Her zamanki klasik şikâyet: Erkekler kadınları fazla duygusal olmakla suçlar, kadınlar da erkekleri yeterince duygusal olmamakla suçlar. Bu suçlamaları yapanların her biri karşı tarafın yalnızca daha farklı davranmaya karar verebileceğini düşünür; tabii eğer gerçekten isterse. Bilmedikleri şey ise duygularla ilgili işlemleri yapan beyin devrelerinin erkeklerde ve kadınlarda farklı olduğudur.
The usual classic complaint: Men accuse women of being too emotional, and women accuse men of not being emotional enough. Each of those making these accusations thinks that the other party could simply decide to act differently; Of course, if he really wants to. What they don't know is that the brain circuits that process emotions are different in men and women.
Türkiye Birincisi
Asla yeterince iyi olamadım. Aileme, anneme babama, onların bana harcadığı paraya layık
olamadım. Hayır, serseri değildim, geri zekalı da değildim, bir amacım da vardı ve bunu
gerçekleştirmek istiyordum. Çalışkan olmak... istiyordum. Çalışkan olmak için oturup çalışmak
lazım ben de biliyorum, söyledim ya geri zekalı değilim.
Hastalık, tanımlanmamış bir güç olarak, varlığımızın özünü hedef alan potansiyel bir tehdittir ve biz de kendimizi, varlığımızın biricikliğinin tamamen bilincinde olmak mecburiyetinde hissederiz. Başka bir deyişle, hastalık bizim kendi biricikliğimizi paylaştığımız bir şeye dönüşür. Hastalığın doğurduğu tehdidin korkusuyla onu benimser ve özellikle kendimize ait kılarız. Doktorlar şikayetlerine bir isim koyduklarında, hastaların gereğinden fazla rahatlamalarının sebebi budur. Bu isim onların gözünde çok az şey ifade ediyor olabilir; o ismin neye işaret ettiğini hiç anlamamış olabilirler; fakat yine de bir isim konmuş olduğu için, artık hastalıkları kendilerinden bağımsız bir varlığa da kavuşmuş olur. Artık ona karşı mücadele ya da onu şikayet edebilecekleri bir şey vardır. Bir şikayetin bildik bir şey, yani tanımlı, sınırlı ve çıkmış bir şey olması demek, aynı zamanda onun daha güçlü bir şekle büründürülmesi demektir.
Milton ve Shakespeare’le birlikte İngiliz edebiyatının üç devinden biri olan Geoffrey Chaucer tahminen 1340-43 yılları arasında doğmuştur. Babası John Chaucer adında bir şarap tüccarıdır. Chaucer adının geçtiği ilk yazılı belge Ulster kontesi Elizabeth’in 1357 tarihli harcamalar defteridir. Bu defterde, bu isimde bir içoğlanına (page) elbise