kilitlenir ve insanlarla iletişimi kesilir ve kendisine zaman geçirebilecek ne bir kalem ne bir kitap verilir. Onu hiçlikle baş başa bırakıp böylece zamanla bilgileri verilmesi istenmektedir. Bazı günler sorgu odasına gidilir bir kaç soru sorularak bilgi alınmaya çalışılır. Başta ağzı sıkı olsa da zamanla hiçlik üstüne gelmeye başlamaktadır. Gün geçtikçe kendini yıpratmaya başlar düşünceler kendisini içten içe yer ve teslim olmaya karar verir bu feryadını kapıda ki gardiyan duymaz veya duymamazlıktan gelir. Bir gün sorgulanmayı beklerken bir şey olur. Sorguyu beklerken dolapta bulunan paltonun cebinde bulunan kitap gözüne çarpar ve bu kitabı elde eder. Kitap bir satranç kitabıdır. İçerisinde 150 satranç turnuvası bulunmaktadır. Başta harfleri pek anlamasa da zamanla satrancı çözer ve kendi deyimiyle satranç zehirlenmesi yaşar. Kendi kendine karşı rakip olur ve zihninde siyah ben ve beyaz ben arasında mücadeleye başlar. Bu iki kişinin hayatınlarının bir vapurda kesişmesi üzerine yazılan bir öyküdür. Güzel bir öykü olmasına karşın hemen bitmesi üzücü :(
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,5bin okunma
Hızlı adımlarla benden önce vapura biniyor orta boylu biri. Alper Sapan’ın boyu uzun muydu acaba? Yan tarafımdaki genç adam dikkatle denizi izliyor. Okan Pirinç en son ne zaman vapura binmişti? Bir kadının elinde çay bardağı var. Ferdane Kılıç kahve içmeyi sever miydi? Füniküler beklerken gözlüklü biri bana doğru yürüyor. Veysel Özdemir’in
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.