Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Onun yanında olmak beni hem geriyor hem de delice heyecanlandırıyordu. Bu iki hissi bir arada yaşamak bünyeme hiç de iyi gelmiyordu.
Sayfa 244Kitabı okudu
Eminim ki, bu dakikadan itibaren İngilizleri, Yunanlıları yok etmek için and içeceksin. Öyle ise haydi atına bin; bu alçak din düşmanlarına karşı uç ve Allah'ın, Peygamber'in intikamını al!
Çerkes Ethem
Çerkes Ethem
Reklam
G.A.: Pekâlâ, bu kesinlikle yeterince tuhaf bir öğreti. Bir insanı bir şey yapmaya iten biricik güdü nedir? Y.A.: Kendi içini ferahlatma güdüsü—kendi içini ferahlatma ve onun onayını kazanma zorunluluğu.
Önce insan olacaksın,sonra Müslüman y da Hristiyan ya da Yahudi…Tüm bu dinler,insana insanlığı öğretebilmek için sunulmuşlardır.Sen, insan olmayı başarabilmek için doğduğunu anlamadıysan , hangi dine inandığının hiçbir anlamı yok.Çünkü din gidilen bir yoldur, varılan yer değil.
Sultan Abdülhamid'in Kızı Ayşe Sultan, Allah yardımımıza yetişmişti
Ben, genç yaşımdan beri pullara meraklı idim. Esaslı surette pul kolleksiyonu yapıyordum. Bir ahbabıma bir gün bunu söylemiştim. O ahbab, hâlimi bildiğinden: "Şimdi satarsan iyi para eder, râzı mısın?" diye sormuştu. Derhal kabul ettim. Bir gün Suriyeli bir genç getirdi. Koleksiyonumu gösterdim. Bir milyon franga alacağını söyledi. Derhal razı oldum. Kolleksiyonumu verip parayı aldığım zaman gözlerimden bilâ-ihtiyar yaşlar boşandı. Bu, bende yıllardan beri bir meraktı. Bu kadar eşya satmıştım. Kıymetli elmaslarımı bile satmıştım. Hiçbiri için gözyaşlarım akmamıştı. Fakat pullara çok emek vermiştim. Saatlerimi, günlerimi sarf etmiştim. Erörler bulmak için günlerce çalışmıştım. Bunları toplamak in çok uğraşmıştım. İşte bu kadar emek verdiğim bir şey elimden gidiyordu. Lakin hiç olmazsa evlatlarımı kurtarıyordum. İşte altı yıllık savaşı bu parayla geçirdik. Karaborsadan ekmek almaya bile muvaffak olmuştuk. Çok şükür, Allah yardımımıza yetişmişti.
Ayşe Osmanoğlu
Ayşe Osmanoğlu
Reklam
Emirdağ, "Onun talebelerinden zarar gelmez..."
"Buralıyım." dedi. Yaşı 60'ın üzerindeydi. Buralı olduğuna göre
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Hazretlerini görmüş olacağını düşünerek, "Zamanında bu çeşmeden büyük bir zat abdest alır, namaz kılarmış; gördünüz mü?" diye sordum. Başını "evet" manasında salladı. Belli ki istibdat devrinin korku izleri silinmemişti. Koluna girip
Birlikte bir masala inanmak istedim Ben seninle, sadece bu.
Çevresinden insanın yardımına koşturulan bu sayısız ni'metler yanında, yaratılışı itibarıyla çeşitli fenlere ve ilimlere istidatlı olan insan, bu fenlerin meyvelerini de hemcinslerinin elinden yemektedir. Yani, arıya bal yapma, ağaca meyve verme kabiliyetini bahşeden Hâlık-ı Kerîm, insanın istidadını da medeniyet ni'metlerine çekirdek kılmıştır. Bu istidat Allahü Teâlâ'nın ikramı olduğu gibi, fenler ve onların meyveleri de yi ne O'nun ihsanıdır. Bu ihsanı şu berrak ifadeler ne güzel tasvir etmektedir: "Demek şu meşhud saltanat-ı insaniyet ve terakkiyat-ı beşeriye ve kemalât-ı medeniyet; celb ile değil, galebe ile değil, cidal ile değil, belki ona onun za'fı için teshir edilmiş, onun aczi için ona muavenet edilmiş, onun fakrı için ona ihsan edilmiş, onun cehli için ona ilham edilmiş, onun ihtiyacı için ona ikram edilmiş."
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
İnsana bu saltanatı ikram eden Rabb-ı Rahîm, lütfunu bu kadarla da bırakmamış ve onu ebedi bir Cennet'e namzet kılmıştır. Bütün bu lütuflar ve ihsanlar, Kader'in meyveleridir.
Bediüzzaman isminin verilişi
O sırada İstanbul'a Şeyh Bahid isimli bir allâme geliyor. Bu zat Mısır'ın meşhur «Ezher» Üniversitesi reislerindendir ve dinî bilgisiyle ün salmıştır.
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
'yi bir türlü yenemeyen İstanbul uleması bu zâta baş vurup rica ediyorlar: Onu ancak siz mat edebilirsiniz! Lütfen karşılaşmayı kabul buyurunuz! -Memnuniyetle kabul ediyorum!
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.