Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Söylemezlerse bilemeyiz
Kitabı uzun zamandır tavsiye olarak görüyordum bir yerlerde, Kitapyurdu'nda da yılın kitaplarından seçilince biraz beklentimi yükseltmiş olabilirim.Beklentim oranında olmasa da kitabı beğenmedim değil, beğendim açıkçası.Akıcı bir kitap. Her birimizin belki şahit olduğu, belki de oradan buradan benzerini duyduğu bir aile hikayesine şahitlik ediyoruz.Bu ailenin aynı yaşamı yaşarken, her bireyin özelinde ayrı bir dünyada yaşayıp dünyasını başka tanımladığını görüyoruz. Bir yerde denk gelmiştim sayılar bile net değil aklımda ama şu minvalde idi: bir anne babanın 5 çocuğu varsa orada bir aile değil 5 ayrı aile vardır diye. Bu aileye gelirsek cok daha hayat sığıyor bir geniş ailenin yaşamına. İnsan, karşısındakini, hatta yanıbaşındakini bile ancak kendi görmek istediği kadar görüyor, duymak istediği kadar duyuyor. Ama işte kimse o kadardan ibaret değil, insan belki de karşındaki hakkında yalnızca bundan emin olabilir. Kendim de başta olmak üzere insan yargılamak, bir davranışla insanı tanımlamak o kadar kolay ki. Her birimiz umarım zor olanı yapmak için, bir durup anlamaya çalışmalıyız. Çünkü onlar söylemezse bilemeyiz biz ahvallerini.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,471 okunma
Tevazu ve Kibir
*TEVAZU-KİBİR* Bugünlerde bazı kavramlar, değerler üzerine düşünüp kafa yormak, konu üzerine biraz çalışma yapmak hoşuma gidiyor. Bugün tevazu ve kibir üzerine düşündüm.Gerçekten tevazu sahibi miyiz? yoksa o tevazu perdesinin ardında kocaman bir kibir abidesi mi duruyor? Öncelikle bu kavramların ne anlama geldiğini öğrendim. Ve bazı düşünceler
Reklam
687 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Neden Bir İnsanı Öldürme(me)liyiz?
Muhteşem bir roman. Benim bu kitapla olan mücadelem çok uzun sürdü. Birinci okuyuşumda o kadar sıkılmıştım ki... Bu, ikinci okuyuşum oldu. Birinci okuyuşumda ne kadar sıkıldıysam ikinci okuyuşumda o kadar sevdim kitabı. Sonra şu çıkarıma vardım: Ergenlik döneminde değil, daha sonra okunması gereken bir klasik, Suç ve Ceza. Bir de karakterlerin
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,6bin okunma
Ey Farklı-Kadın, hiç düşündün mü senin bana, benim sana nasıl da görünmez olduğumuzu? Hiç düşündün mü ne kadar cahiliyiz birbirimizin? Birbirimizi görmeden görüyoruz birbirimizi. Birbirimizi duyuyor ve sadece kendi içimizdeki sese kulak veriyoruz. Başkalarının kelimeleri kulaklarımızın hataları, aklımızın denizlerinde olan kazalardır. Ne kadar da güveniriz başkalarının kelimelerine yakıştırdığımız anlama! Başkalarının kelimelerle dile getirdiği hazlar bize ölümü tattırır. En ufacık bir derinlik katma kaygısı gütmeden, dudaklarından döküverdikleri kelimelerde ise hayat ve haz buluruz. Ey her şeyi açıklayan, yorumladığın derelerin sesi, mırıltılarında nice anlamlar bulduğumuz ağaçların sesi – ah, gizli aşkım, hepsi, bu katıksız düşler, hücremizin parmaklıklarından akan kül ne kadar da biz hâlâ!
Ancak ataerkil çağın acımasız egemenliği, kadının başkaldırışını, darbeler altında tutup onu sindirip saklamıştır. Biz kadının başkaldırışı yerine onun işlediği günahı görüyoruz. Ve kadın kendisi bile, kendi başkaldırışından vicdan azabı duyuyor. Günah hissi, kadının başkaldırışının unutuluşundan doğmaktadır.
Sayfa 34 - Totem Yayınları
640 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
İnsanlara Hayal Satmayın Kardeşim!
"Stendhal bugünlerde ve bizim ülkemizde yaşasa edebiyat anlayışını bu şekilde ifade ederdi" havasında bir başlık atarak incelemeye giriş yapmak istedim. Romanın içinde geçen "roman, sokağa tutulan bir aynadır" cümlesi bütün bir realist anlayışı özetler nitelikte. 1800'lere kadar sanatta verilmek istenen "ideal"
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve SiyahStendhal · ithaki yayınları · 20229,9bin okunma
Reklam
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
216 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Charlotte Perkins Gilman yaşadığı dönemin önde gelen hümanistlerinden ve kadın hakları savunucularından biri olmasının yanında feminist edebiyatın en önemli erken dönem temsilcilerinden. Yazıldıktan yaklaşık 65 sene sonra kitap formatında yayımlanabilen Kadınlar Ülkesi ise feminist ütopyanın ilk örneklerinden. *Kadınlar Ülkesi 3 bilim insanının
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812,1bin okunma
392 syf.
9/10 puan verdi
·
33 günde okudu
Savaşçı
‘’Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, artık hiç bitmez…’’ sözüyle açıyor Doğan hoca 2001’de yayınladığı Savaşçı kitabını. Sanki insan adına edilebilecek şahane bir dua gibi… Hemen bir kenara not ettim, iyi ki onu okumayı
Savaşçı
SavaşçıDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20219,9bin okunma
412 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Umut Var da Bu Umutsuzluk Neden?
Yaşama bir güneş gibi doğan insan doğduğu o ilk andan itibaren kainata tüm benliğiyle bir iz bırakmış oluyor. Zaman geçtikçe büyüyor ve olgunlaşıyor. Zamanın büyüttüğü insan mekân ile çepeçevre kuşatılıyor. Yaşamın her basamağında yaşamak denen sınava tabii tutuluyor. İşte biz bunların adına "ömür" diyoruz. Kimimizin umrunda olmazken
İnsan Portresi
İnsan PortresiRıdvan Karadöngel · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202284 okunma
Reklam
Ey Farklı-Kadın, hiç düşündün mü senin bana, benim sana nasıl da görünmez olduğumuzu? Hiç düşündün mü ne kadar cahiliyiz birbirimizin? Birbirimizi görmeden görüyoruz birbirimizi. Birbirimizi duyuyor ve sadece kendi içimizdeki sese kulak veriyoruz. Başkalarının kelimeleri kulaklarımızın hataları, aklımızın denizlerinde olan kazalardır. Ne kadar da güveniriz başkalarının kelimelerine yakıştırdığımız anlama! Başkalarının kelimelerle dile getirdiği hazlar bize ölümü tattırır. En ufacık bir derinlik katma kaygısı gütmeden, dudaklarından döküverdikleri kelimelerde ise hayat ve haz buluruz. Ey her şeyi açıklayan, yorumladığın derelerin sesi, mırıltılarında nice anlamlar bulduğumuz ağaçların sesi - ah, gizli aşkım, hepsi, bu katıksız düşler, hücremizin parmaklıklarından akan kül ne kadar da biz hâlâ!
Sayfa 401 - Olaysız Bir Özyaşam Öyküsü, 329 Başlangıç metniKitabı okudu
Tenkit iyidir!
Başkalarının mutlulukları bizi üzüyor olsa da yine de bunu açığa vurmuyoruz; Çünkü bu tuhaf bir şey oluyor. Halbuki daha tuhafı ne biliyor musunuz? İnsanın mutluluğuna şahit olmamızın zorunluluğu içerisinde olmamızdır. Zorunluyuz! Görüyoruz çünkü. Ne garip bir şeydir ki insanlar arabalar satın alıp veriyor, evler beğeniyor, bu 10 senedir devam
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.