"Ah caanım İstanbul!"
"Canım İstanbul'um..."
İstanbul, pencereden göründüğü kadarıyla, ağır yaralar alarak yere serilmiş bir erkek gövdesine benziyor, gezgin satıcıların, akşam alacasının derinliklerinde, yükselip alçalan anlaşılmaz sesleriyle, sanki inliyordu.