Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her zamanki klasik şikâyet: Erkekler kadınları fazla duy­gusal olmakla suçlar, kadınlar da erkekleri yeterince duygu­sal olmamakla suçlar. Bu suçlamaları yapanların her biri karşı tarafın yalnızca daha farklı davranmaya karar verebileceğini düşü­nür; tabii eğer gerçekten isterse. Bilmedikleri şey ise duygu­larla ilgili işlemleri yapan beyin devrelerinin erkeklerde ve kadınlarda farklı olduğudur. The usual classic complaint: Men accuse women of being too emotional, and women accuse men of not being emotional enough. Each of those making these accusations thinks that the other party could simply decide to act differently; Of course, if he really wants to. What they don't know is that the brain circuits that process emotions are different in men and women.
Sayfa 121 - Say YayınlarıKitabı okudu
Türkiye Birincisi Asla yeterince iyi olamadım. Aileme, anneme babama, onların bana harcadığı paraya layık olamadım. Hayır, serseri değildim, geri zekalı da değildim, bir amacım da vardı ve bunu gerçekleştirmek istiyordum. Çalışkan olmak... istiyordum. Çalışkan olmak için oturup çalışmak lazım ben de biliyorum, söyledim ya geri zekalı değilim.
Reklam
Hastalık, tanımlanmamış bir güç olarak, varlığımızın özünü hedef alan potansiyel bir tehdittir ve biz de kendimizi, varlığımızın biricikliğinin tamamen bilincinde olmak mecburiyetinde hissederiz. Başka bir deyişle, hastalık bizim kendi biricikliğimizi paylaştığımız bir şeye dönüşür. Hastalığın doğurduğu tehdidin korkusuyla onu benimser ve özellikle kendimize ait kılarız. Doktorlar şikayetlerine bir isim koyduklarında, hastaların gereğinden fazla rahatlamalarının sebebi budur. Bu isim onların gözünde çok az şey ifade ediyor olabilir; o ismin neye işaret ettiğini hiç anlamamış olabilirler; fakat yine de bir isim konmuş olduğu için, artık hastalıkları kendilerinden bağımsız bir varlığa da kavuşmuş olur. Artık ona karşı mücadele ya da onu şikayet edebilecekleri bir şey vardır. Bir şikayetin bildik bir şey, yani tanımlı, sınırlı ve çıkmış bir şey olması demek, aynı zamanda onun daha güçlü bir şekle büründürülmesi demektir.
Sayfa 68 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Bir zamanlar ben de başka türlü düşünüyordum; her şeyi aklımla halletmeye kalkıyordum. Fakat artık dünyada bir tek şeye inanıyorum: O da tecrübe. Sana söylediğim şeyleri otuz seneye yaklaşan bir hayat bana öğretti. Sen de yavaş yavaş yola gelirsin. Benim şurada üç günlük ömrüm kaldı; aklında bulunsun diye bunları söylüyorum. Hayattan fazla şeyler
Sayfa 151 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Otel Anısı 2
"Merkezi sistemden bir şey var herhalde” dedi Hikmet Abi,"doğrudur” dedim, “merkezi sistem ise oradan olabilir”. "Ona bakan çocuk sabah gelecek yalnız" dedi, "sorun yok, ben de yatarım zaten şimdi, normalde televizyon izleyerek uyumaya alışığım, ama yol yorgunuyum, yatınca hemen uyurum zaten büyük ihtimalle” dedim. Çok fazla bilgi verdim orada. Gönlümü teklifsizce açtım. Hikmet Abi yeni aldığı bilgileri beynine kodladı, "tamam o zaman" dedi.Hikmet Abi'yle çocuk gittikten sonra yatakta oturdum, ayaklarımı birbirlerine sürte sürte çorapları çıkardım. Çıplak ayaklarım"neden odayı değiştirelim demedin? Onu deseydin ya?” diye sorarcasına çıktılar çorabın içinden. En ufak bir uykum yok. Gittim biraz camdan dışarıya baktım. Dışarıda elektrik direği var. Geri geldim, tekrar yatağa oturdum. Çekmeceler? Çekmecelerin birinden bir kurşun kalemle iki küçük yaprak kağıt çıktı. Boyutu üzerine "Adnan Hoca - sigorta hastanesi - eniştem Rıza Bey'in selamı var de" yazılacak kadar. Biraz daha ayrıntılı bir şeyler yazmak istesen arka sayfaya geçersin. Önlü arkalı dört not defteri kağıdına ne yazılır? Oturdum başına düşünmeye başladım. Otel yönetimine dünyanın en küçük ve en üzücü şikayet mektubunu yazabilirdim. Sevgili otel yönetimi, televizyon çalışmıyor, Hikmet Beyle çocuk geldiler baktılar teşekkür ederim, ama olmadı, odayı değiştirelim demek de benim aklıma gelmedi. Kağıtlarınız çok küçük ve sayı olarak çok az. Teşekkür ederim, Erman Çağlar.”
Bunlar herkesten beklenenler zaten)
“Eşiyle severek evlenen birçok kişinin, eşini yanlış tanımış olmaktan şikayet ettiği düşünülürse, evlenmeyi düşünenlerin; bazı kriterlerin, eş adayında var olup olmadığını bir daha gözden geçirmeleri gerekiyor. Evlenmek isteyenler, evlenmeyi düşündükleri eş adayında bazı temel özelliklere dikkat ederek, onun karakterini anlayabilirler. İdeal eş adayında bulunması gereken bu özellikler şöyle sıralanabilir: • İdeal eş adayı, öfkelenmeden konuşabilmelidir. • Kıskanılacak konularda eşine güvenmeli, kendi bildikleri kadar, eşinin söylediklerine de değer vermelidir. • Ailesine değer vermeli, ama her yapacağını onlara danışmamalıdır. • Tartışmalarda sesini yükseltmemeli ve kırıcı olmamalı, şu kadın işi, şu erkek işi demeden sorumluluk almalıdır. • Arkadaşları arasında sevilen ve aranan bir insan olmalı, kendine ve etrafına karşı sorumluluklarını yerine getirmeli ve bana neci davranmamalıdır. • Sadece kendine ait uğraşları olmamalı, boş zamanlarında oflayıppuflamamalı, kendine özen göstermeli ve aynı özeni çevresindekilerden de beklemelidir. • Kendisini çok fazla ciddiye almamalı, hatta zaman zaman dalga geçebilmelidir.”
Reklam
Mennis sert toprağın üstünde yatmış, kemikleri ağrıyor, sırtı şikâyet ediyor, kasları da tükenmiş olarak kalkmaya deyip değmeyeceğine karar vermeye çalışıyordu. Her gün, neredeyse vazgeçiyordu. Her gün, birazcık daha zor oluyordu. Bir gün sadece ağılda kalacak, ve ustabaşılar çalışmak için fazla hasta ya da fazla yaşlı olanları öldürmek için gelene kadar bekleyecekti.
Sayfa 10 - MennisKitabı okudu
Kapris..kapris
Bence ölüler çok sıkıcı insanlardır ve sürekli şikâyet ediyorlardır; toprak çok rutubetli, soğuk, benim mezar taşım daha büyük olmalıydı, onun bedeni neden benimkinden fazla kurtlandı...
Sayfa 200 - EpsilonKitabı okudu
Bu hayat olduğu gibi kabul edilecek türden değil ama... İnasanlar çok kötü...
"...Fakat artık dünyada bir tek şeye inanıyorum: O da tecrübe. Sana söylediğim şeyleri otuz seneye yaklaşan bir hayat bana öğretti. Sen de yavaş yavaş yola gelirsin. Benim şurada üç günlük ömrüm kaldı; aklında bulunsun diye bunları söylüyorum. Hayattan fazla şeyler bekleme. Dünyada her felaketin içinden en az zararla sıyrılmanın yolu hayata
Sayfa 151
~ Aşk böyledir demek ister Shakespeare ; gelir, geçer. Eğer çok ciddiye alınırsa da öldürür. "En iyi şey bile, güzel kullanıştan yoksuna gerçek sonuçtan kaçıp ulaşır kötülüğe." "Acılar da öyledir..." "Yeni bir ateş söndürür başkasının yaktığını, yeni bir acıyla hafifler eski bir ağrı." / 19 ~ Kendi içinde
Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aile içinde yapılan sıradan, masum bir sohbeti ele alalım. Bir sürü dedikodu, anlamsız, boş ve sıkıcı gevezelik, küçük şikayet ve sızlanmalar, üç kuruş fazla para, renkli bez parçaları, hizmette ufak bir terfi için dile getirilen bayağı istekler... Yoğun bir bataklık küfünü andıran ve çocukların 15-20 yıl boyunca kara kurbağaları gibi eşelendikleri bir ortam! Daha sonra büyükleri neden gençlerin kartallar gibi semalarda süzülmediğini ve çocuklarının neden kanatsız kuşlar gibi olduklarını sorarak hayret ederler. Anne ve babalar, izninizle sormak istiyorum ; bu yetişme tarzıyla çocuklarınızın kanat edinebileceğini gerçekten düşünüyor musunuz? Yoksa o kanatlarını daha ilk başlarda temelli olarak siz kendiniz mi kırdınız?
Sayfa 126 - Koridor Yayıncılık - İstanbul - 2021Kitabı okudu
Ne kadar da az şükür ediyoruz aslında…
"Şikâyet ettiğiniz sıradan hayatınız, belki bir başkasının hayalidir."sözü, ilk duyduğumda beni çok etkilemişti. Öyle ya; aslında çoğumuz, başka milyonlarca insanın sahip olmak için canını tehlikeye atmaktan çekinmeyeceği nice imkânlarla donatılmışız. Şu anda elinizde tuttuğunuz satırları okuyabilmekle dünyada çok küçük bir şanslı yüzdenin içine giriyorsunuz: Temel düzeyde de olsa eğitim alabilmiş, okuma yazma öğrenmiş, temiz içme suyu ve temel gıdalara ulaşabilmiş, kitap okuyacak kadar zaman bulabilmiş, hayatta kalma endişesini aşıp daha fazla bir şeyler öğrenme arayışına girebilmiş, genel olarak (veya kısmen de olsa) sağlıklı biçimde hayatta kalabilmiş o şanslı yüzde birkaçlık dilimdeki insanlardan birisiniz. Fakat huyumuz kurusun, çoğu zaman bu paha biçilmez hediyeyi fark edemeyecek kadar meşgul yahut şikâyetçiyiz.
Səbirli olub, sona qədər oxuyun)
Evet, her kadın fazla kiloludur, çünkü kadınlar her zaman kilolu olduklarına inanırlar. Gerçekten fazla kilosu olanları anlayabiliyoruz ama bir de 1.75 cm boya sahip, 62 kilo olan bir bayanın 55 kiloya düşmek istemesi gibi durumlarla karşılaşıyoruz. Toplumumuzda kız çocukları ev işleri, aileye bağlılık, süslenme püslenme ve iyi bir eş olma bilinciyle, erkek çocuklarsa ciddi, güçlü kuvvetli, evini geçindiren, aile kuran ve koruyan biri olma biliniciyle yetiştirilir. Bu bilinç erkeğin makro, kadınınsa mikro düşünmesine ve davranmasına sebep olur. Erkek resmin bütünüyle ilgilenirken, kadın detaylarla meşgul olur. Öte yandan mükemmellik, ahenk, estetik, zerafet detaylarda yatar. Bazı kadınlar bu detaylı düşünce tarzından dolayı, bedenlerinden daha fazlasını ister. Fakat bir tehlike olan kilo alma korkusu ve sürekli bedenden şikayetçi olma ve ona odaklanmak ileride kaçınılmaz bir şekilde kilo alınmasına sebep olur. Bedene sevgi verip ve şükretmen gerekirken bedenden şikâyet etme, çünkü bilinçaltı bu şikâyetleri hastalığa çevirerek ya da fazla kilo alarak çözmeye çalışır.
Onun gözünde kadınların araba kullanma tarzları kabaca ikiye ayrılıyordu: Ya aşırı gözüküra ya da fazla dikkatli. İkinci gruptakiler, ilkine göre -bu duruma şükretmek lazım gerçi- daha çoktu. Genelde kadın sürücülerin daha özenli ve dikkatli araba kullandıkları söylenebilir. Özenli ve dikkatli araba kullanıyor olmalarından şikayet etmek akıl dışı olur elbette. Yine de böyle araba kullanmak bazen diğer sürücüleri çileden çıkarabilir.
"Bu arada vatandaşlar da halkın parkı daha fazla tahrip etmemesini isteyen şikayet mektupları yağdırmaya başladılar."
Sayfa 231 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
860 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.