REİS BEY - Bir çete kuracağız! Reisiniz ben olacağım! (Sükût... Hayret tavırları... Durak...) REİS BEY - Var mısınız? KAATİL - Sen ne dersen varız!
Sayfa 86 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARIKitabı okudu
Ne olduğunun bir önemi yok. Elinde hangi bayrağı sakladığının bir önemi yok. Benim tahammül edemediğim içi boş tipler. Öyle insanlar karşıma çıktığında sabrım taşıyor, gereksiz laflar etmeye başlıyorum... Hayal gücünden yoksun, sığ, hoşgörüsüz. Başına buyruk tezler, içi boş laflar, dağınık ideolojiler, kalıplaşmış sistemler. Beni gerçekten korkutan, böyle şeyler işte.
Sayfa 258Kitabı okudu
Reklam
Bunları düşünüyor, boyuna yürüyordum; derken müthiş yoruldum. Saklanmak ister gibi, ormanın en sık yerini seçmiştim: Şimdi bir söğüt fidanlığı vardı önümde; yüzükoyun sürünüp tâ içerlere dalmak, rahat sakin orada oturmak istiyordum. Sanki hatırlatmışlardı bana, sanki bu âciz halimde kendisine bir yardımda bulunayım diye Tanrı çekmişti beni buraya.
Sayfa 64 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
"İster gay olsun, ister lezbiyen, ister heteroseksüel, ister feminist, isterse faşist bir domuz ya da komünist, isterse Hare Krishna'cı olsun. Ne olduğunun hiç hiç önemi yok. Elinde hangi bayrağı salladığının önemi yok. Benim tahammül edemediğim içi boş tipler. Öyle insanlar karşıma çıktığında sabrım taşıyor, gereksiz laflar etmeye başlıyorum...Hayal gücünden yoksun, sığ hoşgörüsüz. Başına buyruk tezler, içi boş laflar, dağınık ideolojiler, kalıplaşmış sistemler.."
Şimdiye dek böyle durumlarda hep ipe çektik. Ama işte, Edison, bu yeni sistemin o vahşi darağacından daha insani, daha hızlı, daha sıhhi olduğunu ve daha az acı verdiğini ileri sürüyor, cezaevinde kullanılabilecek bir aygıt yerleştirilmesi işini, araya tanıdık sokup ayarlıyor. Böyle muamelelere maruz kalıyoruz, hiç olmazsa rahat edelim düsturunu
Sayfa 18 - Helikopter Yayınları e-kitapKitabı okudu
"İçimde söylemek için can attığım o kadar çok şey var ki... Ama bir o kadar da büyük bu şeyler. Gerçekten de içimde olan şeyleri ifade etmekte zorlanıyorum. Bazen tüm dünya, tüm hayat, kısacası içimi mesken tutmuş olan her şey sözcüleri olmam için yalvarıyormuş gibi geliyor bana. Hissettiğim şey... Ah, bunu tarif edemem... Hissettiğim şey çok büyük, bunu hissediyorum ama bunu kelimelere dökmek istediğimde bir çocuk gibi kekelemeye başlıyorum. Duyguları ve algıları yazılı ya da sözlü olarak ifade edebilmek ve bunların dinleyen ya da okuyan kişide aynı duygu ve algılamalar yaratmasını sağlamak çok zor bir iş. Hatta tanrısal denecek kadar zor bir iş. Görüyorsunuz, yüzümü otlara gömüyorum ve burun deliklerimden içime çektiğim nefes beni binlerce düşünce ve hayalle titretiyor. İçime çektiğim o nefes evrenin nefesidir. Ben şiirin ve kahkahanın, başarının ve acının, mücadelenin ve ölümün ne olduğunu biliyorum. Bu otların kokusunun bir şekilde beynimde oluşturduğu görüntüleri görebiliyorum ve bunları size, tüm dünyaya anlatmak istiyorum. Ama bunu nasıl yapabilirim? Dilim bağlı. Az önce bu ot kokusunun benim üzerimde bıraktığı etkiyi sözcüklerle size anlatmaya çalıştım ama bunda başarılı olamadım. Söylemek istediklerimi, beceriksizce bir konuşmayla sadece ima edebildim. Kullandığım sözcükler bana bile deli saçması gibi geldi. Yine de içimdeki anlatabilme arzusunu güçlükle zapt ediyorum. Of!"
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
48 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.