Gerçek şu ki hayatlarını paramparça eden anları (hatta bir tane sini bile) gösteremeyen birçok insan var. Birçoğu, çocukluklarının herhangi bir parçasının onlara zarar verdiğini kabul edemeyebilir.
Ama bu, travmanın olmadığı anlamına gelmez; henüz hayatının bir aşamasında travma yaşamamış olan biriyle karşılaşmadım.
Travma anlayışımızın, çok çeşitli bunaltıcı, ağır deneyimleri veya nörolog Robert Scaer'in tanımladığı gibi "göreceli bir çaresizlik durumunda meydana gelen herhangi bir olumsuz yaşam deneyi mini" içerecek şekilde genişletilmesi gerektiğine inanıyorum.
ÇÇOYÔ çerçevesi yararlı olsa da travmanın tüm hikayesini anlatmaz. Çoğumuzun deneyimlediği özgün benliğin ihtiyaçlarını istikrarlı biçimde inkar etme veya bastırmanın bir sonucu olan duygusal ve ruhsal travmaları hesaba katmaz. Aslında, ÇÇOYÔ değerlendirmesinin, dış çevrenin -genel olarak toplumun- bizi travmatize edebileceği sayısız yolu hesaba bile katmaması şaşır tıcı olandır. ÇÇOYÖ testinde ırkçılık -ayrımcılık ve taciz, ırksal travmanın formlarıdır- hakkında bir soru bile yoktur; toplumun iç yapısında bulunan fanatiklik ve önyargının daha incelikli, her 72