Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Onların yüzünde gördüğün her tebessümü mutluluktan, her göz yaşının umutsuzluktan ve her suskunluğunun haksızlıktan olmadığını ne kadar bilirsin? Bazen mecburiyet bu hallerinin adı, bazen sevgi. Bazen bir şeylerin günün birinde düzeleceğine dair olan inançları ayakta tutar onları, bazen ise inatları. Hepsi için değil sözüm elbet. Sözüm, eksilse de sevdiklerinin bir gülümsemesiyle kendini tamamlayan, zorluklar karşısında yılmayan yıkılmayan kadınlara. Tabi ki sonsuz değildir yüzlerine vuran ışıkları ve dillerinden düşmeyen sabırları. Çoğu insan, "Sen güçlüsün," deseler de, onlar da etten ve kemikten yaratılmışlardır. Gün gelir, uzun ince yollara takılır bakışları. Kaybettim demezler asla. Denedim derler. Yüreklerine bir düğüm atarlar ve geldikleri gibi sessizce giderler. Yani böyle bir kadın tanımadan, tanıdım diyemezsin kadınları... Duyacaksın, "Bir inattır yaşamak," dercesine, gelmişe ve geçmişe gönderdikleri o şen kahkahaları.
Bir kadınla gurur duymak için "erkek gibi kadın"diyoruz. Bir erkeği aşağılamak için "kadın gibi erkek"diyoruz. Halbuki öyle kadınlar tanıdım. Ciğerini tartmaya kantar yetmez
Reklam
Bir kadın tanıdım Bir fotoğraf karesine Sığamayacak kadar güzel bakıyordu...
- Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, "— Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur," demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!
Sayfa 183 - C.Kitabı okudu
Masal tadında insanlar tanıdım, bir varmış bir yokmuşlardı.
Büyüdükçe ölüm kadar çirkin başka şeyler de görmeye başladım çevremde. Önce parayı tanıdım. Parasız aç bile kalınabileceğini öğrendim. Parayı kazanmak için sarf edilen emeğe nice şerefsizliklerin karıştığını gördüm. Kirli eller, daha kirli bir elin kölesi oluyor, onun bayağılıklarını alkışlıyordu. Hırsızlıklar para içindi. Yalanlar, ikiyüzlülükler para içindi. Bir kadın etini satıyordu para için.
Reklam
...Tanrı da bana şöyle dedi: Git kadının ruhunu al,sonra da şu üç kelamımı öğren: İnsanda ne var? İnsana ne verilmemiştir? İnsan neyle yaşar? bunları öğrenince yine göğe döneceksin... .... Ben de onda tanrı'yı tanıdım,o anda Tanrı'nın ilk kelamını hatırladım. "İnsanda ne var?" öğren. İnsanda sevgi olduğunu anlamıştım.
Sayfa 24 - Mihail (Tanrı'nın kovduğu melek)Kitabı okudu
Masal tadında insanlar tanıdım, bir varmış bir yokmuşlardı..
Masal tadında insanlar tanıdım, Bir varmış bir yokmuşlardı.
Kader Kapıyı Çalıyor
Hindistan’da Banaras şehrinde seni aradım Ganj’ın sularında lanetlenmiş insanlar yıkanıyordu Ganj’ın suları pisti bulanıktı İçtim Bir kadın tanıdım Haydarabat’ta Cüzzamlıydı, güzeldi üstelik Sana benziyordu Etli dudakları vardı
Reklam
Bir kadın tanıdım Bir fotoğraf karesine Sığamayacak kadar güzel bakıyordu...
Tutamak..
--- Tutamak sorunu. İnsanın bir tutamağı olmalı. --- Anlamadım. --- Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, "--- Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur," demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!
Sayfa 183
Alicia kırmızı tuğlalı bir bina , bir hastane yapmıştı : The Grove . Yanıyor, yıkılıyordu. Yangın merdivenlerinde iki kişi görülüyordu : yangından kaçan bir kadın ve bir erkek. Kadın, aletlerle aynı renk saçlarıyla tartışmasız Alicia'ydı. Erkeği de tanıdım : Bendim. Alevler ayak bileklerimi yalarken Alicia'yı kollarımda taşıyordum.
Yetişkin Çocuklar Ülkesi
Hep huzuru aradım hepimiz adına; başaramadım. Düşüncelerimi, duygularımı ne yaptıysam kabul ettiremedim, yok sayıldım. En doğal haklarımın elimden alınmasına, susturulmama, bastırılmama karşıydı benim savaşım. İnsani değerlere ulaşmanın kıtlığı ve yoksunluğu en az aşın, ekmeğin, suyun, havanın yoksunluğu kadar rahatsız etti beni. Sadece karnımın doyması yetmedi bana. Bir boğaz tokluğuna mutlu görünen nice insanlar tanıdım.
Sayfa 183Kitabı okudu
Tutunamayanlar...
"-Ya içmediğin zamanlar? -O zaman ararım. -Hep arayacaksın sen. Ya resim ya kitap... - Tutamak sorunu. İnsanın bir tutamağı olmalı. -Anlamadım. - Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur, demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin iki yüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!"
Sayfa 149 - YKYKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.