25 üyeye ulaşmış olan AB, ikinci dalga genişleme ile katılacak aday ülkelerin eklenmesiyle kıt‘asal bir jeopolitiğe erişecektir. AB nihaî büyüklüğüne ulaştığında 10.400.000 km2 olan Avrupa’nın yaklaşık %70’i AB üyesi olmuş olacaktır. Bu son genişleme ile AB, dünyanın dördüncü büyük coğrafyasına sahip coğrafî bütünlüğü hâline gelecektir. Bu
CANLI YAYINPROGRAMLARHABERLERBLOG YAZARLARI BABA Ali Türkmen FRM TV'de Blog Yazarı
Reklam
Çıkarılan fosillerin birbirleriyle ilişkileri ve evrimsel analizi uzmanlar tarafından yapılır ve makalelerle ilan edilir. Uzman olmayan gözlerin fosilleri analiz edip sınıflandırması mümkün değildir. Üstelik sadece fosillere bakarak evrimi yargılama da hatadır; zira fosiller olmaksızın da evrimin gerçekliğini anlayabileceğimiz sayısız yöntem vardır (moleküler kanıtlar başta olmak üzere). Günümüzde toplamda 250.000 farklı fosil türü bilinmektedir ve en iyimser hesaplara göre bu, tüm fosil türlerinin %0.006'sı (yüz binde 6’sı) kadardır. Bunun sebebi, fosilleşmenin çok zor bir süreç olmasıdır. 1999 yılında yayımlanmış ve birçok farklı fosilleşme istatistiğini analiz eden bir makalede, tüm türlerin sadece %25-30 arasına ait bireylerin fosilleştiği belirtilmektedir. Eğer ki omurgalı hayvanlar dikkate alınacak olursa, bugüne kadar yaşamış olan omurgalıların %85-97 arasının asla fosilleşmeyeceği öngörülmektedir. Bu sayılar gerçekten baş döndürücüdür. Üstelik bu az sayıda fosilleşmiş türlerin ve bireylerin de çok çok küçük bir miktarı bilim insanları tarafından keşfedilebilmektedir.
Sayfa 179
"Uyku hakkında ilk bilmemiz gereken şey, uykunun beden için değil, beyin için gerekli olduğudur. Genellikle uyku sürecini dinlenmekle eşdeğer algılıyor olsak da bedensel dinlenme, uykunun sadece bir yan etkisidir aslında. Oysa beden, bir süre uzanıp hareketsiz kaldığında da dinlenebilir. Fakat beynin dinlenmesi o kadar da kolay bir süreç değildir. Gün boyu hem dışarıdan hem de bedenimizden kaynaklanan trilyonlarca bitlik bilgiyi işlemek zorunda kalan beynimiz, algılama sistemlerinin düzgün çalışması için her gün periyodik olarak bir bakım dönemine ihtiyaç duyar. İşte bu bakım döneminin adına uyku diyoruz.
Sayfa 145 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Katı din kuralları içinde yetiştirilen çocuk, kendi dışında bazı kurallara göre yargılanacağına ya da ödüllendirileceğine inanır. Bağnaz din koşullandırmasının baskın olduğu ortamında yetişen çocuk, kendi yaşantı ve deneyimlerini zenginleştirecek, iç ve dış dünyasını araştırıp keşfedecek bir tutum yerine, körü körüne itaati, kendi düşünce ve duygularından utanmayı öğrenir. ... Bu tür katı kurallar ortamında yetişen insanlar, sadece kendilerini değil, bütün insanları yargılamayı öğrenirler. İnsan yaşantısı ve deneyimi değerli bir süreç olmaktan çıkarılmış, her insan ve olay, kendilerinin de tam anlamadığı bazı kurallara uygunluk derecesine göre değerlendirilmeye başlanmıştır.
‘İnsanlar bir kimlikle doğmuyorlar artık. Jean-Paul Sartre’ın ünlü deyişiyle: Bir burjuva olarak doğmak yetmez- hayatınızı bir burjuva olarak yaşamanız gerekir. (Aynı şeyin modernite öncesi dönemin prensleri, şövalyeleri, serfleri veya kasaba ahalisi için geçerli olmayabileceğine dikkat edelim; benzer şekilde, modern zamanların ‘aileden’ zenginleri veya ‘aileden’ yoksulları için de bu kadar net konuşamayız.) Kişinin kim olduğunun belli bir süreç/çaba sonunda belirlenmesi, sadece ve sadece modern yaşama özgü bir durumdur (‘modern bireyselleşme sürecinin’ değil, çünkü bu terim bariz bir şekilde ‘laf kalabalığıdır’; bireyselleşme ve modernite, tek ve aynı toplumsal duruma karşılık gelmektedir.) Modernite, toplum içindeki konumun dış etkilerle belirlendiği düşüncesini alıp yerine insanın kendi kaderini kendinin belirlediği bir özyönetim düşüncesini koyar.’
Sayfa 63 - Can Yayınları, 2.baskı, 2017.Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.