Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Başkent Ljubljana'da kişi başına düşen yeşil alan 2700 metrekareymiş. Üzücü olan şu ki, bu oran İstanbul'da sadece 8 metrekare...
Sayfa 202
Hem yeni Batı Avrupa hem de daha eski Arap coğrafyasına dayalı var olan bazı en nitelikli on beşinci yüzyıl portolan haritaları Osmanlı arşivlerindedir. Geç on beşinci yüzyılda Georgios Amiroutzes Fatih Sultan Mehmet için bir dünya haritası çizmişti. Her ne kadar bu harita Ptolemaios'unkine dayalıydıysa, son Arap, Yunan ve Latin coğrafya
Sayfa 149 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Narsist insanları seviyorum
Narsist kişiler, isimlerini aldıkları Yunan mitolojisindeki kişiye çok benzerdir. Çoğunlukla kendini üstün görme eğiliminde olurlar; kendilerine çok güvenirler ve etkileyici bir tavırla konuşurlar. Ancak bazen narsistler, başkalarına karşı üstün olma duygularının bir yanılsama olduğunu kabul ederler. Bu nedenle, üstünlük duygularını doğrulayan kanıtlara yönelir ve tersini gösteren etkileşimlerden veya ilişkilerden kaçınırlar. Birisi ya da bir şey onların görkemli hislerine darbe indirdiğinde, zor bir insan hâline gelirler. Kibirlerine rağmen kolayca incinirler ve duygusal olarak zayıftırlar. Kin tutarlar, başarısızlıklarından dolayı diğerlerini suçlarlar, insanları başlarından defederler ve işler istedikleri gibi gitmediği zaman sinir krizi geçirirler. Yanılmış olmaktan hoşlanmazlar. Sadece kendi konuştuklarını duymak isterler. Ancak belki de en zararlı özellikleri diğer insanları sık sık yargılamaları ve üzücü bir şekilde eksikliğin kendilerinde olduğunu görmemeleridir.
208 syf.
·
Puan vermedi
Blanka’yı geri getirin!
Her bir Szabo eserinden savaşın bambaşka yüzünü görmemek mümkün mü ? Szabo, kesinlikle çok usta bir anlatıcı. Savaşın acısını içinizi işliyor ve asıl başarısının bunu öyle süslü cümlelerle, ağdalı bir anlatımla değil de kesinlikle yalın bir üslupla okucuya geçirebiliyor olması. Çok hüzünlü bir roman bu. Savaşın bambaşka bir yüzüne tanıklık ediyorsunuz. Szabo bu defa da savaş yüzünden evlerinden çıkartılmak zorunda kalan üç komşu ailenin (Heldler, Elekesler ve Birolar) sevgi dolu kırk yıllık hikayesini savaşın üzücü yan etkileri ile işlemiş. Ölmeden ölümü tadan üç komşunun savruluşunu, her birinin bambaşka yerlere dağılmasını ve bir daha çocukların Katalin sokağında özgürce oyun oynadıkları geçmiş güzel zamanlardaki gibi olmadığını içimiz parçalanarak İren ve Henriettt’in gözünden okuyoruz. En çok Blanka ve İren kardeşlerini sevdim. İren’ın Balint’e olan sevgisinin büyüklüğü kitabın en masum noktalarındandı. Birde tabii ki de cesareti, sıcacık gülümsemesi, koca yürekliliği ve her ne olursa olsun ailesine olan bitmeyen sevgisi ile de Blanka nın insanı etkilemesi elde değil. Birde not olarak düşeyim ki Szabo nun Olay örgüsünü kronolojik bir sırayla değil de bir ileri bir geri şeklinde döngüsel olarak işlemiş olması dikkat odaklı bir okuma gerektiriyor. Okurken bunu fark ettiğiniz anda her şeyi bağdaştırarak ilerlemek oldukça keyifli oluyor.
Katalin Sokağı
Katalin SokağıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 2022426 okunma
336 syf.
8/10 puan verdi
Okumadığım CoHo kitabı kalmayana kadar devamm. Yazarın kitaplarını okurken yaptığım bir hatayı farkettim. En iyileri sona saklamalıydım çünkü çıtam arşa çıkıp bir anda yerin dibine inmiş gibi oldu. Yazarın kalemi bütün kitaplarını okunur kılıyor ama konular hep mi aynı olur. Ana karakterlerin en az birinin ailesinden biri illaki uyuşturucu bağımlısı olmak zorunda. Bu kitapta da öyle esas kızımız Beyah. Anne ve babasının tek gecelik ilişkisinden doğma bir çocuk babası farklı şehirde ve her yönden bağımlı, sorunlu annesi büyütüyor. Babasının gönderdiği paraları kendisi harcıyor kız da kendi kendine fakirlik içinde permeperişan büyüyor. Annesi yüksek dozdan ölünce görüşmediği babasının yanına gidiyor. Babası da durumu iyi olan biriyle evlenmiş kendisi de terfi almış refah içindeler ve yazları sahil evlerinde kalıyorlar. Evlendiği kadının da yetişkin bir kızı var Beyah'ı benimseyip gerçekten çok iyi davranıyor. Kızın içinde bulunduğu durum fazlasıyla üzücü ama kitap boyu herkese önyargıyla yaklaştı. Kapalı kutu gibi davranıp işine geldiğinde herkese laf yetiştirmekten geri kalmadı. Kendisi gibi sırları olan Samson'la tanışıp aşık oldular. Beyah duygularında gerçekten samimiydi aşkına sahip çıktı ama Samson karakteri bana samimiyetsiz geldi. Kitabın en iyi yanı Beyah'ın karakter gelişimi oldu. Kendini geliştirdi ve tüm yaşadıklarından sonra mutlu bir kadın oldu. Yazarın kitaplarından verim almak istiyorsanız Bizimle başladı bizimle bitti, Verity ve İtiraf kitaplarını sona saklayın.
Her Kalp Kırılır
Her Kalp KırılırColleen Hoover · Ephesus Yayınları · 20213,092 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
Kitap konu olarak ve vermek istediği mesaj açısından dokunaklı. İnsanların kendi düşüncelerini herkese empoze etmeye çalışması, toplumsal olarak kendilerince kabul etmedikleri kişileri yok sayıp onları gören sayan kişileri de suçlamaya çalışması insanların ne kadar nankör olduğunu gösteriyor. Şems Hikmet sevdalandığı kız için 'çingene' olsa da ne kadar naif bir şekilde kimseyi kırmadan onu topluma kabul ettirmeye çalışıyor. Ancak annesi dahil herkes karşı çıkıyor ve sonunda kimsenin düşünmediği olay gerçekleşiyor. Spoiler olmaması için sonunu yazmayacağım ancak benim için çok üzücü bir sın oldu. Büyük lokma ye büyük söz söyleme derler. Şems Hikmetin annesi için yazılmış gibi bu söz. Çingenelerin kökenlerinin nereden geldiğini kökenlerine dair bilgiler de var kitapta okumanızı tavsiye ederim.
Çingene
ÇingeneAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,586 okunma
Reklam
“Yaşamın, tıpkı tek bir yanlış hamlenin bizi yenilgiyi kabul etmek zorunda bırakabileceği bir satranç oyununa benzemesi çok üzücü, ancak tek fark, ikinci bir oyuna, rövanş oyununa asla başlayamayacak olmamızdır.”
Sayfa 32 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Şimdi tam dünyanın varolduğna inanmışken belki de ölecek Rambaldo ve tam da şimdi ölmek daha çok mu üzücü, daha az mı, bilemiyor."
430 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Mutlu bir dünya istiyorum...
Kitabı okudukça yüreğinizdeki acıyı yavaş yavaş iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Günümüz gerçeği savaşın olduğu tamda şu günlerde bu kitabı okumak gerçekten beni derinden etkiledi. İsrailin Filistine yaşattığı zulümü aynı şekilde bir zamanlar Afganistan' nın da yaşaması masum insanların, çocukların, genç kızların, kadınların, yasakların ve ayrılıkların yaşandığı bu hikayede en acı gerçek ise Meryem ve Leyla'nın ortak acıları paylaşarak hayata tutunmaya çalışması.... Meryem gayrı meşru bir çocuk olarak dünyaya gelir. Babası Celilhan onu sevgisinden hiç mahrum etmez haftada bir de olsa onu görmek onunla vakit geçirmek için gelir. Bir gün meryemin annesi Nana ölür ve celilhan nın eşleri meryemi istemez. Meryem daha onbeşinde çocuktur. Kendisinden 25 yaş büyük bir adamla evlendirirler. Leyla ise cıvıl cıvıl başarılı bir kız. İki abisi savaşta şehit düşer. Ülke çok karışık hergun yasaklar bombalar... Evlerine atılan roket annesi ve babasının ölümüne neden olur. Sevdiği adamında öldüğünü düşündüğü için çaresizlik içinde 60 küsür yaşlarında olan meryemin kocasıyla nikahlanır. Başlarda ne kadar geçinemeselerde sonraları birbirlerine can dostu olurlar.... Çok üzücü ama hayatın gerçekleri kadınların değersiz görüldüğü dışlandığı acı dolu bir yaşam...Çaresizlik, açlık, aşk, ölümler... Okumanızı tavsiye ederim.Ben severek okudum. Keyifli bol okumalar...::))
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,6bin okunma
Reklam
400 syf.
·
Puan vermedi
Yeşilin kızı anne 8 400 syf. Herkese merhaba Geldik bir serinin sonuna. Elimde büyüyen çocuğun çocukları oldu onlar bile büyüdü. Serinin her kitabı ayrı bir tat bıraktı.Artık Anne 40'lı yaşlarında olgun bir kadın.Çocukları büyüdü üniversiteye başladılar. Kısaca kitabı özet geçeyim sizlere. Kitapta ana karakter Anne'nin en küçük kızı Rilla'nın penceresinden okuyoruz bu kitabı. Tam bir hayalperest olan Rilla savaşın verdiği etki ile birden büyümüş hatta annesiz kalan bir bebeğin bakımını üstlenmiştir. Birinci Dünya savaşı dönemlerinde yaşanan zorlukları da ele almaları her ülke için zor bir savaş olduğunu gözler önüne sermiş. Marilla'nın son kitaplara doğru çok adının geçmemesi dikkatimi çekmişti ama son kitapta öldüğünü kısa bir şekilde öğrenmem üzdü açıkçası. Avonlea ve Green Gables'ten hiç söz edilmemesi hatta çok iyi arkadaşı Diana'ya bile yer verilmemesi çok üzücü. Bu arada bazı kısımlarında çok çok üzüldüm çünkü Blythe'lerin bir kaybı daha var. Genel olarak seriyi severek okudum.12-13 yaşındaki çocukların da rahatlıkla okuyabileceği bir seri olması çok güzel. Ve son olarak hoşçakal Anne hoşçakal Ingleside hoşçakal Blythe ailesi sizinle sıcacık ailenizin içinde olmak çok güzeldi #yeşilinkızıanne #okudumbitti #serilikitap #kitapyorumu #tavsiyekitap #fly #books #boosktagram #bookstagrammer #bookstagramturkey #okuyananneler #okumaközgürlüktür #
Yeşilin Kızı Anne 8
Yeşilin Kızı Anne 8L. M. Montgomery · Ephesus Yayınları · 2021781 okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitap biterken düşünceler dönüyor kafamda. İnsanoğlu köklerini merak eder. Sevgi dolu bir ortamda büyüse de başlangıç noktasına bir anlam yüklemeden duramaz. Eğer Ali bu arayışa düşmeseydi daha mı iyi olurdu diyorum. Sonra sevginin iyileştirici yanı geliyor aklıma. Acaba Asiye ile aynı yolda ilerleyebilseydi... Sonra düşünüyorum; hayat keşkeler, acabalar, neden lerle ilgilenmez. Bazen yaşanması gereken yaşanır. Ama kader tüm bunlar demek de doğru gelmiyor hiç. Çünkü bakıyorum ki bu hikaye, seçimlerle ilerlemiş. Evet üç adamın yolu bir noktada, belki de kaderin etkisi ile kesişmiş. Fakat öncesi de sonrası da seçimlerden ibaret. Kemal ve Zeynep ailelerine rağmen birbirlerini seçmişler. Sevgi ve saygı dolu bir yuvaları olmuş. Hiç isyan etmemişler ama bir evlatları olmasını da çok istemişler. O gece kucaklarına bırakılan bebeği de özlemle sahiplenmeleri bundan olmuş. Yasin, bir geliri olmasına rağmen, parayı seçmiş o gece. Neye aracılık ettiğini çok da düşünmemiş. Celal ise... İnsan bile olamamış ki seçimi konuşulsun... Hüzünlü bir hikaye mi derseniz evet çok acı. Ama esas üzücü olan şu ki; kitabı bitirdiğinizde bunların gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkılarak yazılmış olmasına hiç şaşırmıyorsunuz. Çünkü maalesef bunların bir yerlerde yaşandığını biliyorsunuz. Yazarın kalemi çok başarılı. Okuru yormadan ama merakla okutan bir kurgu oluşturmuş. Bir cinayetle başlayan hikaye o güne nasıl geldi ve bundan sonra ne olacak sorularıyla hız kesmeden ilerliyor. Tüm cevaplar sonlara saklanmış. Üzücü olsa da hayatın içinden okunmaya değer bir hikaye.
Fücur
FücurC. Fırat İzgi · Yediveren Yayınları · 202350 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.