Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ceylan Aşkar

Ceylan Aşkar
@ceylanaskarr
Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki enin­de sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima öder­siniz... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz...
Reklam
Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu insanoğlu­nunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.
Hayatımda birçok şeyler daha beni korkutabilir, başıma türlü felaketler gelebilirdi. Fakat en müthişi, onu kaybetmek ihtimali ve bunun korkusu artık yoktu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yarın için mesuliyet yükleneceğine, maziye kaçıp bugün için teselli arıyorsun.
…ve Aureliano daha aşk acısıyla ağladığını açıklamadan Pilar insanlık tarihinin en eski gözyaşlarını tanıdı.
Reklam
Bırak geçmiş kendi kendine kalsın ve yaşadığın an geleceğe doğru ilerlesin diye düşünüyordu.
Hayatı yaptığınız herhangi bir plana göre yaşamaya çalışmanın bir yemek tarifindeki malzemeleri süpermarketten almaya benzediğini düşündü. Şu kesinlikle ittiğiniz yöne gitmemekte kararlı market arabalarından birini alırdınız ve sonuçta almayı düşündüklerinizden tamamen farklı şeylerle dışarı çıkardınız.
Kütüphanelerini istediğin kadar kilitle; zihnimin özgürlüğünü ne bir kapı ne bir kilit ne bir sürgüyle kısıtlayabilirsin.
Olmadığınız bir şeyi olmayı hedeflerseniz, başarısızlığa mahkumsunuz. Kendiniz olmayı hedefleyin. Kendiniz gibi bakmayı, davranmayı ve düşünmeyi hedefleyin. Kendinize en sadık versiyonunuz olmayı hedefleyin. Kendiniz olma haline kucak açın.
Reklam
Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.
“Çünkü karısının gözleri parlıyor ve ancak mutlu kadınların gözbebekleri parlar!” Diyordu annem. Ve ben bunu hiç unutmadım, mutluluğunu merak ettiğim kadınların gözlerinde o ışıltıyı daima ararım. Çünkü annem haklıdır.
Sayfa 75 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Yeni yollara gidiyorum, yeni bir söz geliyor dilimin ucuna; bütün yaratıcılar gibi, usandım eski dillerden. Artık aşınmış tabanlar üzerinde yürümek istemiyor ruhum.
Özgür mü diyorsun kendine ? Sana hükmeden düşünceni duymak isterim.
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Dingindir gönlüm ve aydınlıktır, kuşluk vaktinde dağlar gibi. Ama söylediklerine bakılırsa, soğuk biriymişim ve korkunç şakalar yapan bir alaycı.
Sayfa 12 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nuh ayaklanıyor ve elindeki fincanı kaldırarak kıza nazikçe “Ruh sağlığınıza, prenses,” diyor.
Sayfa 216Kitabı okudu
Kendime “siz” diye hitap ederim. Saygınlığın ilk kuralı budur. Kendinizle aranıza mesafe koymazsanız, başkalarından bunu bekleyemezsiniz.
Sayfa 191Kitabı okudu
Bilincim ve vicdanım, zihnim ve gönlüm, aklım ve kalbim, fikrim ve hissim… her bakımdan eşitlenmişti. Kişisel ekinoksumu yaşıyordum.
Benim meczubum bilmez bilge kişinin yaşamak zorunda olduğu kasvetli dramı. Benim meczubum çekerken şarabı neşe içinde şakalar yapıp fıkralar anlatır ve hayatın getirdiği zulme dayanmak üzere binbir badireyle sınanan gücü kuvveti yerinde onca insandan da haberi yoktur. Çoğu kez “seni seviyorum” ifadesini de hayatının bu döneminde yeniden keşfeder. Aklı erse edilecek laf mı bu ?
Ben ki saplantılardan nefret ederdim, kendim taşlaşmış bir pislik haline geldim.
Bendeki erken yükselişin ve daha hayatın yeni öğrenilmesi gereken yaşta bu noktaya varmış olmamın nedenini bilmiyorum. Belki de ben dünyadan daha hızlı döndüm.
Reklam
Hürriyet liderlere itaat etmekti, fazilet şiddetti ve erkeklik üstündü. Günlük yaşamdaki bu tür gerçeklerin kabulüne, yakındoğruların yüceltilmiş duygusal deneyimlerine karşı, sözlerin ne faydası olabilirdi?
Sayfa 220Kitabı okudu
Ama rıza göstermek veya reddetmek ne demek bilmiyordum. Bunlar hürriyet sözleridir.
Sayfa 172Kitabı okudu