Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
336 syf.
8/10 puan verdi
Kitabı alırken içeriğiyle ilgili hiçbir bilgim yoktu. Ancak Tunç’un daha önce okuduğum iki kitabı vardı ve hem ‘Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek’ hem de ‘Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi’ farklı türde olan ama gerçekten de çok başarılı iki kitaptı. Bu nedenle Dünya Ağrısı için de sıkı birer referans
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,021 okunma
196 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Burası dünya ya hu, burası bu kadar işte!" -Âh muhsin ünlü- Mahir ünsal eriş i daha önceleri keşfetmiş ve #otdergisi ile tanimistim. Kitabini almak tüyap kitap fuarina nadip oldu hemde imzali bir sekilde :) Kitap Güneş'in arkadaslariyla tertipledikleri ikindi kahvaltisina gelmemesiyle başliyor ve bu ikindi kahvaltisina gelmedigi kitabin diger bölümlerindede tekrar ediliyor... Güneş ev hanimi Mükerrem hanim ile ögretmen Turan beyin oğludur. Olay Turan beyle baslar ve zincirleme sekilde devam eder, yani şöyleki; kitapta anlatilan herbir karakter mutlaka kitabin baska bir yerinde tekrar karsiniza cikiyor.. ilk okudugunuzda bu kiside ne alaka derken diger yerde okurken aaa bu kisi su olaydaki kisiymişşş diyorsunuz. Ayrica kitabin adininda ne kadar yerinde bir seçim oldugunuda anliyorsunuz... Gercektende dünya küçücük ve herkesin bir görevi var bir yerlerde sizin icin birseylere sebep oluyorlar... kitabi okudukca sasirmaktan kendimi alamadim... tek sıkıntı karakter fazlalıgından kafa karisikligi yaratma ihtimali onuda not alarak cözebilirsiniz diye dusunuyorum
Dünya Bu Kadar
Dünya Bu KadarMahir Ünsal Eriş · İletişim Yayıncılık · 20151,055 okunma
Reklam
1256 syf.
8/10 puan verdi
·
33 günde okudu
Bazen baska bir dünyanın var olduğunu düşünüyorum. Hangisi gercek acaba? Yada hangisinin gercek olmasini istiyoruz? Burası göstermelik bir dünya Her şeyi yapay Fakat bana inanırsan Her şey gerçek olur
1Q84 (Tek Cilt)
1Q84 (Tek Cilt)Haruki Murakami · Doğan Kitap · 20163,422 okunma
1256 syf.
5/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
1Q84, Haruki Murakami’nin okuduğum ilk kitabı ve bu sanırım bir talihsizlik. Yorumlarını okuduğum için beklentim biraz düşüktü. Bu yüzden beni tatmin etti. Fazla uzun soluklu bir kitap ve ciddi anlamda çok tekrarlar var. Ama kurgusu ve üslubu kendini okutturuyor. Yine de insan bir an bırakmayı düşünmüyor değil. Kitabın girişi ve ilerleyişi yavaşken son kitapta birden hızlanması hoş değildi çünkü ilk iki kitapta bir sürü ayrıntı verildi ama sonlara doğru hepsi havada kaldı. Kurgu hakkında -spoiler içerebilir.; Bana garip gelen bazı olaylar her gün yaşanıyormuş gibi kimsenin tepki vermemesi veya birinin birden bir şeyler hissetmesi, içine doğması gibi yollardan olayların çözülmesiydi. Kız durup dururken hamile kalıyor, Little People’da haberi olmayanlar bile aşırı tepki göstermiyor? (Tamaru, Madam) Çok fazla iç konuşma vardı ve bence en saçması Aomame’in geçmişte yaşanmış büyük olayları hatırlamadığında “Burası başka bir dünya, adı 1Q84 olsun” gibi bir düşünceye kapılmasıydı. Bazı karakterlerin oldu bittiye gelmesi de kitabı biraz basitleştirmişti. (Ayumi, Kyodo, Öğretmen) Genel olarak okunabilir bir kitap. Küçük şeyler dışında sorunsuz ilerliyor ve beklenen sona ulaşıyor.
1Q84 (Tek Cilt)
1Q84 (Tek Cilt)Haruki Murakami · Doğan Kitap · 20163,422 okunma
496 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Şimdi size bir hikaye anlatmak istiyorum. Zaten bu üçleme de unutulmuş zamanlara ait bir hikaye değil mi? Bundan 2 yıl önce burası kendi halinde, ufak bir platform iken, dutlukta NigRa diye bir kullanıcı varmış. Kalkmış nereden estiyse Yüzüklerin Efendisi okumuş üzerine de buraya gelip hemen aşağıdaki incelemeyi yazmış. -----------------------
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük KardeşliğiJ. R. R. Tolkien · Metis Yayıncılık · 202318,6bin okunma
339 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Cemil Meriç’in okuduğum ilk kitabı ve son kitabı olmayacağı kesin artık. Değeri yeteri kadar anlaşılmayan yazarlarımızdan birisi. Günümüzde değerini ve önemini bulmaya başladı diyebiliriz bence. Bu durum için kıtapta geçen bir ifade var: “Bad’ül bad-el mevt” yani değeri sonradan anlaşılan kişiler için kullanılırmış. Nerden bilebilirdi ki bu ifadenin kendisi içinde kullanılacağını… Kitaptan bahsedecek olursak, ilk kısımda;Cemil Meriç keşfedilmemiş bir dünya ve keşfe çıkıyor bir süre sonra kendini. Çeşitli limanlarda arıyor kendini Avrupa da çeşitli düşünce adamlarınla tanışıyor ve sonunda Balzac da buluyor kendini. Aslında düşünce dünyasının ve elde ettiği birikimlerini nasıl oluştuğu anlatıyor bizlere genç yaşlarından itibaren. Etkilendiği akımlar,izm’ler ve kişiler. Diğer kısımlarda ise batı hayranı aydınlara sert ve haklı bir eleştiri var. Ne kadar düşünen ve araştıran birisi olduğunu gösteriyor. Burası spoiler içerbilir: “Gördüklerimi çağdaşlarımla görüşmek ve tattığım zevki onlara da tattırmak başlıca emelimdir. Hayatımı iki kelime hülasa eder:Öğrenmek ve öğretmek” diye yaşamını anlatmış. Kitabı okurken bazı şeyleri daha iyi anlıyorsunuz. Özellikle aydınlarımızın yanlış olan batı hayranlığı hakkında. Kalemini bir kılıç ustası gibi savuruyor yanlış olana doğru. Kaleminin ne kadar güçlü olduğu her da satır anlayabiliryosunuz. Son olarak dili biraz ağır anlamakta zorlanabiliyorsunuz bazen,ama bu engel değil o parlak düşüncelere ulaşmak için…
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821,1bin okunma
Reklam
252 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Mutluluğun Sakıncaları'nda doyumsuz bir tüketim toplumuyla karşı karşıyayız… Aynı zamanda göz alabildiğine uzanan beton yığınlarının, asfaltların ve reklam panolarının arasına serpiştirilmiş, mantar gibi bitiveren muazzam ve şaşaalı alışveriş merkezlerinin, geniş arabalarla süslü kocaman evlerin diyarındayız. İnsanların gitgide daha da miskinleşip televizyon karşısında pineklediği bir dünya burası...
Mutluluğun Sakıncaları
Mutluluğun SakıncalarıElizabeth Farrelly · Yapı Kredi Yayınları · 2015106 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Faruk Duman'ın "Baykuş Virane Sever" adlı son hikâye kitabını okuduktan sonra neredeyse bütün eserlerini aldım. Romanlarından başlayayım dedim, ama sonra hikâyelerine döndüm. "Keder Atlısı" çok beğenilmiş, hatta ödül almış bir eser olarak başlamak için iyiydi. Okuyabildiğim hikâyelerinde yazarın son eserine kıyasla dilinin daha sade olduğunu düşündüm, bunu son eserinde cümleleri yarıda keserek kurduğu üslûbunu düşünerek söylüyorum. Keder Atlısı'nda da aynen Baykuş Virane Sever'de olduğu gibi hikâyelerin birbirinin devamı olup olmadığı tam anlaşılmıyor. Daha doğrusu bunu benim takip edemediğimi söylemem gerek. Okuduğum şeyin bana lezzet verdiğini, okumaktan keyif aldığımı, bunun bana estetik geldiğini görüyor, anlıyor; ama imgeleri takip edip yazarın gerçekte ne'den bahsettiğini, kurduğu dünyada neyin ne olduğunu anlayamıyorum; yalnızca ormanın, ağaçların, hayvanların ve iç seslerin iç içe girdiği, birbirini örttüğü bir dünya burası; isimler, varlıklar bazen kendileriler, bazense kendileri olmayan ve bence yazarın bildiği şeylere işaret ediyorlar. Muhakkak ki Faruk Duman'ın eserleri birden fazla okunmayı hak ediyor. Acaba yazarlar böylesine sislerin arasına karışmış, imgelerin büyüyüp büyüyüp herşeyi kapladığı eserlerinde bizlerden bu imgeleri açıklığa kavuşturmamızı mı istiyor, yoksa anlayamasak bile bu akışın keyfini alıp olabildiğince dahil olabilmemizi mi? Yoksa kendimizce anlamlar, dünyalar mı yaratabilelim istiyorlar? Faruk Duman'ın hikâyeleri bana bunları düşündürdü işte. Diğer kitaplarını, yavaş yavaş, belki daha dikkatle, zaman içerisinde okumayı düşünüyorum.
Keder Atlısı
Keder AtlısıFaruk Duman · Can Yayınları · 2011116 okunma
99 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bugün okul gezisine bir çok sınıf gitti.Ben de kalanlara beraber sınıfa girdim ve okumaya başladım. ..hava güzel...her yer sessiz. .bir saat bile sürmeden bitirdim kitabı. Vasconcelos yani Şeker Portakalı'nın Zeze'si 1969 yılında yazdığı bu eserinde bize rengârenk ve cok hüzünlü bir hikâye anlatıyor. Şeker Portakalı 'nda Zeze hayâl gücü çok
Japon Sarayı
Japon SarayıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Çocuk Yayınları · 2022321 okunma
287 syf.
·
Puan vermedi
Rahmetli Aliya İzzetbegoviç, fikirleri, demokratlığı, bilgeliği ve gerçek dindarlığı ile çok büyük saygı duyduğum, hatta açık söyleyeyim hayranlık beslediğim bir liderdir. Onun birbirinden değerli eserleri Türkçeye çevrildi ve ben de daha önce bazılarını okumuştum. Son olarak Türkiye’de ‘Köle Olmayacağız’ adıyla neşredilen eserini okuma fırsatı
Köle Olmayacağız
Köle OlmayacağızAliya İzzetbegoviç · Fide Yayınları · 2007645 okunma
Reklam
320 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Epey uzuuuuun bir inceleme yazacağım arkadaşlar. Şimdiden sonuna kadar sabrettiğiniz için teşekkür ederim. :) Öncelikle bu bir tiyatro metni, kitap değil ve 8.kitap gibi sunulsa da bence en fazla bir "fan fiction" dediğimiz hoş bir hayran hikâyesi.Ya da “Pottermore” da yayınlanan ara hikayeler gibiydi.Bu yüzden bir kitaptan farklı ve
Harry Potter and the Cursed Child - Parts One and Two
Harry Potter and the Cursed Child - Parts One and TwoJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Little, Brown Book Group · 20169,6bin okunma
479 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Türk yazarları arasında en beğendiğim yazarlar arasındadır Tarık Buğra. Elime aldığımda kitabın ismiyle bu kadar alakasız olabileceği hiç aklıma gelmemişti. Birinci Dünya Savaşı'ndan gazi olarak dönen Salih'in ve Akşehir'e imam olarak atanan hitabeti kuvvetli hocanın hikayesi anlatılır. Kurtuluş Savaşı'nın arka planını görürüz. Bir kasabada yaşananlar üzerinden savaştan, Kuvay-ı Milliye'nin yararlarından ve sonra da zararlarından bahsedilir. Hoca olarak fazla kalamayan Mehmet Reşit Çerkez Ethem'in kardeşi Çerkez Tevfik'in çetesine sığınır. Burada Küçük Ağa sıfatıyla çağrılmaya başlanır. Kitabın konusu genel olarak böyle. Biraz da Tarık Buğra'nın üslubundan bahsetmek istiyorum. Yazarın ağır bir üslubu var. Ama cümleleri yazarken kelimeleri o kadar güzel yerleştirmiş ki, bir roman değil de bir şiir okuyormuşsunuz hissine kapılıyorsunuz. O havayı ve ahengi hemen hissedebiliyorsunuz. Değinmek istediğim ikinci nokta ise, uzun cümleler. Zaten asıl ahengi ve kelimeler arasındaki dengeyi sağlayan nokta burası. Bunu Oğuz Atay ve Orhan Pamuk'ta da görmüştüm. Çok da hoşuma giden bir yazım türüdür. Cümle istediği kadar uzasın, anlamından bir parça bir şey bile kaybetmiyor, aksine o cümleyi okumaktan; okuyup anlamaktan değil sadece okumaktan zevk alıyorsunuz. Bu özelliğiyle Tarık Buğra benim gönlümde taht kurmuş çok başarılı bir romancıdır. Tarihi roman severlere rahatlıkla tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20159,9bin okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ve serinin 2. Kitabı “Asil Kan” da bitti. Kitap Gaia’nın yeni doğmuş kız kardeşi ile, var olup olmadığını bile bilmediği bir ormana ve oradaki halkı aramak için çöle kaçması ve hayatta kalma mücadelesi ile başlıyor. Haftalar sonra gelen bir Atlımız Gaia'yı ve ölmek üzere olan kardeşi minik Maya’yı kurtararak Sylum’a götürüyor. Gaia’nın bildiği
Asil Kan
Asil KanCaragh M. O'Brien · Martı Kitabevi · 2013152 okunma
1.396 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.