Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
7.cilt
1593.Iyâz İbni Hımâr radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah Teâlâ bana: Birbirinize karşı öylesine alçak gönüllü olun ki, hiç bir kişi diğerine karşı haddi aşıp zulmetmesin. Yine hiç bir kimse, bir başkasına karşı böbürlenip üstünlük taslamasın diye
"Hani geçen hafta dilimlediğin ananası dolapta unutmuşuz ya... Bozuldu çöpe gitti hepsi." Bomboş gözlerle baktı bana. "Kabuğumu soyarsan ben de öyle bozulup gideceğim." Güldü, "Ha," dedi. "O kadar eminsin seni de unutup gideceğimden?" Ben cevap vermedim. "Ah Bahar!" dedi sonunda Ozan. "Ah, Bahar ah! Böyle mi hissediyorsun? Dokunduğumun, baktığımın, söylediğimin hiç tesiri yok mu sende?" "Olmaz mı?" dedim. "Yanağımda gezen parmakların bile baldan tatlı."
Sayfa 503 - Pukka Yayınları, Bahar, OzanKitabı okuyor
Reklam
"...Bu devlet, Rum ile Ermeni arasında bir fark gözetmez, onları Türk'ten ayırmayı da aklına getirmezdi. O zamanlar, Osmanlı olmak, Rum olmaktan önce gelirdi ve Rum olmak Arnavut olmaktan, o da Türk olmaktan farklı değildi. Devlete hizmet ettikleri müddetçe kim olduklarının önemi yoktu, İslâm bile devlet kademelerinde yükselmek için gerekli şart değildi. Osmanlı toprakları üzerinde yaşayan liyakatli kullar olmak, menzile varmak için birlikte yola çıkanların gerekli tek azığıydı. Ermeni de, Yahudi de, Rum da, şansı, kabiliyeti ama en fazla aklı yaver giderse paşa olabilir, elçi olarak Osmanlı devletini temsil edebilir, nazır olabilirdi. Ama ne zaman ki Rum'un Rumluğu, Ermeni'nin Ermeniliği, Yunan'ın Yunanlığı Osmanlı olmanın önüne geçti, o zaman bütün dengeler bozuldu."
"İnkılâp, eskiyi, kötüyü, çirkini birden yıkıp, yerine yeniyi, iyiyi, güzeli koymaktır. Islahat, eski ile yeniyi, kötü ile iyiyi, çir- kin ile güzeli, yan yana yaşatmaktır. Dünküler, Cumhuriyet'e kadar neye teşebbüs ettilerse, hamle, hadise namına ne yaptılarsa ıslahat [yenileşme] tarifinin sınırlarını aşamadılar. Ne kadar çabaladılarsa, bu girdaptan dışarı çıkamadılar. Yaptıkları her şey bozuldu, çürüdü ve çöktü. Çünkü yarım tedbirlerle mevcudu yaşatmak istediler. Enerjik hareket yapamadılar. Çünkü tek kaldılar. Çünkü zümrelere ve şahsî menfaatlere dayandılar. Şeriattan korktular, padişahtan çekindiler ve kendilerini düşündüler. Bu sebeple milleti feda ettiler. Ne Nizamı Cedit, ne Tanzimat, ne Islahat Fermanı, ne Birinci, ne İkinci Meşrutiyet, hiçbiri, bir inkılâp [devrim] ifade etmedi. Kanunun yanında fetva yaşadı. Medenî mahkemenin arkasında şer'i mahkeme sırıttı. Adalet savurdular, haksızlık biçtiler, faziletten bahsettiler, rezalete misal oldular, sulh diye haykırdılar, harpten başlarını kaldıramadılar, siyaset göstermek istediler, hamakat numunesi oldular. Demokrasiden dem vurdular, daima aristokrat yaşadılar. Velhasıl, manasız, gülünç ve hain ıslahatçı [yenilikçi) zümrelerden bu memleket çok çekti. Akacak kanı, dökülecek gözyaşı, verilecek tuz parası ve harcanacak evladı kalmadı..."
Bu adam böyle düşünüyorsa vay halimize!
Şöyle derdi: “ İnsanın olağan görevi, yılın dört mevsimini yaşamak, yani yaşamın dört çağını fazla atlayıp zıplamadan yaşamak, yaşam kadehini son güne kadar tek damlasını boşa dökmeden içmek, şiiri tutuşturmaması için ateşini fırtınalı yangınlardan koruyarak ağır ağır yanmasını sağlamaktır.” Arkasından eklerdi: “ Düşüncelerimi davranışlarımla doğrulayabilirsem mutlu olacağım, ama hiç umudum yok, çünkü çok zor bir şey bu, insanoğlu çok bozuldu, ayrıca gerçek bir eğitim yok.”
Zihnimin göz yaşları
İçimizdeki canavarlar anlamsızlıktan mı besleniyor, anlam aramaktan mı bilmiyorum, ama bazen o kadar büyüyor ki dışarı dökülmek istiyor. Anlamlı kelimeler, cümleler, anlamlı cümleler, devrik var olan, birbiriyle bağlı ama anlamsız metinler oluşturmak istiyorum. Mesela kahve, çikolata, tat, acı, hayat, yaşam, ölüm, var olma, yok olma, sonsuzluk, geçmiş, geçmiş gerçekten var mı mesela? Yada bugün, bugünde olduğumuzu nasıl anlarız? Aynadakini tanımadığın oluyor mu bazen, yada hep hatırlamıyorum. Uzunca yazmak istiyorum, cümlenin akışı nerede bozuldu bilmeden, yada bir akış aramaktan sadece kelimeler dökülsün istiyorum. İstediğim her şey olmuyor, bilmiyorum bugün gerçekten, bilmiyorum bugünü de, bilmiyorum bugünde, bilmiyorum hayatın neresindeyim, bilmiyorum hayatta mıyım, onu da bilmiyorum, hayatta olmak nasıl bir duygu?
Reklam
Fetih & Efsun
Bunun böyle olmadığını sen de biliyorsun," dediğinde yutkundum. "Zeki bir kadınsın." Anlamıyorsun değil anlamazlıktan geliyorsun. Yapma. "Zeki bir kadınım," dedim onun gibi. "Hiç tanımadığım bir adamın soyadını taşımam mesela." Sadece onu izliyordum. Onun konuşacağını anladığım yerde ben devam ettim. "Sen de zeki bir adamsın, neden daha sayılı gündür tanıdığın kadınla evlenesin ki?" Bahsettiğim sessizlik onun sinirle ve yüksek sesle kurduğu cümleyle bozuldu. Pamuk ipliğine sahip bir sessizliğin içindeydik zaten. "Çünkü benim medeni halim o kadının canından daha önemli değil!" Bu cũmle suratma bir tokat gibi çarptı.
Sayfa 224 - İndigoKitabı okuyor
Senin düzen dediğin, makine dişlileri gibi hep birbirine geçmeli. Birinin düzeni bozuldu mu, bütün düzen çarkı bozulacak. Ucu hepimize dokunacak.
Sayfa 109 - Nesin Yayınevi
Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur. Sen cilt yapıyorsun; şiraze nedir bilirsin. Bizde insanoğlu şirazesiz kalmış. Hayat onun için ahenksiz, birbirini tutmayan, günün hayatına cevap vermeyen bir yığın ölü kıymetler tarafından idare ediliyor. Ahmet Hamdi Tanpınar
8 Ocak
İnsanlar düşünceleri şekil ve törenle dolu varlıklardır. İnsanlar zihinsel ve fiziksel zorlayışlarini seneler boyunca kendilerini bir adım ilerletmeye adamislar ve sadece masada bir üst kata yerleşirler. Bu tür kişiler başka türlü izdiham edilmek istemezler. Bunun aksine bu kadar önemsiz şeyler adına önemli işlerini ihmal ederler. Gecen hafta bir kızak partisinde bir sorun çıktı ve bütün eğlencemiz bozuldu.
Reklam
Kimin ülkesinde ıstırap varsa, dininde de bozukluk vardır. Dini bozuklar, bozguncular meydana çıkar. Din bozuldu mu ülkede kargaşa başlar; bozguncular kuvvetlenir. Padişahı itibarsızlaştırırlar. Gönüller ıstıraba düşer, bid’at zuhur ederek hariciler baskın gelir.
*Kötü ögrendiklerinden ve en iyi şeyleri hiç mi hiç öğrenmediklerinden ve her şeyi pek erken ve pek çabuk ögrendiklerinden; kötü yediklerinden; işte bütün bundan dolayı bozuldu mideleri.
Sayfa 390Kitabı okudu
Uzun bir aradan sonra favori şarkılarımdan birisi olan Athena Yalan şarkısını dinledim ve yorumları full ergen yalı çapkını fanları ile dolmuş dizilerin şarkıları kullanması umrumda değil ama fanlar tüm oyuncunun daha iyi söylediği şekilde zırvalamış aşırı sinirim bozuldu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.