Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Semra Sultan'a ve Ahmet Altan'a İKİNCİ Cevaptır;
https://1000kitap.com/Ottomaans kod adlı okurun paylaştığı iletiye ve
Ahmet Altan
Ahmet Altan
‘a cevaptır. #40521697 Merhabalar… Yine bir cevap iletisi ile sizlerleyim. Yalanları paylaşanlara karşın, gerçeklerle cevap verelim mi? Lütfen, eşlik ediniz… El-Cevap 2! Birincisi burada:
Tarih sahnesine girişini II. Abdülhamid’in kardeşi Mediha Sultan ile evliliğine borçlu olan Damat Ferid Paşa Türkçenin Latin alfabesiyle yazılmasını ilk isteyenlerden biridir. Baltalimanındaki sarayındaki bahçıvanlar bu hareketleri yüzünden ve devamlı birbirine vurup çatır çatır sesler çıkarttığı manikürlü uzun tırnaklarıyla rugan ayakkabılarına bakarak “Gavur Paşa” diye bahsetmektedir ondan.
Sayfa 108 - Turkuaz KitapKitabı okudu
Reklam
Damat Ferid Paşa
... Abdülmecid 'in son kızı Mediha Sultan [...] ilk kocası Samipaşazade Necip Paşa' nın cenazesinin kalktığı gün Ferid Paşa'yı kafes ardından görüp beğenmiştir. [...] Bunun üzerine Ferid Bey apar topar Şura-yı Devlet azası bir damat, az sonra da vezir olur...
Sayfa 275 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Damat Ferid
Ferid Paşa Oxford'da yetişmişti ve İngiliz Mandasını destekliyordu.
Sayfa 147 - Kronik Kitap
Birinci Dünya Savaşı'nın hemen tamamında saltanat makamında, V. Mehmed Reşad vardı. Vahideddin'e harbde saltanat süresi olarak hemen hiçbir şey kalmadı. VI. Mehmed Vahideddin çok fazla günah keçisi ilan edilen, haddinden fazla hücuma maruz kalan, hataları abartılmak bir yana bazen yapmadığı işler bile ona atfedilen bir padişahtır. Mesela, evet Vahideddin bir Sultan Reşad değildir; zira işlere daha fazla müdahale etmeye kalkmıştır. Ama bunlar Kanun-i Esasi'nin verdiği meşrutî yetkilerin ötesinde de değildi. Hataları da çoktu; Damat Ferid gibi bir adamı ısrar ile tekrar tekrar sadrazam tayin etmesi hiç isabetli değildi. Mustafa Kemal Paşa'yı Harbiye Nazırı yapabilirdi denilmektedir. Paşa'nın böyle bir teklifi yaptığına dair rivayetlerde var. Ama bu atamaya Vahideddin'in cesareti yoktu. Bir çekince içindeyken Damat Ferid'i de tayin etmesindeki hata şudur; Damat Ferid hırsız veya malî yoldan yolsuzluklar yapan bir devlet adamı değildi, fakat düpedüz yeteneksiz, megaloman ve daha beteri, hayaller kuran birisiydi. 1918, 1919 ve 1920'de bir sadrazamın, herhangi bir devlet adamının hayal kurması çok vahim bir kusurdur. Üstelik açık bir İngiliz hayranıydı ve kendisine atfettiği diplomasi ustalığı (!) ile Britanya ve Fransa'nın her ikisini birden ikna edip kazanacağına inanmaktaydı. Anadolu düşmanlığı ve kör İttihatçı karşıtlığı mütareke döneminde en olmayacak siyaseti takip etmeye zorladı ve âdeta iç harbi başlatan bir ortam yarattı.
- "Biz Sultan Vahidüddin’in masumluğuna, hataları varsa da bu masumluğu içinde konuşulması gerektiğine inanıyoruz. Neden? En başından başlayalım. Vahidüddin tahta çıkar çıkmaz ateşkes çağrısı yaptı. Hükümet buna uymadı. Zaferin çok yakın olduğu propagandasına devam ettiler. O sırada henüz Irak ve Suriye elimizdeydi. Düşman Haleb’e ve Musul’a
Reklam
Çok uzun ama önemli
Padişah, damadı olan Ferid Paşa’nın etkisi altındaydı ve o Damat Ferid, Hürriyet ve İtilaf Partisi’nin lideri olup, aynı zamanda padişahın kız kardeşi Mediha Sultan ile evliydi. Ferid Paşa Oxford’da yetişmişti ve İngiliz mandasını destekliyordu. Ferid Paşa hayran olduğu Britanya’nın büyük kusurlarını kabul ettiği halde,başkalarına nispeten
Sayfa 148Kitabı okudu
189 syf.
4/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Karşıt okumalarıma bir inceleme ile başladım bu yıla...
Yazardan başlayalım. Günümüzde, kendisinin adını sıkça kullandığı halde, onu pek de okumuş olduğunu sanmadığım bir kitle var. Fikirlerinin tam olarak neye işaret ettiğini kavrayamamış, yüzeysel çıkarımlarla, anakronik yaklaşımlarla bu yazarı bayraklaştıran bu kitle; sorduğumda
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
'ı bana açıklayamıyordu. Ben, kendisi hakkında belgeseller
Türk Tarihinde Meseleler
Türk Tarihinde MeselelerHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20181,830 okunma
Damat Ferid Paşa
... Vahideddin, [...] görgüsüzlüğü ve bilgisizliği yüzünden, eniştesi Damat Ferid Paşa'yı [...] bir sefaret katipliğinden bir sultan sarayına geçmiş, otuz yıl kapalı kaldığı bu sultan sarayında uyuyup uyanarak okunmamış Frenkçe kitapların ciltlerine bakmış bir insanı bir devlet adamı olarak kabul edecek [...] ve bu hata tarihin en büyük gafletlerinden birini teşkil edecekti.
Sayfa 339 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
KEŞKE Yunan Kazansaydıların Başı DAMAT FERİD!
"Damat Ferid hükümeti, Çerkez Ahmed Anzavur Paşa komutasında bir orduyu Kuvayı Milliye’yle savaşması için gönderdi."
Sayfa 35 - Doğan Kitap, 1.Baskı, İlk Basım Eylül 1922, Çevirmen: Zekeriya KurşunKitabı okudu
Reklam
ittihat ve terakki :D :D
Enver Paşa, Mustafa Kemal’den hazzetmiyordu. Onu konumu itibariyle muhteris, gayr-ı memnun biri olarak görüyordu. Mustafa Kemal için ise Enver, sevip sevmemenin ötesinde tehlikeli birisiydi. İttihatçılık iddiası, ileride Mütareke döneminde menfi bir kavram olarak bilhassa Damat Ferid çevresi tarafından Mustafa Kemal taraftarlarına karşı da propagandası yapılan suçlamadır ve esas amacı Mustafa Kemal’in “millî hareketini” halk nezdinde itibarsızlaştırmaktı.
Sultan Vahdettin hakkındaki ithamları:
Tarihimizde Sultan Vahdettin'i yerden yere vuran, en ağır cümlelerle ona hakarette bulunan kişilerin ilk sırasında Atatürk bulunuyor. "...Çoktan köle olduğuna şüphe kalmamış olması lazım gelen padişah ve halifenin köleliğiyle, elde edilebilecek iktidar mevkisinin iktidarsızlığa örnek olması, tabii değil miydi?" Sayfa 273 "...Damat Ferid Paşa'dan sonra, diğer bir damat paşanın etrafında, sadrazam diye, nazır diye toplanmış birtakım kuş beyinlileri, alçak bir padişahın, alçakça fikirlerini kolayca uygulamada serbest bırakmayacağımızı hissettiriyoruz!" Sayfa 278 "... Harbiye nazırı bu sözü söylediği dakikada yalnız bir zatın, gü-venine sahip bulunuyordu. O zat da devlet reisliği makamını kirletmekte bulunan hain Vahdettin idi." Sayfa 289 ...Hain Vahdettin bir Ingiliz savaş gemisiyle İstanbul'dan kaçıyor!" Sayfa 299 "Asil bir milleti, utanılacak bir duruma düşüren sefil", "Adi bir mahluk!" "Alçak!", "Adi", "his ve idrakten mahrum bir mahluk!", "Sefil", "Pespaye..." Sayfa 301
Sayfa 29 - Yakın Plan
Damat Ferit Paşa adında biri sadrazam olmuş, İngiliz'den İngiliz, Rum'dan, Ermeni'den ziyade Rum ve Ermeni kesilmişti. Bu adam bu düşmanların çıkarlarına onlardan çok hizmet ediyordu. Hareketiyle Osmanlı Devletini ölüm çukuruna gömüyordu. …. Ferid Paşa Türk Tarihinin Osmanlı bölümünün en uğursuz, en hain bir siması olmuştur. Bu kişiyi yakından tanırım. Uzun boylu, öğrenimi orta derecede, zekası sınırlı, sağduyusu, mantık ve muhakemesi gayet bozuk ve yanlış; fakat çok mağrur, çok kendini beğenmiş, kendi görüşünü en isabetli sanan, baskıcı ve hükmeden, hiçbir yöntem ve yasaya uymayan, davranışlarını yasaların üstünde sayan bir adamdı. Bir mesele hakkında görüşme açıldıktan sonra karar verilse bile o, tutar kararın taban tabana karşıtı olan kendi fikrini uygulardı. Her işin yalnızca fantazisinde olup; dışı süslü, fakat içi boş uzun vazodan ibaretti. Paris'te Barış Konferansı'nda Toros Dağları'ndan aşağıda Türk mevcut olmadığını, Türkler'in bir milyon Ermeni kestiğini söyleyecek kadar cahillik ve alçaklık göstermiş, buna karşı olarak da Fas'a kadar yer isteyecek derecede bönce davranarak Konferans'tan kovulmuştur.
1. Cilt
Adam da haklı babacığım, ne etsin? :)
Mustafa Kemal Paşa'ya mülaki olup ken­disi ile işbirliği yaptıktan sonra öğrendim. Ben Bitlis' de dünyadan habersiz, ajanssız, gazetesiz, postasız vakit geçirir ve kendi kendi­me duyduğum şüphelerle boğulu bulunurken, Mustafa Kemal Paşa, Telgrafımı alıyor. Müfettişlik Erkanıharbiye Reisi olan Miralay Kazım Bey'e (General Kazım Dirik): "Bu vali galiba bizden değil, yahut da bize itimat etmiyor. Kendisine çektiğimiz telgraf gayet açık idi." Diyor. Kazım Bey: "Paşam Mazhar Müfid'in bizden olmamasına imkan yok. Ben Balıkesir'de Fırka Kumandanı iken o da mutasarrıftı. Ken­disini yakından tanırım, siyasi kanaatlerini iyi bilirim. Aramızda dostluk ve itimat hakimdir. Müsaade buyurursanız aynı telgrafı bir de ben kendi imzam ile çekeyim." Diyerek müsaade istiyor. Hakikaten çektiği telgraf geldi. Fakat, ben yine: - Damat Ferid'in bu adamlarının tuzağına düşmiyeceğim. Fikr-i sabitini ısrarla muhafaza ederek Kazım Bey'e de müs­pet cevap vermedim ve : "Şifre telgrafınızdan maalesef bir şey anlamak mümkün değil. Rakamlar birbirine karışmış." Diye bir telgraf gönderdim. Mustafa Kemal, bunu da öğrenince: ''Kazım, bu valinin bize itimat etmediği açıkça anlaşılı­yor. Ne için Anadolu'ya geldiğimizi, ne yapmak istediğimizi, hiçbir şeyi bilmiyor. Üzerine varmıyalım. Erzurum'a gittiğimiz vakit kendisiyle muhabere eder, anlaşmaya çalışırız." Diyor.
Sayfa 13 - Türk Tarih Kurumu
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.