Dede Korkut Kitabı'nın Birinci Oğuznâme’sinin mevzuunu teşkil eden Boğaç Han da, Oğuz Han olmak melhuzdur. Boğaç, «boğa» kelimesinden müştaktır. Boğaç on beş yaşına gelinceye kadar adsızdı; bu yaşta, dövüş için hazırlanmış bir boğayı mağlûp ederek öldürdükten sonra, Boğaç ismini aldı. Babasının kırk yiğidi Boğaç’ı kıskandıkları için; izinsiz ava çıkıyor diye aleyhinde iftirada bulundular. Babası, onu öldürmek için, bjr sürgün avı tertip etti. Avda oğlunu okla yaraladı. Halk kitapları arasında. Şah İsmail isminde bir kitap vardır ki bunun kahramanı da, Oğuz Han'dan başka birşey değildir. Şah İsmail de, on beş yaşına kadar adsız kalıyor. Ona da babası düşman oluyor, o da Oğuz Han gibi üç kızla evleniyor. Bu dört misal mukayesesinden, Oğuz Han Menkıbesi’nin müşterek bir şekli çıkarılabilir.
Allah Allah demeyince işler yürümez
Kadir Tanrı vermeyince er zenginleşmez
Ezelden yazılmasa kul başına kaza gelmez
Ecel vakti ermeyince kimse ölmez
Ölen adam dirilmez, çıkan can geri gelmez...
İç Oğuz'un, Dış Oğuz'un beylerini üstüne topla
Aç görürsen doyur
Çıplak görürsen donat
Borçluyu borcundan kurtar
Tepe gibi et yığ
Göl gibi kımız sağdır
Ulu toy ele, hacet dile
Ola ki bir ağzı dualının dileğiyle
Tanrı bize aslan gibi bir oğul vere
Türklerce su da mukaddesti. Tsinlerin imparatoru, Çin tahtına oturduktan sonra, «Ben suyun bereketiyle hükümranım.» demişti. Dede Korkut Kitabı’nda «Su, Hak didarını görmüştür.» deniyor. Altay Türklerinin kozmogonisinde «İptida, hiçbir şey yokken, yalnız Kara Han’la Su vardı.» deniliyor. O kozmogoniye göre bütün âlem, sudan yaratılmıştır, su kâinatın madde-i ûlâsıdır. Cengiz devrinde su mukaddes olduğu için çamaşırlar, kaplar su ile yıkanmazdı. Çamaşırlar kirlenince atılırdı. Kaplar, otlarla temizlenirdi. Cengiz yasasına göre suya işeyen adam, idam edilirdi.
Bütün Türk edebiyatını terazinin bir kefesine , Dede Korkut'u diğer kefesine koysanız yine de Dede Korkut ağır basacaktır. (Ord.Prof. Mehmet Fuat Köprülü)