Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
436 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Hani yüreğinizden ılık bir şeyler geçer. Bir hoş olursunuz. Tarif edilemez duygular vardır ya bir sıcaklık, bir yumuşaklık tadı damağınızda kalmıştır. Daha fazla olsa istersiniz ama yoktur işte bu kitap öyle bir tat yaşatır okuyana. Keşke otuz iki yılda 4 cilt değil 32 cilt yazılsa dersiniz. Sayfaları bittikçe üzülürsünüz. İnce Memedle kah gülüp
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,5bin okunma
459 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Hani yüreğinizden ılık bir şeyler geçer. Bir hoş olursunuz. Tarif edilemez duygular vardır ya hani bir sıcaklık, bir yumuşaklık tadı damağınızda kalmıştır. Daha fazla olsa istersiniz ama yoktur işte bu kitap öyle bir tat yaşatır okuyana. Keşke otuz iki yılda 32 cilt yazılsa dersiniz. Sayfaları bittikçe üzülürsünüz. İnce memedle kah gülüp kah
İnce Memed 2
İnce Memed 2Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202029,3bin okunma
Reklam
Bozkırın kahrı gündüz çekilmez
Gökyüzü kocaman. Yıldızlar, aşağıda ve parlak. Bozkırda yaz geceleri hep böyle olur. Severdim üstelik ben, böylesi bozkır gecelerini. Ama, bu gece sevemiyorum. Yıldızlarla Nizip arasına gerilmiş umutlar, gökyüzünden büyüktü çünkü...
Sayfa 66 - Cem Yayınevi
Bozkırın geceleri
Bütün başarılar tek şeye borçludurlar ; “hiç sıkılmadan sessizce gece-gündüz çalışmaktır “ diyor yazar...
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 142 - Ötüken
Cengiz Han, Moğol'u şöyle tanımlamıştır; "Gününü yaşarken bir yavru karacadır Moğol. Toy ve şölen günlerinde genç bir taydır. Ne zaman ki savaş gelip çatar, vahşi bir doğan olur Moğol. Yağıların üzerine bir yaşın gibi atılır. Gün gelir yaşlı bir kurt benzeri pusuda gizlenir. Geceleri baykuş gibidir, uyumaz! Moğol değişkendir çünkü bozkırın ürünüdür. Onun yaşamı bozkıra denk olmalıdır"
Reklam
Bozkır
Bakıp gözlerine ak geceleri Yitir belleğinin uzaklarında, Kürklü anılan dönerken geri Ayrılığın uzun kızaklarında. Açar; sırçalanır gözleri çay çay, Yüzünde bin parça olur dolun-ay... Kader bir buz dağı, umut deli tay; Gam, bozkırın yorgun Kazak'larında. Birden gökyüzünü yırtar "alaş"lar, Yıldızlar ürperir, dünya yavaşlar... Ölüm-aşırı bir yolculuk başlar Zaman ölürken kurt tuzaklarında. En önde bir adam dağlardan ulu... Yüreğinde oba oba öç dolu. Bulmuş karanlıktan sıyrılan yolu; Tan, Osman Batur'un göz-aklarında.
Hayaller kurmak, tefekküre dalmak için....
Semerkand'a gidin. Ben ilk defa oraya 1994'ün Ekim'inde gittim. Hayat yolunda çok geç kaldığım bir rüya şehridir. Çocukluktan beri Semerkand hakkında okurdum, şehrin resimlerini görürdüm. Ama gecikmenin bir faydası oldu. O ana dek Doğu ve Batı'daki önemli merkezleri görmüştüm, bu sayede kıyas imkanı buldum ve büyülendim. Semerkand, bozkırın ortasında, medeniyetlerin hülasası olarak ortaya çıkmış bir şehirdir. Bilhassa geceleri Registan Meydanı'nda oturmalısınız. Bu deneyim ateş seyretmek gibidir, büyüleyicidir. Meydanda otururken tefekküre dalıyorsunuz, hayaller kuruyorsunuz. Bu tip dalmalar esasen yazarlara ve müzisyenlere çok ilham verir. Ben de oralarda çok eskilere daldım, düşündüm. Kafamda maziye gittim. Timur'a, Dari İrani döneme, oradan son asrın Rus dönemine.. Buralar bir bakıma Türklüğün geldiği yerlerdir, o dönemlere uzandım. Sonra o meydanın karşışında Uluğbey Medresesi'ni görürsünüz. Ahmet Haşim'in şiirindeki gibi. İslam dünyasında ilim güneşinin, o muhteşem kızıl akşamını Uluğbey Medresesi temsil eder. Dedim ya; Semerkand, Ortaçağ medeniyetinin müthiş bir temsilcisi ve sembolüdür. Hiçbir yerde öylesi yoktur. Günümüze kalmış, korunmuştur; evleri sade ve sakindir. Avlu içinde kerpiç evlerdir bunlar, şehirde gökdelen yoktur. O bölgede bilhassa Semekand ve Buhara'da, ardından da Taşkent'te, gökdelen tarzı binalar göremezsiniz. En çok beğendiğim Yahudi gettosu da Buhara'dadır.
Sayfa 131 - Kronik KıtapKitabı okudu
II Benerci, Somadeva'nın odasından sokağa çıkınca, Roy Dranat'ın «akşamüstü serinlikte bir teferrüçten dönerken» soğuk alıp zatürreeden öldüğünü duydu. Ve Roy Dranat'ın oteline gitti. Gördüklerini şöyle anlatıyor: Girdim ki içeriye,
Semerkand, bozkırın ortasında medeniyetlerin hülasası olarak ortaya çıkmış bir şehirdir.Bilhassa geceleri Registan Meydanında oturmalısınız. Bu deneyim ateş seyretmek gibidir, büyüleyicidir.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
Geceleri dolunayı izlemeyenler,hazan da düşen yapraklarla hayaller kurmayanlar, sırf aşık serçelerin danslarını izlemek için yollara düşmeyenler, ormanın gürültüsü için veya bozkırın sessizligi için sabahları erkenden kalkmayanlar “yaşamaktan” bahsetmesinler.
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.