Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tavandaki koyu rutubet lekesi, az önceki kabustan sızmış sanki. Gözlerini kocaman açmış, bana bakıyor. Ne görüyor benim içimde, merak ediyorum. Yoksa ben de onun için, rutubet dünyasında güneşe bulanmış kuru bir leke miyim?
SÜSEN MEVSİMLERİ
Zaman nasıl geçti bilemezsin, Ey sevgili. Biraz daha yaklaştırdı kader, Duam kadar, Ömrüm keder. Nasıl da geçti takvimler, Sen çok güzel.
Reklam
Andrey Tarkovski
"Budala'ya dayanan bir senaryo yazmaya çalışıyorum, çok zor bir iş. Dostoyevski'ye hiç de doğru olmayan birçok şey yüklenmiş. Ör­neğin Moskova dahil her yerde, dindar bir yazar olarak görülüyor Dostoyevski. Oysa, inanç organı körelmiş insanın dramını ifade eden ilk yazarlardan biri olmasının dışında, o kadar da dindar olmadığı hiç düşünülmemiş. Maneviyatın kaybedilmesinin trajedi­siyle uğraşıyor. Kahramanlarının hepsi de inanmak isteyen ama inanamayan insanlar, bana öyle geliyor ki burada, Batı'da Dostoyevski'ye duyulan muazzam ilginin gerisinde, yazarın manevi boşluk ile dindarlığın krizi karşısında duyduğu kaygı var. Dostoyevski bunu doğrudan anlatmamayı başarmış, ama bütün hayatı boyunca inanamadığı için acı çekmiş. Hep inanan biri gibi davranmış, ama kimseye itiraf edememiş, bunun yersiz olduğunu düşünmüştü her­ halde. Prens Mişkin'i işte bu bakış açısıyla ele almak istiyorum."
Sayfa 83 - Agora Kitaplığı, 1. Basım
Düş
“Daha önce de benlik ve ego sorunsallarıyla ilgili bir düş görmüştüm. Düşte tepelik bir yerde, dar bir yolda yürüyüşe çıkmıştım. Işıl ışıl bir güneş vardı ve olduğum yerden tüm çevreyi görebiliyordum. Yolumun üzerine küçük bir kilise çıktı. Kapı aralıktı. İçeriye girdim. Kilisenin içinde, Meryem Ana'nın resminin ve haçın yerine, çok güzel düzenlenmiş bir Çiçek demetinin olması beni çok şaşırttı. Mihrabın önünde, yerde, yüzü bana dönük meditasyon yapan bir yoginin lotus pozisyonunda oturduğunu fark ettim. Ona daha yakından baktığımda, yüzünün benim yüzüm olduğunu anladım. Dehşet içinde uyanırken, "Demek ki beni düşünen o! Bir düşü var. Düş de benim," diye düşündüm. Uyandığında ben yok olacaktım.”
Sayfa 374Kitabı okudu
1 Ekim 1914'te, geceyi Calais'de geçirmek zorunda kal­dım, uzun süren yalnızlığımdan sonra kendimi kentin tek eğlence yerine attım, burada içki, şarkı ve kızlar vardı. Meyhane, askerler ve denizcilerle doluydu, bazılan cephe­ den izinli gelmişti. Bir Fransız askeriyle konuşmaya dal­ dım, büyük bir gururla bana sosyalist olduğunu söyledi, hem de entemasyonalciydi. Savaşta, bazı Almanlan esir al­ mıştı, onlann ne harika insanlar olduğunu anlattı, hepsi de sosyalistmiş. "Buraya bakın," dedim, "Entemasyonalci iseniz, neden savaşa katıldınız?"
Sayfa 227 - Pencere Yayınları Mayıs 2012Kitabı okuyor
"Bana zaten borçlu olduğunuz sevgiyi hatalarınızın karşılığı olarak sunduğunuza göre, kendinizi epey suçlu hissediyor olmalısınız."
Sayfa 26 - YKY, 5. Baskı: İstanbul, Mart 2022Kitabı okuyor
Reklam
“Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediği, ama yine de her şeyin bana dahil olduğu duygusunu taşıyordum yalnızca; ilgisiz kalsam da, çok derin ve çok gerçek şeyler tadıyor olmak müthiş mutluluk veren bir duyguydu, ruhumun en canlı kaynağını oluşturur, tanımadığım yerlerde şehvet gibi üstüme çökerdi.”
Sözcükleri ancak oluşturabiliyordu şimdi. O or- gazmdan sonra ancak konuşabiliyordu. Söyleyebildiği tek şey onun adıydı. "Clay!" "Bunu halledeceğim," diye fısıldadı Clay. "Sana bakacağım." "Biliyorum," diye mırıldandı Julia, tamamen ken- dinden geçmiş hissediyordu. Clay öpme işine geri döndü, bu sefer
Sayfa 185
·
Puan vermedi
Anadolu Devriminin Dede Sultan'ı Börklüce Mustafa
İlk romanı „Aşkın Hünkarı Hacı Bektaş Veli / Şehdiz“ ile dikkatleri üzerine çeken Avukat Kemel Derin`in Destek Yayınları`ndan çıkan „Anadolu Devriminin Dede Sultan´ı Börklüce Mustafa“ romanını okudum bir solukta. Sonra bir kenara bıraktım. Konuyu az çok vakıf olduğum için romandan bir süre uzaklaşmanın doğru olacağına karar verdim. Roman da olsa
Kalplerin Işığı: Börklüce Mustafa
Kalplerin Işığı: Börklüce MustafaKemal Derin · Destek Yayınları · 201420 okunma
·
Puan vermedi
Na Drini Cuprija - Drina Köprüsü
Yıl 1516. Aylardan Kasım. Osmanlı-Bosna Eyaleti`nde Hıristiyan çocukları ailelerinden zorla alan yeniçeriler, çocukları İstanbul`a götürmek üzere yola koyulurlar. *********** Ailelerinden koparılan çocuklardan biri, Şahinoğlu Köyü’nden 10 yasında, esmer bir çocuktur. Osmanlı, Bayıca adlı çocuğa Mehmet adını verir. Yıllar geçer ve o esmer çocuk
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · Altın Kitaplar · 19635,6bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Heinric Böll
‘Köln’de yaşıyorum. Ren nehrinin, orta kesimlerindeki yumuşaklığından bıkıp genişlediği, uçsuz bucaksız düzlüklere ve Kuzey Denizi’nin sislerine doğru aktığı; dünyevi erkin asla çok ciddiye almadığı, ruhani erkin ise, Almanya’da genel olarak inanıldığının tersine, daha az ciddiye alındığı; Hitler’in kafasına çiçek saksılarının fırlatıldığı ve
Palyaço
PalyaçoHeinrich Böll · Can Yayınları · 20191,507 okunma
·
Puan vermedi
'‘Atilla Keskin toplumun vicdanıdır, belleğidir, geleceğidir"
Atilla Keskin 68´lerde Deniz, Hüseyin, Yusuf, Sinan ve daha niceleriyle çıktığı yolculuğu "Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler“ adlı anı-romanında anlatıyor. Romanı okuyanların yorumlarına bakıyorum. Yazıların ortak özelliği, okurken insan nutkunun tutuluyor olması! Nasıl olmasın? "Ölüme İlk isyanım“ ile başlayan kitap, "Ölümle
Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler
Acılara Yenilmeyen GülümseyişlerAtilla Keskin · Gendaş Yayınları · 200848 okunma
"Sen bütün viskilerden, bugüne kadar yediğim ve içtiğim her şeyden daha lezzetlisin. Kalmaya geldin değil mi?" diye sordu Clay. Cevabı bir de ondan duy- mak istiyordu. Julia evet anlamında kafasını salladı. "Kalmaya geldim." "Artık kaçmak yok." "Artık kaçmak yok," diye tekrar etti
Sayfa 300
Sadece rehinci değil sapık da olabilirsin!
Farklı düşünceler de hoşuma gidiyordu, örneğin ben kırk bir, o ise hepsi hepsi on altı yaşındaydı. Bu durum, bu eşitsiz­lik duygusu beni büyülüyor, bana çok tatlı, pek tatlı bir şey gibi geliyordu.
Sayfa 27 - Can Sanat Yayınları (PDF)Kitabı okuyor
Onca şeyi yaşadıktan sonra unutmak niye? Neden unutmak istiyorsun? Yaşadığın her şeyin ardında ol, onları sen yaşadın. Yaşadıklarından acı duyduğun için de unutmak istiyorsun ancak ıstırapta bir bedeldir. Tercihlerini yaparken, bir bedel ödemek zorunda kalacağını biliyordun değil mi? O halde kime , niye kızıyorsun? Sevdiysen sen sevdin, kendi sevginden mesulsün, karşındaki seni ilgilendirmemeli.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.