Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaratılış
Bir varmış, bir yokmuş, Tanrı'dan gayrı hiç kimse yokmuş, Ve Tanrı yalnızmış, Yer varmış, gök varmış, dağ, deniz, çöl, sahra, güneş, ay, yıldız, bulut, çiçek, bitki, hayvan... devler, periler... Ama Tanrı'yı tanıyacak, Tanrı'yı sevecek, Tanrı'yla konuşacak hiç kimse yokmuş... Tanrı'nın söyleyecek çok fazla sözü varmış,
Sayfa 65-68Kitabı okudu
HİNT SANATININ YAYILMASI Hindistan, etkisi altına aldığı ülkelere, sadece dini ifade formları değil, aynı zamanda, Âri anlayışına, yani derin bir Natüralizme dayanan klasik bir görüntü ve imge sistemi de getirdi. Ama bu ülkelerdeki halkların yerel mizacı, ithal edilen kültüre tepki gösterdi ve böylece hint estetiği oryantalleştirildi ve özgün özelliklerinden bazılarını kaybederek sonunda Asyaî hale geldi ve Çin sanatın ifadelerinden pek uzak olmayan ifadeler edindi. Zengin bir hayal gücüyle desteklenmesine ve form yaratma konusunda çok verimli olmasına rağmen , hint sanatı, doğada algılanabilenden başkasını canlandırmakta daha ileriye gidemmediği için, özgün mimarlık ürünleri ortaya koymayı beceremedi. Oysa, hint sanatına dayanan ve hazır loop bir fikir ve hayal dünyası sistemini devralan ülkeler, anıtsal mimarlık alanında derin düşünceler ortaya koyabildiler. Nitekim Cava, boyuttan çok zarafete yönelen ve kendine özgü estetiğine layık olan çok güzel anıtlar yarattı. Khmer’ler ise, doğu yarımküresinde rastlanan en güzel ve etkileyici anıtları yaptılar.
Sayfa 482Kitabı okudu
Reklam
Shshhshs
"Ne zırvalık! Rahibecikler dışında inançlı kimse kalmadı artık. Ben de değilim. Biliyor musunuz, bende hayal gücü yok. Ölünce birileri mezarımın üstünde dans etsin isterdim, bu daha neşeli olmaz mıydı sence? Elbette, Rahibe Françoise bunu pek hoş karşılamaz, haliyle edepli bir tören yapacaktır. Çok da umurumda değil. Rahibe Françoise'dan hoşlandınız mı?" Miralles'in ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmediğimden, onun hakkında bir fikir edinemediğimi söyledim. “Fikrinizi soran kim," diye yanıtladı Miralles. "Hoşlanıp hoşlanmadığınızı sordum. Sırrımı saklarsanız gerçeği söyleyeyim mi, ben bitiyorum. Güzel, sevimli ve akıllı. Üstelik de genç. Bir kadından daha ne istenir ki? Rahibe olmasaydı yıllar önce poposunu ellemiştim. Ama değil mi ki rahibe... Şansıma tüküreyim!"
Aralık ayında, başıbozuk kuvvetlerin durumu daha da karıştı. Birçokları yeni orduya geçti; fakat Ethem’in etrafında hâlâ kuvvetli bir kısım bulunuyordu. Miralay Arif, Anadolu İhtilâli hakkındaki hatıralarında bundan epeyce bahseder. Yazdığına göre, Ethem’in üç bin kişilik kuvveti, ayrıca yüz makineli tüfeği ve dört topu varmış. Onların fikir
HINT SANATININ YAYILMASI Hindistan , etkisi altına aldığı ülkelere, sadece dinsel ifade formlarını değil, aynı zamanda, Âri anlayışına, yani derin bir Natüralizme dayanan klasik bir görüntü ve imge sistemi de getirdi. Ama bu ülkelerdeki halkların genel mizacı, ithal edilen kültüre tepki gösterdi ve böylece hint estetiği oryantalleştirildi ve özgün özelliklerinden bazılarını kaybederek sonunda Asyai hale geldi ve Çin sanatının ifadelerinden pek uzak olmayan ifadeler edindi. Yani genelde, hint natüralizmi, her zaman soyutlamaya yönelen Asya uygarlıklarının düşünüş ve duyuş tarzının temel özelliği olan stilizasyonla karşı karşıya kaldı. Zengin bir hayal gücüyle desteklenmesine ve form yaratma konusunda çok verimli olmasına rağmen , hint sanatı, doğada algılanabilenden başkasını canlandırmakta daha ileriye gidemediği için, özgün mimarlık ürünleri ortaya koymayı beceremedi. Oysa, hint sanatına dayanan ve hazır Lope bir fikir ve hayal dünyası sistemini devralan ülkeler, anıtsal mimarlık alanında derin düşünceler ortaya koyabildiler. Nitekim Cava, boyuttan zarafete yönelen ve kendine özgü estetiğine layık olan çok güzel bazı anılar yarattı. Khmer ler ise, doğu yarım küresinde rastlanan en güzel ve etkileyici anıtları yaptılar.
Sayfa 482Kitabı okudu
şu bizim Akşehirli tonton Nasreddin Hoca'yı j yalnızca bilgili, hazırcevap sanma. Hoca hem cömert hem de yardımsever bilinirmiş yaşadığı çağda. Bu yüzden ona bol bol misafir gelirmiş. Bu güzel ev sahibine gelenler yer içer, yatar kalkar, bir türlü gitmek istemezmiş. İsanoğlu gariptir. Kimi iyiliğe iyilikle karşılık verir, kimisi de iyilik
Reklam
Çok güzel ve önemli
Büyük fikirler bilinçaltından gelir. Bu sanatta da, bilimde de, reklamda da böyledir. Ancak bilinçaltınızın bilgili olması gerekiyor, yoksa fikriniz anlamsız olur. Bilinçli zihninizi bilgiyle donatın, daha sonra rasyonel düşünce sürecinizin iplerini bırakın. Bunun için uzun bir yürüyüşe çılabilir, ılık bir banyo yapabilir, bir kadeh kırmızı şarap içebilirsiniz. Birden, sanki bilinçaltınızdaki telefon hattı açılmış gibi, içinizde büyük bir fikir filizlenir.
Antik YakınDoğu
Daha ağırbaşlı konulara gelecek olursak Klasik Atina, bize demokratik ya­saların kontrolünde düzenli bir polis [şehir devleti) modeli olarak sunulur. Atina'ya en büyük övgüleri yağdıran Perikles'in söylevini okuyalım (bu söylev Thukydides tarafından Peloponnessos Savaşları'nda sunulmuştur, II: 37-40). Yüzyıllar boyu demokrasiye
"Mantıksız-mânâlı" ve "mantıksız-mânâsız" arasındaki farkın anlaşılmamasını istismar eden şarlatanların san'atkârlar arasına karışması yeni san'atların anarşisini doğurmuştur. Bu farkın yalnız halk tarafından anlaşılması değil, münekkid tarafından tâyini bile zor oluyor. Çünkü "mantık" doğru ile yanlışı ayıran umumî bir düşünce kanunudur, onun kaideleri herkes arasında müşterektir; fakat "mânâ" çok defa şahsîdir. Mizaçla, hususi intibalarla ve hiç kimsede aynı olmayan fikir tedaileriyle karışır. Bir şeyin hoşa gidip gitmemesi ona verdiğimiz hususî mânâya bağlıdır ve "gönül kimi severse güzel odur."
Mobbing Bank Diyor ki;
Dijital Peygamberler Pozitif enerjinin yükselen bilinci emperyalizmi telaşlandırdı. Pozitif bilincin yükselmesinin arkasında ki gücü biliyorlar. Emperyalizm ise negatif gücün arkasında yaratanı gösterip kendileri olduğunu gizleyerek toplumları aldatıyorlar. Ülkeyi, dünyayı, kişisel yaşamlarımızı, siyasi ve ekonomik gelişmeleri, tabiat
Reklam
Bir taraf içini döktükten sonra karşı tarafa yüklenen kendini anlatma isteği.
— Ama bana açıldığınız için çok hoşnutum. Şimdi sizi iyice tanıyorum. Bir şey söyleyeyim mi? Ben de size hikayemi, hem de hiçbir şey gizlemeden anlatmak istiyorum. Sonra sizden akıl danışacağım. Çok akıllı bir adamsınız. Bana fikir verirsiniz, değil mi? — Vallahi Nastenka, şimdiye kadar kimsenin danışmanı, hele akıl hocası olmadım. Ama bu kez bundan caymanın yerinde olacağına inanıyorum. Peki, söyleyin güzel Nastenka, benden nasıl bir fikir istiyorsunuz? Açık konuşun. Şu anda o kadar neşeli, mutlu, cesur ve zekiyim ki, size kolayca yanıt vereceğim. Nastenka gülerek sözümü kesti: — Yoo… Yoo!.. Bana yalnızca akıllıca değil; yürekten, kardeşçe, sanki beni hayatınız boyunca seviyormuşsunuz gibi fikir vermelisiniz.
17 Eylül 1914'te Mustafa Kemal Sofya'dan Tevfik Rüştü (Aras) Bey'e bir mektup göndermişti. Mustafa Kemal bu mektubunda 1. Dünya Savaşı'nın geleceğini nasıl gördüğünü açıkça ortaya koymuştu: "Birtakım insanlar vardır ki hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. … Benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Kâzım Karabekir Paşa, ana babaları Erzurum ve Erzincan bölgelerinde öldürülen iki bin kadar yetim Türk çocuğunu evlat edinmişti. Bunlar, dört ile on dört arasında çocuklardı. Üzerlerinde asker elbisesi olmasına ve Paşa'nın seçtiği zabitlerin nezareti altında olmalarına rağmen, asker terbiyesi görmüyorlardı. Kazım Karabekir Paşa, çocuklarda,
Sayfa 117Kitabı okudu
Başkalarını kendi yeğlediğimiz fikir ve gestaltlara uydurmak için zorlayarak çarpıtırız. Proust bu süreci çok güzel anlatır: Gördüğümüz yaratığın bedensel hatlarını, onun hakkında önceden biçimlendirdiğimiz tüm fikirlerle bir araya toparlarız ve onun zihnimizde oluşturduğumuz tam resminde asıl önemli yeri tutan da kesinlikle bu fikirlerdir. Bunlar sonunda yanakların kıvrımını o denli eksiksiz doldururlar, burnun çizgisini o denli kesin bir biçimde izler, sesin tonuyla o denli ahenkle karışırlar ki bu nitelikler artık saydam bir zarftan ibaret kalır ve bir yüzü her görüşümüzde ya da bir sesi her duyuşumuzda, tanıdığımız ve dinlediğimiz şeyler bizim o kişiye ilişkin kendi fikirlerimiz olur. "Bir yüzü her görüşümüzde...tanıdığımız şey o kişiye ilişkin kendi fikirlerimizdir" - bu kelimeler hüsranla sonuçlanan birçok ilişkinin anlaşılması için bir anahtar verir bize.
Sayfa 214
Çok dikkatli bir şekilde fikir geliştirmek gerekir; böylece başkalarını incitmemiş veya yaşanılacak güzel şeyleri kaçırmamış olursun.
Sayfa 34 - İletişim Yayınları, 1. Baskı: 2011, İstanbulKitabı okudu
1.486 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.