Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir sıkıntının geçeceğine duyulan güven, ona dayanmanın tek çaresiydi. Ama ümidin olmadığı yerde ümit kapılarının açık kalması da ne kadar acı.
Sayfa 304 - Timaş Yayınları, 1. Baskı Ekim 2017Kitabı okuyor
Kendiniz için istemediğinizi halkınız için de uygun karşılamayınız. Yaratılmışların en şereflisi olan Hz. Muhammed’e sahabeleri Bedir gazvesinde bir ağacı budayıp O’na bir gölgelik yaparlar, istirahata çekildikleri zaman Cebrail (A.S.) gelip: «Ya Resulellah! ashabın güneşin altında bulunurken senin gölgelikte oturman uygun de­ğildir» der. Hz. Peygamber hemen gölgeliği yıkıp ashabı arasında otururlar. Bu kadar basit bir şeyden dolayı ya- ratılmışlann en şereflisi muatabe (tekdir) edildikten son­ ra başkalannm durumu ne olur?Başkan! Aklınızı başınıza toplayınız ve kendinizi bu büyük belâdan kurtarmaya gayret gösteriniz.. Hz. Pey­gamber: «Müslümanlara şefkat göstermeyen onlardan değildir» buyuruyor.
Reklam
Ahlaki düzeni olmayan bir toplumsal işlev var olamaz. Çünkü bu olmadıkça, yalnız bireysel iştahlar karşı karşıya bulunur ve onları düzenleyecek hiçbir şey olmazsa, kendi kendi- lerini düzenleyemezler. İşte Avrupa toplumlarının içinde kıvrandıkları bunalımın nedeni, tam da budur. 200 yıldan beri ekonomik yaşam, daha önce hiç görmediği bir gelişme yaşadı; o zamana değin ikincil sırada, küçük görülen, aşağı sınıflara bırakılan bir işlev iken, birinci sıraya geçti. Askeri, yönetsel, dinsel işlevlerin onun önünde gittikçe gerilediği görülüyor. Yalnız bilimsel işlevler ona karşı yerlerini koruma direncini gösterebilecek durumdadırlar; ama bilimin bile günümüz toplumlarının gözündeki saygınlığı, ancak uygulamada, başka deyişle ekonomik mesleklerde işe yararlığı ölçüsündedir.
Sayfa 24
İkimizin de tek kuruşu olmadığı bir zamanda mal ortaklığı rejimine göre evlendik. Bugün birkaç kuruş kazanmışken, ailemin gelip seni soyup soğana çevirmesini istemiyorum… Kız kardeşim Agathe hiç de nazik biri değil, bu yüzden ona bir şey bırakacak değilim. Her şeyi kendimle götürmeyi tercih ederim.
Sayfa 29
Bu (Kur'an), kendinden önceki (ilâhî kitap)ları doğrulayan ve (dünyada) şehirlerin anası (olan Mekke) ve çevresindeki (yeryüzündeki insan)ları uyarman için indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Ahirete inananlar, ona (Kur'an'a) da inanırlar ve onlar namazlarına devam ederler. En’am Süresi 92.Ayet
3319 Kasırga rüzgârı bir çok ağaç devirirse de taze ve zayıf ota güzellikle temas eder. 3320 Ey gönül, o sert rüzgâr, onun zaafına ve aczine merhamet eder de ona bir şey yapmaz. O halde sen de kuvvet ve mukavemetten bahis için homurdanma. 3321 Balta, ağaçların ve dallarının çokluğundan ve kalınlığından korkar mı? Onları parça parça kesiverir. 3322 Lâkin bir yaprağa vurmaz. Keskin ağzını, keskinlik ve sertlik gösterenlerden başkasına temas ettirmez. 3323 Ateşe odunun çokluğundan ne gam ârız olur, bir kasap bir sürü koyundan ürker mi?
Sayfa 321
Reklam
Yaşlandıkça mendeburlaşan insanlar vardır hani. Mutsuzluklarının altında yatan sebep budur. Bir de bakar ki, yaşamında kendisi yok; içi bunu hisseder. Ona kızar, buna kızar ama aslında neye öfkelendiğini kendisi de bilmez. Avuçlarının arasından yaşanmadan akıp gitmiş, anlamsız, bomboş bir ömür... İşte öfkesinin kaynağı budur. Bazıları da vardır ki yaşlandıkça nur yüzlü olurlar. Öyle keyiflidirler ki... Onların da içi bilir; doya doya yaşanmış, anlamlı bir ömür sürmüşlerdir. Özellikle çocuklara ve gençlere karşı dikkat çekici bir hoşgörü ve sevgi beslerler.
İşçiler kendilerini işte tüketerek kendi güçlerini ve gelecek nesillerin güçlerini de tükettiklerini; tükenmiş olduklarından he­nüz yaşlan ilerlemediği halde hiçbir iş yapamaz duruma geldiklerini; tek bir sapkınlıkla aptallaşmış, tamamen kendilerini ona kap­tırmış oldukları için artık insan değil, insan müsveddesi olduklarını; geriye sadece çalışma deliliğini bırakmak üzere bütün yetilerini yok ettiklerini anlamıyorlar mı?
Sayfa 56 - PdfKitabı okudu
“Bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. ”
"Günün birinde uzun süre dağcılık yapmış bir adamla karşılaştım. Ona hangisinin daha zor olduğunu sordum; yukarı tırmanmak mı, aşağı inmek mi? Hiç düşünmeden, 'İnmek,' dedi. 'Çünkü tırmanırken tepeye ulaşmaya yoğunlaştığın için hata yapmaktan kaçınırsın.'"
Sayfa 154Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.