Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Asker karlı arazide 25 kilometre yürür. Halbuki Sarıkamış Harbi'nde Enver Paşa 45 kilometre yürüttü _Caanım efendim, Marne Muharebesi'nde Alman askeri günde 60 kilometre yapmıştı ... Binbaşı " Bey" dedi; " Türk askeri Allahuekber dağında yürüdü, Alman askeri Marne meydanında. Allahuekber Dağı' ndan ahret görünür, Marne' dan Paris. Sarıkamış bize 90 bin ölüye mâl oldu. Bu ölüler Şark vilayetlerinin yayla çocuklarıdır. Uzun boylu, geniş omuzlu ölüler. Az millet Allah'ına bu kadar dinç ölü göndermiştir
Sayfa 473 - Oğlak yayınlarıKitabı okudu
Caanım Kadiköy :)
Kadıköy için akşam, sokağın huyudur. Gündüz sıradandır. Herkes ve her yer gibidir. Gece bir kez daha huy değiştirir ama huyların en güzeli akşamda gizlidir.
Sayfa 174 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitapta şöyle bir cümle vardı "Biz Çanakkale'ye onlar girmesin diye, saatte 10 bin şehit verdik" sonra bu cümlenin matematiğinden sıyrılıp, ölenleri geride kalanları, acıları ağıtları her şeyi düşündüm. Ve şimdimize, hoyratlığımıza, vefasızlığımıza, anısızlığımıza sövüp duruyorum...Niye mi? Şimdi elinde nargilesiyle sınırımızı geçiyorlar, ciklet alana vatandaşlık veriyorlar bu memlekette, dünya üzerinde kırmızı bültenle aranan kim varsa, caanım ülkemizde yakalanıyor... . Kitap Halide Edip'in, Yakup Kadri'ye yazdığı mektupla başlıyor...Yakup Kadri Kurtuluş savaşımızla alakalı bir roman yazmak istediğini söylüyor Halide Edip'e ve adıda "Ateşten Gömlek" olacak diyor, Halide Edip bu roman ismini o kadar çok beğeniyor ki, Yakup Kadri' den önce romanını yazıp bu ismi kullanma izni istiyor...Yalnız bencede bir roman ismi olarak mükemmel bir isim "Ateşten Gömlek" . Kurtuluş savaşımızı anlatan ilk roman özelliğini taşıyor. İstanbul' da başlayıp, Anadolu'daki mücadeleye katılan Ayşe Hemşire, hem aşka hem vatanın sevdasına düşen iki adam...
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202023,4bin okunma
"Bey" dedi: Asker karlı arazide yirmi beş kilometre yürür. Halbuki askeri, Sarıkamış Harbi'nde Enver Paşa kırk beş kilometre yürüttü. Adnan"Caanım Efendim "dedi; " Marne muharebesinde Alman askeri günde altmış kilometre yapmıştı. " Binbaşı "Bey, Bey" dedi; "Türk askeri Allahuekber Dağı'nda yürüdü; Alman askeri Marne meydanında... " ... Allahuekber Dağı'ndan ahret görünür, Marne "den Paris ... Az millet Allah'ına bu kadar dinç ölü göndermiştir.
Sayfa 426Kitabı okudu
Güneşi, dünyada her şeyi bugün son defa göreceğim. Her şeyi... Caanım İstanbul'umu...
Sayfa 33 - İthakiKitabı okudu
Emin olun depremde ölen insanlara üzüldüğüm kadar , yok olan tarihe de üzülüyorum . Caanım Hatay ne hale geldi . İstanbul'da yaşıyorum . Örneğin ; kim ister ki Kız Kulemiz yıkılsın . Galata kulemiz yıkılsın . Bu şehir onlarla güzel . İçler acısı bir durum :((
Reklam
80 syf.
1/10 puan verdi
"Onlar"ın Gözünden İstanbul'un Fethi diye adlandırsak yeridir. Biz bu büyük zaferi hep tek bir bakış açısıyla ele aldığımız için ve başka bir gözle bakmadığımız için ilgi çekici bir eser. Zweig doğal olarak Fatih Sultan Mehmet'i kurnaz, sözünde durmayan vs şeklinde anlatıyor. Sanki biz kapıları açık bıraktık, onlar da geldi yerleşti, der gibi anlatması güldürdü. Anlıyorum ki içlerindeki yara hâla kanıyor. Caanım İstanbul Müslümanların eline geçeli onca zaman oldu ama yaraları kabuk tutmamış. Aslını bildiğim şeyleri dinlerken ben, demekten kendimi alamıyorum. Ama bakış açısı kazanmak adına okunmalı diye düşünüyorum.
Bizans'ın Düşüşü
Bizans'ın DüşüşüStefan Zweig · Altın Bilek Yayınları · 2018692 okunma
"Ah caanım İstanbul!" "Canım İstanbul'um..." İstanbul, pencereden göründüğü kadarıyla, ağır yaralar alarak yere serilmiş bir erkek gövdesine benziyor, gezgin satıcıların, akşam alacasının derinliklerinde, yükselip alçalan anlaşılmaz sesleriyle, sanki inliyordu.
Sayfa 42 - İthaki Yayınları, 2009Kitabı okudu
65 yılda hiçbir şey değişmemiş
"istanbul artık sizin bildiğiniz istanbul değil. şehir halkının yarısını dışardan gelenler teşkil ediyor. o caanım, o eşsiz, o atasözü haline gelmiş istanbul inceliğinin, istanbul efendiliğinin yerinde yeller esiyor... şimdi istanbul çelişmeler şehridir... bir yanda hilton öte yandan gecekondu kulübeleri. bir tarafta lüks gece lokalleri önür tarafta bitli sabahçı kahveleri... caddelerimizde ortaçağ'dan kalma yük arabaları eşeklerin yanı sıra, taksiye çıkmış 56 model mercedes'ler, buick'ler işler. şehrin saraylarında balolar resmi kabuller verilirken öte yanda en ufak yağmurda kablolar bozulur elektrik kesilir. işte bu çelişmeler şehrinde yaşayan istanbullu da ister istemez çelişmelerle dolu öfkesi burnunda bir vatandaş olup çıkmıştır. nasıl olmasın? sabahleyin işine gitmek, akşamleyin evine dönmek için yazın kızgın güneşin altında, kışın serpintili ayazın altında günde iki öğün yarım saat dolmuş kuyruğuna girmek, istiap haddinin üç misli yolcunun koyun gibi itiş kakış tıkıldığı vapurlarda, ayakta, burna ıslak palto kokusu, öğürtücü sarhoş nefesi koklaya koklaya her gün muayyen bir eziyet kültüründen geçmek zorundadır. bu şehrin esnafı, şoförü de havası gibi kaprislidir. şoför yağmur olur sizi almaz, esnaf malı olur size vermez."
BASKINLAR VE SORGULAR Bu sert dalgalanmaların serpintileri bize kadar ulaştı. Fetih Yıllarını Aydınlatma Derneği'nin kurucuları polis tarafından teker teker sorguya çekilmeye başlandı. Hemen hepimiz talebeydik. İçimizden bazısı yatılı okullarda okudukları için, İstanbul dışındaydılar. Haber ilk defa onlardan geldi. Aramaya tâbi
Reklam
"bu istanbul'u bizim için yaptılar iki karşıt tarihle iki karşıt coğrafya en uzaklardan gelip sevişsinler diye bu dişil kentte caanım üste and içerim ki en büyük mutluluğumsun..."
Sayfa 31 - nesin vakfı
Seni öpen salt ben değilim Yaylarımca bozkırlarımca tarihimle öpüyorum Öptüğüm salt sen değilsin Ege'yi öpüyorum dudaklarında en yepyenisi iki bin yıl süren Bu İstanbul'u bizim için yaptılar İki karşıt tarihle iki karşıt coğrafya En uzaklardan gelip sevişsinler diye bu dişil kentte Caanım üste ant içerim ki en büyük mutluluğumsun Beni sana kimler gönderdi biliyor musun O insana en yakın Uzakdoğu tanrıları Mağara ressamları dansçılar ve en eskil atam büyücüler Ya seni bana gönderenler O insana en uzak ve kendilerine daha da uzak Kendilerinden başa tanrı tanımaz ''La ilahe'' göksel tanrılar Tüm tanrıların yalnızlıklarından Ve bütün peygamberlerin acılarından Çok daha çoğunu armağan ettin bana Değil mi ki senden geldi Üçgül'üm Sunduğun keyif kadar acılar da kabülüm Senden gelen mutlulukları öptüm yüzüme gözüme sürdüm Senden gelen acıları öptüm can baş üste kodum
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.