Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin. Bir yanağınıza vurana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan mintanınızı da esirgemeyin. Sizden bir şey dileyen herkese verin, malınızı alandan onu geri istemeyin. İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile kendilerini sevenleri sever. Size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile böyle yapar. Geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile verdiklerini geri almak koşuluyla günahkârlara ödünç verirler. Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. Alacağınız ödül büyük olacak.
Aziz Nesin'in Markopaşa'da Yayınlanmış İki Öyküsü 1949 Yılında İngiltere Prensesi Elizabeth, İran Şahı Rıza Pehlevi, Mısır Kralı Faruk üçü birden Ankara'daki elçilikleri aracılığıyla Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na resmen başvurarak, bir yazısında kendilerini aşağıladığı gerekçesiyle, Aziz Nesin'e karşı dava açtılar. Dava sonucu Aziz Nesin 6 ay
http://oykuleroykuculer.blogcu.com/aziz-nesin-in-markopasa-da-yayinlanmis-iki-oykusu/194944
Reklam
Nezih bi topluluk sofradaydı… “Götünün kılıyım” diyen Şafak Sezer, açılımcı akiller Hülya Koçyiğit ve Orhan Gencebay, eşiyle birlikte Ak Saray’ı ziyarete giden Demet Akalın, “Akp’ye oy verdim, hayranım” diyen Acun Ilıcalı, Akp iftarında ezan okuyan Mustafa Ceceli, Tayyip Erdoğan’a “ak yürekler seninle” diye şarkı yapan Doğuş, çakma dombıracı Uğur
"Kendini suçlu hissetmek ya da hissetmemek. Bence her şey burada yatıyor. Hayat, herkesin herkese karşı mücadelesidir. Bu malum zaten. Peki, bu mücadele az çok medeni bir toplumda nasıl cereyan eder? İnsanlar birbirlerini farkettikleri anda birbirlerinin üzerine atılamazlar. Bunun yerine, başkasının üzerine suçluluğun utancını atmaya çalışırlar. Öbürünü suçlu kılan kazanır. Hatasını itiraf eden ise kaybeder. Sokakta düşüncelere dalmış yürüyorsun. Kızın biri, dünyada bir tek kendisi yaşıyormuş gibi, sağına soluna bakmadan, dosdoğru üzerine yürüyerek sana doğru geliyor. Çarpışıyorsunuz. Ve işte, hakikat anı gelip çatıyor. Kim öbürüne sövecek, kim özür dileyecek? Bu örnek bir durum: Aslında, her ikisi de hem çarpan hem çarpılan. Ama yine de kendilerini hemen, kendiliğinden, çarpan, yani suçlu olarak kabul edenler var. Ve bir de kendilerini hemen, kendiliğinden, çarpılan olarak kabul edenler yani, öbürünü suçlamayı ve cezalandırmayı hakkı olarak görenler var. Bu durumda sen, özür mü dilerdin, suçlar mıydın?" "Ben kesinlikle özür dilerdim." "Ah, zavallı, o zaman sen de özürcüler ordusuna aitsin. Özürlerinle öbürünün gönlünü alabileceğini düşünüyorsun." "Şüphesiz." "Ama yanılıyorsun. Özür dileyen kendini suçlu ilan eder. Ve kendini şuçlu ilan edersen, öbürünü, sana hakaret etmeye, herkesin önünde, ölümüne kadar, seni ifşa etmeye cesaretlendirirsin. İlk özrün kaçınılmaz sonuçları işte bunlar."
Sayfa 47 - Can YayınlarıKitabı okudu
Amazon Efsanesi
"Neden bana yardım etmek istiyorsun ? Neden bu kadar bekledin? Seninle ilgili kesin olan tek bir şey yok mu?" "Son soru biraz özel olmadı mı?" "Benimle flört etme," dedi Gregg dişlerini sıkarak. "Seninle flört etmek mi?" dedi Aleka yüzünü buruştururken. "Bu nasıl bir hakaret böyle? Bana silah doğrultmana izin veriyorum diye, böyle espriler yapabileceğini mi sanıyorsun? Sakın bir daha seninle ilgilendiğimi düşündüren cümleler kurma! Anladın mı beni?"
Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel itina isteyen varlıklardır. Ne yazık, bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin. Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler, onlara nasıl
Sayfa 576Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal'e hakaret
Sahife 273’de meclisin açıldığına dair bir tamimi var. Bu tamim dikkatle okunmaya layık ve ibretli bir şeydir. Bütün dini ele alarak siyasete alet etmiş, ona sığınmıştır. Bunu kendi yazmıştır. Sonra dini siyasete alet etti, diye patır patır adamlar (ı) asacaktır. Halbuki kendi yaptığı şey. Asıl bunda şu nokta mühimdir:O halde üç beş yıldır bu adam bir düziye bu dini nasıl tepeledi?!.. Bunun işleri insana öyle bir zan veriyor ki, bu adam Türk Milletinin düşmanıdır. Çünkü ilk hamlede dinine musallat olmuştur. Din harstandır (hars=kültür). Bir milletin temel taşları harsıdır. Bu adam bu ve emsali Türk harsını yıkmakla meşguldür. Bu halde haindir.
Sayfa 59 - İşaret
986 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.