Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Herhangi biri seni sevmeye başlarsa, senin kim olduğunu anlayabilir. Başlangıçta merakla seni gözlemleyecekler. Ancak zamanla sana karşı ilgi duyacaklar ve seni yakından tanımak isteyecekler. Senin yanlarındayken nasıl koktuğun ve yürüdüğünde nasıl bir ses çıkardığını bilecekler. İşte bu sensin."
"Allah'ın kendilerine bildirmek istediği bir şeyden haberdar olmaları gerektiğinde, birinin gelip kendilerine haber vereceğine inanırlar. İşte bugün bu elçi sensin."
Reklam
"Bana "Kimi seviyorsun? İsmini söyle," dediklerinde, "Hava" diyorum, "Su" diyorum, bazen "Gökkuşağı ," diyorum. Adı aklıma şimdi gelmeyen ama bu dünyaya güzellik katan ne varsa hepsinin ismi sen oluyor işte. Bana göre bütün güzellikler sensin Müzeyyen."
''Bunun nedeni, Türk aydını, gene sensin! Bu viran ülke ve yoksul insan kitlesi için ne yaptın? Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa halinde katı toprak üstüne attıktan sonra, şimde de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun. Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir vücudu vardı, besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu, hayvani duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O katı, toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi biti. Şimdi elinde orak, buraya hasada gelmişsin. Ne ektin ki ne biçeceksin? Bu ısırganları , bu kuru dikenleri mi? Tabii ayaklarına batacak. İşte, her yanın yarılmış bir halde kanıyor ve sen, acıdan yüzünü buruşturuyorsun. Öfkeden yumruklarını sıkıyorsun. Sana ıstırap veren bu şey, senin kendi eserindir, senin kendi eserindir.''
Sayfa 111 - İletişimKitabı okudu
" Adı aklıma şimdi gelmeyen ama bu dünyaya güzellik katan ne varsa hepsinin ismi sen oluyor işte. Bana göre bütün güzellikler sensin Müzeyyen."
NUR RİSALELERİNDE İTİKADİ MESELELER
ÖLÜLERİN TASARRUFU "Özellikle, Allah adamı Hz. Abdülkadir, Gavs-ı A'zam, "ol" der "olur" dairesinin kutbu..."(1) "Hazret-i Mevlânâ (Halid-i Bağdadi) (K.S.) Hindistan'dan Tarik-ı Nakşîyi (Nakşi tarikatını) getirdiği vakit, Bağdat dairesi, Şah-ı Geylânî'nin (K.S.) ba'delmemat (ölümünden
Sayfa 477Kitabı okudu
Reklam
Genç ağladı ihtiyar sustu, yeni gören bağırdı, önceden gören "Buranın işleri hep böyle," dedi, peki genç yaşlıdan ne öğrendi? Burası hep böyledir, göreceklerin hep bunlar ve böyleleridir, bil ve alış dendi. Alış ki yapacağın yoktur, alış ki elin kolun sana sade yüktür, alış ki gözün bir dert kapısı ve manayı sez diren ama çözdürmeyen bir kuyudur, alış ki bütün bu dağ- lar ve taşlar neye tanıklık etseler ve bastığın her yer ve geçen piknik yaptığın ağacın altı aslında bir kabir ise de "kim bi- lir kimin?" dediğin anda işte senindir. Bütün bu tanıklıklar- dan suçlu çıkacak olan uzandığın ve söylediğin, şikâyet ettiğin ve olmaz olsun dediğin anda sensin, elbet sen ya kim? Dünyayı kime şikâyet edeceksin, koyunları öldürene mi sürüteceksin, her şeyin bir sebebi varmış ama Hızır ile gezmiyorsun ki nereden bileceksin, beterinden sakınmak için ölenin bile ardından öldüreni öveceksin, ervâhileri ürkütmeden sen de suspus õleceksin.
Itır Akay
"Evet korkuyorum, ama korkum bana yönelik değil!" Gözleri beni bulduğunda, "Ya seni buradakilerden koruyamazsam? İşte beni korkutan bu. Benim gücümün kaynağı sensin Elzem, eğer birgün beni yalnız bırakırsan o çok sevdiğim karanlığın içinde kaybolurum. Seni buradakilerden korumak için gerekirse hepsinin eceli olurum, ama arkamı dönüp baktığımda orada olmalısın. Beni anlıyor musun?"
CENÂB-I HAK NEFSE DEMİŞ Kİ...
"Hadisin rivayetlerinde var ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin" Azab vermiş, cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "ENE ENE; ENTE ENTE". Hangi nevi azabı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş:
Sayfa 294 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Adam döndüğünde, daha yatıyordu, bir çingene gibi ışıl ışıldı. Adam, yanı başındaki iskemleye çöktü. "Gitmeden önce bir gece benim eve gelmelisin; olmaz mı?" dedi, kaşlarını kaldırarak; elleri, dizleri arasından sarkarken, baktı. "Geleyim mi?" dedi kadın, yerli şiveyi yansılayarak. Adam gülümsedi. "Evet,
Sayfa 143
Reklam
Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü Bak bu sensin çocuğum enine boyuna Bu da yatak olduğuna göre altımızdaki Sabahlara kadar koynumda yatmışsın Bak bende yalan yok vallahi billâhi Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur
İşte bu en muazzam sihirdir, sihirbaz Tanrı’dır ve Tanrı sensin. Herhangi bir değişimden geçmeden, sen, Tanrı, tüm yaratılışı meydana getirdi ve yaratılış yeniden Sen’de çözünecek
Sayfa 124Kitabı okudu
O halde iste. Cesur ol ve karşıma çıkıp iste.
"Diyarı bu hale getiren sensin, Daren. Kuralları çiğneyen biri için kuralları fazla sorguluyorsun.” “Ben Ateş Krallığı'nın lorduyum,” dedi karşılık olarak. “Kuralları da yok ederim. Ama sen bana kurallarla ilgili nara atamazsın. İlk kuralı çiğneyen sendin. O yüzden bana düzenden bahsetmeye kalkma.” “Tahta oturmak istiyorsan otursaydın Daren, kimse senin altından çekip almadı.” “İstersem, otururum.” “O halde iste,” dedi Arın. “Cesur ol ve karşıma çıkıp iste.”
Sayfa 488 - Dex yayınları, Daren, Arın.Kitabı okudu
Biliyormusun Yağmur hiç dinmedi Ankara da Böyle havalarda yazmayı çok severim Çekilirim güzelce köşeme Yağmurda islananlari Kırık semsiyeleri Tente altında bekleyenleri gozetlerim Penceremin gizli kalmış kosesinde
Bunun nedeni, Türk aydını, gene sensin! Bu viran ülke ve yoksul insan kitlesi için ne yaptın? Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa halinde katı toprak üstüne attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun. Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir vücudu vardı, besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu, hayvanî duyguların, cehâletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O, katı toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi biti. Şimdi, elinde orak, buraya hasada gelmişsin. Ne ek- tin ki, ne biçeceksin? Bu ısırganları, bu kuru dikenleri mi? Tabii ayaklarına batacak. İşte, her yanın yarılmış bir halde kanıyor ve sen, acıdan yüzünü buruşturuyorsun. Öfkeden yumruklarını sıkıyorsun. Sana ıstırap veren bu şey, senin kendi eserindir, senin kendi eserindir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.