Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Neden seni bir çiğ damlası gibi böylesine titrek, böylesine hassas görmeliyim? oysa yorgun kalbim üşürken, şimdi donuk gözlerim acıyı taşıyor.. Sen,hayran olduğum düşsel kadın, bir buz dağı gibi olan kalbin bütün insanlara acı çektirmek için mi böyle, yoksa sadece senin için yaşayanlara mı? Eskiden yaşamayı yürekten severdim, birçokları gibi fırtınalı yaşadım ve şimdi benim için artık hiçbir şey önemli değil, çünkü hayatımı bir bardak su gibi çalkaladın. Günlerim öyle yavaş, öyle sessiz geçiyor ki, sevgilim, ve sen çok uzaklardasın, bir o kadar da yakında, kalbimin yanında, duygularımın derinliğinde. seni tekrar görmeyi, sesini duymayı öyle çok istiyorum ki. ama hiçbir şey değişmeyecek; benden öyle uzaksın ki. 'RATKO' LEYLA için...
420 syf.
9/10 puan verdi
Hayata bakış açınızı değiştiren, onu algılayış biçiminize yön veren kitaplar vardır. Aşk romanı, birçokları gibi benim için de böyle bir kitaptır. Kurgusundan ziyade kitap içindeki kitap başarılıdır.
Aşk
AşkElif Şafak · Doğan Kitap · 200967,3bin okunma
Reklam
Kör Baykuş
Öyle sanıyorum ki, zamanın geçişi ve insanların seneler ilerledikçe karşılaşacakları değişmeler, bende bin kat daha hızlı ve sert oldu. Ama beri yandan bu gelişmelerin getirdiği mutluluklar toplamı sıfıra doğru geriledi, hattâ sıfırında altına düştü. Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisinde başlar; birçokları da yağı bitmiş lambalar gibi, sessiz yavaş, ecelleriyle sönerler.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayata bakış açınızı değiştiren, onu algılayış biçiminize yön veren kitaplar vardır. Aşk romanı, birçokları gibi benim için de böyle bir kitaptır. Kurgusundan ziyade kitap içindeki kitap başarılıdır. ondan vazgeçemem.
Aşk
AşkElif Şafak · Doğan Kitap · 200967,3bin okunma
Bir Güneylinin her zaman zencilere karşı dikkatli davranması gerektiğini düşünürdüm. Kuzeylilerin Güneylilerden bu davranışı beklediklerini düşünürdüm. Doğuya ilk defa geldiğim zaman derdim ki bunlara zenci değil renkli insanlar deneceğini unutma ve ben de birçokları ile birlikte yaşamak zorunda kalmasaydım, bütün insanları, beyazları ve siyahları kabullenmenin en iyi yolu olarak o insanları kendilerini düşündükleri gibi görmek ve sonra onları kendi başlarına bırakmak olduğunu öğrenmeden önce oldukça zaman harcamam ve başıma da bir sürü belaların gelmesi gerekirdi. Bir zencinin bir kişiden çok davranış olduğunu anladığım sıradaydı: aralarında yaşadığı beyaz insanların bir çeşit görüş yansıması.
Birçokları hiç de yaşamıyor, yaşar gibi görünmekle yetiniyorlardı.
Reklam
432 syf.
8/10 puan verdi
Uzun zaman önce tesadüfen elime alıp bir çırpıda okuduğum cesur bir roman. Birçokları için, bazı yorumlarda da görüldüğü üzere, rahatsız edici olduğunu görebiliyorum. Uygun (ki kime göre) bir ilişki tarzı olmayabilir fakat gerçek bir ilişki var romanda. Cesur olması bu konu ele almasından kaynaklanmıyor, roman karakterlerinin cesur olmasından ve kendilerini oldukları gibi kabul edebilmelerinden kaynaklanıyor. Ve bu cesareti yazıya dökülebilen yazarlar olması çok önemli bu ülke için. Ve önemli de bir not; Bora'nın Kitabı ve Dönüş bu romanın devam kitapları. Okunası...
Gizli Anların Yolcusu
Gizli Anların YolcusuAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20198,2bin okunma
— Dua et de talih şikâyetlerini duymamış, seni nankör saymamış olsun, dedi. O, verdiği nimetlerin değerini bilmeyenleri sevmez. Şimdiye kadar hayatı yalnız okuyarak, dinleyerek öğrendin. Kendi yaşantınla da görüp anlayacaksın... Hele bir ortasına düş, birçokları gibi acılara, dertlere katlan, o zaman... Bu kaygılara harcayacak zaman bulamazsın... Güçlerini sakla!
Sadi Şirazi
Bir pâdişâhın acemi bir kölesi vardı. Bir gün bu köle ile gemiye binmişti. Köle o zamana kadar hiç gemiye binmemiş ve deniz görmemişti. Gemi yolculuğunun bir takım sıkıntıları ve zorlukları vardı. Köle, gemi limandan ayrıldığı andan itibaren titremeye başladı. Ne yaptılarsa köleyi sâkinleştiremediler. Gemide âlim bir kişi vardı. Hükümdara; "Müsaade ederseniz ben onu susturayım" dedi. Hükümdar da o zâta izin verdi. O zât, köleyi denize attırdı. Köle birkaç kere suya battı, çıktı. Geminin bir tarafına can havliyle tutundu. Onu saçından tutup gemiye aldılar. Bu olaydan sonra köle, köşesinde sessiz ve sâkin oturdu. Hükümdar âlimden bu işin hikmetini sordu. O da; "Köle suya girmeden evvel, gemideki selâmetin kadrini ve kıymetini bilmiyordu. İşte huzurla, saâdet ve sıhhat de böyledir. Huzûr içinde yaşayan, mesûd olan, bir felâkete uğramadıkça, o huzûr ve saâdetin kıymetini bilmez. İnsan hasta olmadıkça da, sağlığının kıymetini bilmez" dedi. 'Ey kardeş! Bu dünya kimseye kalmaz. Gönlünü, her şeyi yaratan Allah-ü Tealaya bağla. Sana bu kafidir. Dünya mülküne güvenip bel bağlama. Çünkü bu dünyada senin gibi birçokları yaşamış ve sonunda ölüp gitmiştir. Değil mi ki, en sonunda ölüm vardır ve bu can göç (ölüm) yolunu tutacaktır. O halde ister taht üzerinde can vermişsin ister toprak üzerinde, ne fark eder!'
..... Mü`minler de garip haller içinde Bir yol tutmuş herkes kendi keyfince Kimisi dince kimisi bence Diyerek o yolda gitti bir ömür Fakif zahir ilmi tek hedef gördü Hiç dert edinmedi irfanı gönlü
Reklam
Okuma
Okuma Hastalığı "Bütün medeni ülkelerde aynı şikayet: Okumuyoruz. Kitaplar çoğaldıkça okuma sevgisi azalıyor. Ama, yine de birçokları için okuma bir hastalık. Böyleleri incelemek, düşünmek, dinlemek, eğlenmek için okumaz; okumak için okur. Ne sanat heyecanı ararlar, ne zekâlarını geliştirme emelindedirler. Çok okurlar, ellerine geçeni okurlar. Sabırsızdırlar, sırtlarından bir yük atmak isterler sanki. Okuduklarını reddetmek veya tartışmak ihtiyacını duymazlar. Kitap kapanır kapanmaz içindekiler unutulur. En büyük zevkleri kitap değiştirmektir. Her metbua'ya saldırırlar. Kimi yarısını okur kitabın, kimi yalnız sonuna bakar. Kimi de bir baştan bir başa okur (meselâ gazete tiryakileri.) Okur gibi yapanlar da caba. Hepsi de rüya görür gibi okur." Bu tiryakilik tembelliğin marazî bir şeklidir yazara göre. "Okuma delisi birçok şeyleri anladığını vehmeder. Başkalarının sözleriyle yetinmek, her konuda başkasının anlayışına, başkasının fikirlerine başvurmak, alışkanlıkların en kötüsü. 'Kitapta okudum, gazete yazıyor' gibi sözler iradenin ve kişiliğin yokluğunu gösterir. Aşırı ve düzensiz okuma hafızayı, düşünce mekanizmasını bozar. Hasta gündelik hayattan kopar, çevresinde olup bitenleri göremez, anlayamaz. Marazî okumanın belirtilerinden biri hafıza zayıflamasıdır. Hasta gerçek hâdiseleri unutur, okuduklarını hatırlar. Realiteden uzaklaşır, kitaptaki olaylara bağlanır. Düşünceleri birbirine karışır. Kendi başına muhakeme edemez olur." Cemil Meriç - Bu Ülke
Neden seni bir çiğ damlası gibi böylesine titrek, böylesine hassas görmeliyim? oysa yorgun kalbim üşürken, şimdi donuk gözlerim acıyı taşıyor.. Sen,hayran olduğum düşsel kadın, bir buz dağı gibi olan kalbin bütün insanlara acı çektirmek için mi böyle, yoksa sadece senin için yaşayanlara mı? Eskiden yaşamayı yürekten severdim, birçokları gibi fırtınalı yaşadım ve şimdi benim için artık hiçbir şey önemli değil, çünkü hayatımı bir bardak su gibi çalkaladın. Günlerim öyle yavaş, öyle sessiz geçiyor ki, sevgilim, ve sen çok uzaklardasın, bir o kadar da yakında, kalbimin yanında, duygularımın derinliğinde. seni tekrar görmeyi, sesini duymayı öyle çok istiyorum ki. ama hiçbir şey değişmeyecek; benden öyle uzaksın ki. 'RATKO' LEYLA için... Leyla, Alexandra Cavelius
Hayatın bahar mevsimini bir an evvel arkada bırakmak için sabırsızlanıyorlar, hayatta birçokları evlendikten sonra bütün ömürleri boyunca kadınlarına, bir zaman onları sevecek kadar budala olmalarına kızar gibi ters ters bakıyorlardı.
Sayfa 568 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.