Hruşçov konuşmasının pek çok yerinde, büyük bir memnuniyetsizlikle, Stalin'de kolektif çalışma anlayışının olmadığını dile getiriyor ve kolektif yönetim ilkesini çiğnemesinden yakınıyor. ''Kapalı oturum''da (20.Kongre) yaptığı bu tür açıklamalardan bir örnek: ''Yönetimde ve çalışmada kolektiviteye tahammül edemeyen, yaptıklarına sadece karşı
Sayfa 32 - YordamKitabı okudu
Edgar Marsalla adlı çocuk cart diye yellenmez mi! Böyle, kilisenin ortalık yerinde filan, bu çok ayıp bir şeydi, ama felaket gülünçtü. Ah Marsalla, ah! Herif neredeyse çatıyı havaya uçuracaktı.
Sayfa 22 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
burada gülmek garanti :D
“Ama güzel karim ne alaka… Sen bu kariye bakma… Ben senun uzerune cül koklar miyim?” derken Aişe ağlamaklı bir sesle “Zaten ben kisirim. Bak bebem de olmayi…” diye ağlamaya başlamıştı. “İsteduğun culi, papatyayi, dikeni koklarsin…” “Haydaa, ne alakasi var?” dedi Sacit üzülerek. “Bu kari eve duşen el bombası cibi yeminle… Emriye değil, felaket!”
Hasrem YayınlarıKitabı okudu
Çok ayıp ama yavrucuğum, bu böyle de söylenmez ki :D
8] Ders verdiği konuyu bilmeyen hocaların çokluğu dikkat çekmektedir. Hocalara derslerine çalışmalarını emrediyoruz. Tembel hoca istemiyoruz.
:D ayıp oluyor ama.
Durmadan hamile kalmaktan korkan bir kadın, başarıya giden yolda asla çok ilerleyemeyecek olan bir tür iktidarsızdır.
Bunu duymamış olayım, çok ayıp :D
ayrı ayrı daha mı çok yakışıyoruz birbirimize
Sayfa 32 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 14. BasımKitabı okudu
Reklam
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.