Evet, ben, kucak kucak, etek etek o çiçeklerden toplayan, toplamak için bitmez, sönmez bir heves duyan ben...Görsen, böyle, kah elimin anif bir hırsıyla koparılmış, kâh dişlerimin keskin bir darbesiyle kesilmiş, yahut çalıların arasında türlü güçlüklerle toplanabilmiş, dikenlerinde emellerimin kanından fedakâr katreler bırakarak ancak yetişilebilmiş, ara sıra şurada burada mürüvveten alınmış çiçeklerden ben de ne güzel demetler var...Bunların içinde şuh kahkahalarıyla güller, baygın sevda bakışlarıyla nergisler, har ve muhteris nefesleriyle karanfiller, bin türlü manalarıyla nesrinler, şebboylar, laleler, sümbüller, bütün o şairlerin lehçelerini dolduran çiçekler, ötede beride mini mini, küçük küçük, muhteriz tebessümleriyle serpilmiş yasemenlerle inci çiçekleri, hatta manasız, ruhsuz zannolunan otlar, o mütevazi, zelil, hakir edalarıyla biçare otlar...Bu demetler o kadar çoğalacak, o kadar çoğalacak ki nihayet odamın hücrelerinde boş yer kalmayacak.