Bir şeyin nasıl çalıştığını anlamazsanız bunu dert etmeyin : Sadece pes edin ve bunu Tanrı yaptı deyin . Sinir dürtülerinin nasıl çalıştığını bilmiyor musunuz ? Güzel ! Anıların beyinde nasıl saklandığını anlamıyor musunuz ? Harika ! Fotosentez oldukça kafa karıştıran karmaşık bir süreç midir ? Şahane ! Lütfen problem üzerinde çalışmaya başlamayın , sadece vazgeçin ve Tanrıya başvurun . Sevgili bilim insanları bilinmeyenleriniz üzerinde çalışmayın . Bilinmeyenlerinizi bize getirin ki onları kullanabilelim . Değerli bilgisizliği araştırarak onu boşa harcamayın . Bu şanslı boşluklara Tanrının son sığınağı olarak ihtiyacımız var .
Şu anda insanların saldığı karbonun dörtte birinden fazlası okyanuslar tarafından emiliyor, okyanuslar geçen elli yıl içinde de küresel ısınmanın beraberinde getirdiği aşırı ısının yüzde 90' ını emmişti. Bu ısının yarısı 1997'den beri emildi, bugünse denizler 2000 yılındakinden en az yüzde 15 daha fazla ısı enerjisi taşıyor. Sadece bu yirmi yıl içinde okyanuslar, gezegenin tamamının fosil yakıt rezervlerinde bulunan miktarın üç katı kadar daha fazla enerji emdiler. Ama bütün bu karbondioksit emiliminin sonucunda "okyanusların asitlenmesi" denen şey ortaya çıktı. İsmiyle müsemma olan bu süreç, gezegenin bazı su havzalarını yakıyor - hatırlarsanız buralar hayatın ilk doğduğu yerlerdi. Okyanusların asitlenmesi tek başına (havaya, bulut oluşumuna katkıda bulunan sülfürü salan fıtoplankton üzerindeki etkisi nedeniyle) ısınmaya 0,25 ila 0,50 derece katkıda bulunabilir.
Aziz Thomas Aquinas’a göre, amaçlılık, aklın anlaşılan şeye dair ne kavradığıdır.
“Akıl, zeka eyleminde bilgilendirilme yoluyla, anlaşılmış şeyin amacını biçimlendirir”
Edilgen olan “bilgilendirme” sözcüğünün ardından, etkin biçimlendirme sözcüğünün geldiğine dikkat edelim. Bununla, bilme sürecinde, anlaşılan şey tarafından biçimlendirildiğimiz ve aynı eylemde, aklımızın anlaşılan şeye aynı anda biçim verdiğini anlıyorum.
Burada önemli olan “in-form” , yani “içeriden biçimlendirmek” sözcüğüdür.
Birine bir şey söylemek, onu bilgilendirmek, onu biçimlendirmektir - bu süreç psikoterapide, terapistin doğru zamanda sadece bir cümle ya da bir sözcük söylemesiyle çok güçlü olabilir.
Eğer bir kadının ikili doğası gözden kaçırılır ve kadın sadece göründüğü biçimiyle değerlendirilirse, insan büyük bir sürprize hazır olmalıdır, çünkü kadının vahşi doğası, derinlerinden yükselip kendini göstermeye başladığında, çoğu zaman daha önce ifade ettiklerinden tamamen farklı ilgi, his ve fikirleri olduğu görülür. Bir kadın bir ilişkiyi güvenle örmek için eşiyle ilgili olarak aynı iki soruyu soracaktır. Kadınlar olarak hem kendi doğamızın hem de diğerlerinin doğasının iki yanını da bir araya getirmeyi öğreniriz. Her iki yandan karşılıklı olarak aldığımız enformasyon sayesinde, en değerli şeyin ne olduğuna ve nasıl uygun bir tepki verileceğine çok açık bir şekilde karar verebiliriz.Bir kadın kendi ikili doğasına danıştığı zaman, bilincin ötesinde olup bu yüzden de çoğu zaman içerik ve süreç açısından şaşırtıcı ve genellikle çok değerli olan malzemeye bakma, dikkatle gözden geçirip sondaj alma sürecindedir.
Evrim ile Ahlak-ı birleştirirsen nasıl bir algın olur’un alıntısı
1-) doğal seçilim bencil, nahoş bir süreçtir
2-) bu süreç otomatik olarak bencil ve nahoş bireyler Üretir
3-) sadece saçlarına çiçekler takan romantikler bunun aksini düşünür.