Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her yerde, rekabetin olduğu tüm alanlarda sinirlilik ve yüksek hassasiyet fikir insanlarının ayırt edici özelliği. Belki de böyle olması gerek..
Her yerde, rekabetin olduğu tüm alanlarda sinirlilik ve yüksek hassasiyet fikir insanlarının ayırt edici özelliği. Belki de böyle olması gerek…
Reklam
Strauss
2002'de Le Nouvel Observateur'un kendisine yönelttiği "sizce bilgelik nedir" sorusunu, "Hiç kusura bakmayın aziz dostum. Benim anladığım manada bilgelik, benim yaşıma geldiğinizde böyle sorulara cevap vermemektir," diye cevaplayan "bilge"dir.
Çekim Gücü
Çekim gücü, aradaki mesafenin karesine ters orantılı olarak azalır. Eğer iki cisim birbirinden iki misli uzaklaştırılarak döndürülürse, onları birbirine çeken güç ancak 1/4 oranındadır. Eğer bu iki cisim on misli uzaklaştırılırsa, çekim gücü 10yani 100 kez küçülür. Çekim gücünün ters orantılı olması gereklidir, yani mesafe arttıkça çekim gücü azalmalıdır. Eğer çekim gücü uzaklık arttıkça doğru orantılı olarak çoğalsaydı, en büyük gücü en uzaktaki cisimler üzerinde etkisini gösterecek ve sanırım, evrendeki tüm madde tek bir kozmik birikinti oluşturmaya doğru sürüklenmiş olacaktı. Hayır, durum böyle değildir. Çekim gücü, mesafe arttıkça azalmalıdır. Bu nedenledir ki, bir gezegen ya da kuyruklu yıldız (kornet), Güneş’ten uzak olduğu sırada yavaş ve Güneş’e yakınken hızlı dönüyor; Güneş’ten ne denli uzaktaysa, çekim gücünü de o ölçüde az hissediyor.
Rivayet olunduğuna göre Resûlullah (s.a.v.) geçim sıkıntısı çekince ailesine, "Haydi namaza kalkın. Yüce Rabbim bana böyle emretti." buyurur, ardından da şu ayet-i kerimeyi okurdu: "Ev halkına namazı emret ve kendin de ona sabırla devam et. Biz senden rızık istemiyoruz. Güzel sonuç takva sahipleri içindir."
Tâhâ, 132Kitabı okuyor
TBMM Kürsüsünden Atsız'a Hücum: 1962 Mart'ında CHP milletvekili Osman Sabri Adal'ın TBMM kürsüsünden Atsız'a hücum etmesi bazı gazetelerde yer aldığı gibi Millî Yol'da da genişçe yer alır. Konu Tedbirler Kanunu'dur. Başbakan İsmet İnönü ile meclisteki partilerin genel başkanları Adalet ve Anayasa Komisyonu'na bir
Reklam
Yıkayıp temizleme hastalığına kadınlarda alabildiğine sık rastlanır. Böyle davrananların tümü de kadınlık rolünü üstlenmeye karşı koyanlardır; ilgili davranışlarıyla kendilerini bir tür mükemmelliğe kavuşmuş görür, her gün kendileri gibi sık sık temizliğe başvurmayan kadınlara tepeden bakarlar. Temizliğe yönelik bütün bu çabaların bilinçaltında yatan nedeni, evin canını cehenneme yollama isteğidir. Beri yandan, hastamızdaki gibi hiçbir kadında o kadar pisliğe rastlanmayacağını belirtmek isteriz. Çünkü hastamızın amacı temizlik değil, davranışının çevresindekilere vereceği rahatsızlıktı.
Sevgili çocuğum, sevdiğin kadından, işlediğin bir suç için af dilemekten Tanrı korusun seni! Hele sevgilinden, en çok ondan; ne kadar suçlu olursan ol! Kadınlar öyledir ki birader, dertleri şeytan başına, hiç değilse bunları bilirim ben! Hele birine, "Suçluyum, kusura bakma, affet!" demeye kalk, sitemlerinden soluk alamazsın! İçtenlikle, kolayca affetmez, paçavraya çevirir seni, olmamış şeyleri de hesaplaşmaya katar, her şeyi toplar, bir şeycik unutmaz, kendinden ekler ve ondan sonra bağışlar seni. En iyisi bile böyledir, en iyisi! Kıyıda bucakta ne kalmışsa kazıya kazıya toplar, kafana boca eder. Hepsinde, hayatı onlarsız mümkün görmediğimiz şu meleklerde var bu canavarlık! Bak şeker kardeşim, sana açıkça ve kısaca söyleyeyim: Kendini bilen her erkek, şu ya da bu kadına kulluk etmeli, inancım böyle, inancım değil de duyuşum bu. Erkek yüce gönüllü olmalı; erkek bununla lekelenmez! Büyük kahramanlar, Sezar bile lekelenmez. Gene de af dilemeye kalkma; asla, hiçbir nedenle yapma bunu.
Sayfa 791 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Eğer bir kimse, amaca varabilmek için bununla ilgili hazırlıklarını yapar, azığını hazırlarsa, yolculuğa çıkar ve geride her ne kadar bir şeylerden geri kalmış ise de, elde kalanla kendisini hedefe götüreceğinden dolayı sevinçli, mutlu olur. Çünkü henüz elinde bir miktar azığı bulunmaktadır. Belki elindeki tam istediği mânâda olmasa da, en azından kendisini yol ortasında bırakacak değildir. İşte bu misal, Dünyada herhangi bir şekilde yolculuğa çıkan bir kimsenin yola çıktığında, zarûret miktarı bir yol azığı alan kimsenin durumudur. Ama buna rağmen böyle biri zarûret gereği yanına aldığı şeyin, kendisini bir başkasına muhtaç hâle getirecek şekilde olmamasına da dikkat eder. Eğer yolda başkasına el avuç açacak hâle gelecekse, bu, tam bir hazırlık değil demektir. İşte bu şekilde tam tekmil bir yolculuk yaparsa, o zaman kişi arzu ettiğini elde etmiş ve bir başkasına da el avuç açmamış olur. Zâten istenen de budur.
Kainat hep böyle masmavi nurlar, masmavi esintiler içinde dönüp duracak, güller hep aynı enfes renkleri ve kokuları ile açacak, ormanlar şarkılarını ebediyete kadar söyleyecek, dereler, ışık oyunlarının binbir çeşidini tekrarlayacak, tekrarlayacak; aşk, insanı daima Tanrısına yaklaştıracak, Tanrı daima gönüllere ve dağ başlarına rahmet yağdıracak, fakat insanlar daima, daima, daima yaşadıkları sürece daima bu güzellikler için, bu aşk için ve Tanrı için gaddarlaşacak, bu zifir gibi karanlık, bu kan, kan, sadece kan kokan faciayı oynayacaklardı. Zafer çoğu zaman haksızın, kalleşin, döneğin olacak, binde bir hakka, fazilete, hakikate gülünce de haksızlar, kalleşler, dönekler çıkacak, bunları da ezmeler, gadretmeler, çalmalar, çırpmalar, ihtirasların, budalalıkların, bilgiyle akılla beslenmemiş iyi niyetlerin canavarlıkları kovalayacaktı.
Sayfa 117 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Eyvah ki savaşı önce kendi kendimize karşı savaşmak zorundayız.” diye düşündü. Düşündü ki bunun da zoru vardı; çünkü savaşın sonucu, savaşın kendisinden de önemliydi. Sonucu alacak hak mı yoksa batıl mı olacaktı? Ve batıl da kendini hak bilerek savaşacaktı. Milletlerin tarihinde böyle bir trajedi daha var mıydı?
Sayfa 96 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
22 Şubat 1962: Türkçü Gençler Atsız İçin Telaşlanıyor: 27 Mayıs ihtilali ve 13 Kasım tasfiyesinden sonra ordu içindeki dalgalanmalar devam etmişti. Silahlı Kuvvetler Birliği adı altında bir cunta kurulmuş ve cunta Millî Birlik Komitesi üzerinde baskı uygulamaya başlamıştı. 15 Ekim 1961 seçimlerinin sonuçlarından memnun olmayan bazı general ve
İlerlemeciler,daha iyiciler ve mükemmeliyetçiler hep pişmanlığa ne hacet,ileride daha iyisini yap derler.Ama neden iyilik yarının daha iyi olmasından ibaret olsun ki?Bir de şu çelişkiye bakalım:Böyle insanlar ne kadar geleceğe yönelirse,ne kadar eylemsizlik korkularından dolayı “daha iyi olma” projelerine devam ederlerse,o kadar kötü biçimde geçmiş tarafından esir alınır,sadece uygulamada değil plan ve kararlarında da geçmişe esir olurlar.Dolayısıyla bugünden ve geçmişten hep kaçmaya çalışırken aslında geçmişin ölü kollarında gittikçe daha da derine batarlar.Tarihin suçunu ne kadar az nesnel görürsek pişmanlık o kadar çok iş başındadır.Dolayısıyla ilkemiz “Pişmanlığı unut,geçmişi gelecekteki iyileşme için göz ardı et!” değil, “Pişman ol ve pişmanlık sayesinde daha iyisini yap!” olmalıdır.
… “Üstün başın amma kirlenmiş, bızdık.” “Bir sürü oyun oynadım. Yerlerde yuvarlandım. Sularda sıçradım…” “Hadi bir şeyler yiyelim. Ama böyle domuz yavrusu gibi leş bir halde yemeğe oturamazsın. Gel üstünü çıkar, şu sığ tarafta suya gir çık.” Bir an kararsız kaldım, söylediğini yapmak istemiyordum. “Ben yüzme bilmem.” “Gerek yok ki. Gel, ben yanında dururum.” Yerimden kımıldamadım. Görmesini istemiyordum… “Benim önümde soyunmaktan utanacak değilsin herhalde?” “Yok. Ondan değil…” Başka seçeneğim yoktu; sırtımı dönüp üstümü çıkarmaya başladım. Önce gömleğimi, sonra askılı pantolonumu. Hepsini yere attım ve dönüp yalvarırcasına yüzüne baktım. Hiçbir şey söylemese de kapıldığı dehşet ve isyan gözlerinden okunuyordu. Yediğim dayakların morartıları, izleri ve kabukları görmesini hiç istemezdim. İçlendiği için kelimeleri bulmakta zorlansa da, “Acıyorsa suya girmene gerek yok,” diyebildi. “Artık acımıyor.” (Tomaso Albinoni, Chamber Orchestra of Miemo Adagio in G Minor)
Sayfa 153Kitabı okudu
Antik Mısır'da Kullanılan Pigmentler
✓Realger: Kırmızıya kaçan sarı renkli bu boya, Yeniçağa kadar kullanılmıştır. ✓Vermilion (Çin Kırmızısı): Parlak kırmızı renklidir. ✓Malahit: Bir boyar maddedir. Malahit yeşili, malahit minerali içermez. Antik Mısır'da gizemli bir gücü olduğuna inanılırdı. ✓Azurit: Mavi yeşil doğal mineraldir. ✓Mısır Mavisi: Doğada böyle bir mineral bulunmadığından birkaç mineralin ısıtılmasıyla hazırlanıyordu. Eski Çin'de de buna benzer bir mineral boya kullanılıyordu.
Sayfa 87 - Hiperyayın, 2021Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.