Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir sürü değişik soru dolaşıyordu zihninde; neden insanların bir bölüğü yoksul, bir bölüğü aşırı zengindi? Neden birinciler ikincilerin çizmesi altında eziliyor, bir gün onların yerine geçebilme umudu beslemeden ha bire acı çekiyordu?
Sayfa 170Kitabı okudu
Gökyüzünün Çocukları
Benim en büyük şansım seksenlerin sonunda, doksanların başında çocuk olmamdı. İnternet ve teknolojik cihazların yaygınlaşmadığı bu dönemde çocukların en büyük hobisi sokakta oyun oynamak ve birlikte vakit geçirmekti. Büyüklerimiz bir şey anlatırken başımızı yukarı kaldırır ve onları dinlerdik, boyları bizden uzundu ve bizden daha fazla bilgiye sahiplerdi. Anneanne ve dede tarafından anlatılan anılar ve hikâyeler cazipti. Bilgiye ulaşmak için başını kaldırman ve soru sorman gerekirdi. Bir de oynadığımız oyunlar vardı, havadan gelen topları görebilmek için başımıza kaldırırdık, arkadaşlarımızla konuşurken dik dururduk, bir şey geçerdi havadan ve birbirimize bu mucizeyi anlatırken bunun uçak olduğunu öğrenir, her seferinde hayranlıkla seyrederdik. Hülasası bizler gökyüzünün çocuklarıydık ve başımız dik, duruşumuz güzeldi, bulutlar her gün farklı şekiller alır ve bizim için değişik anlamlara gelirdi.
Reklam
Sınıftaki Atsız: Öğrencileri, Atsız'ın iyi bir hoca olduğunu, derste açıkça propaganda yapmadığını söylüyorlar. 1950-51 ders yılında Haydarpaşa Lisesi'nde talebesi olan Altan Deliorman şöyle diyor: "Devrenin yarısından çoğunu ders vermekle geçirirdi. Anlatır, öğretirdi. Çok da iyi öğretirdi... Yazılı notlarını açıkça okurdu. Kimin
Varoluş sancıları herkeste varolmuş
XIX İLKGENÇLİK İlkgençlik yıllarımda sürekli düşünmekten, hayal etmekten hoşlandığım şeylerin neler olduğunu söylesem, sanırım kimse inanmaz bana. Çünkü bunlar ne yaşıma ne de toplumsal durumuma uygun şeylerdi. Ama kanımca insanın toplumsal konumuyla ahlaki konumu arasındaki birbirini tutmazlık, gerçekliğin en şaşmaz belirtisidir. Kendi içime
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
HİÇBİR YOLU YOK GİBİ GELDİĞİNDE
Sorunumuzun hiçbir çözümü olmadığına inanmaya izin verirsek, korku devreye girecektir. "Mümkün değil, bu sorunu çözmenin bir yolu yok" dediğimizi ya da başkalarının dediğini çok duymuşuzdur. Sırf o yolu bilmiyoruz diye gerçekten bir yol olmadığı anlamı çıkmaz. İsa, "Yol...Ben'im" dedi (Yuhanna 14:6). Yeşaya,
Sayfa 136 - GDKKitabı okuyor
Reklam
Babam zengin ben fakir hep ondan
Bir sürü değişik soru dolaşıyordu zihninde; neden insanların bir bölüğü yoksul bir bölüğü aşırı zengindi? Neden birinciler ikincilerin çizmesi altında eziliyor, bir gün onların yerine geçebilme umudu beslemeden ha bire acı çekiyordu?
Orjinal mi?
Hani derler ya; acaba şu an yeryüzünde var olan Kur'an orijinal mi, aslının aynısı mı? Bir kere Hz. Muhammed zamanında orijinal Kur'an diye bir kitap piyasada yoktu ki böyle bir soru sorulsun. Hatta Osman'ın hazırlatıp çoğalttığı ve değişik bölgelere gönderdiği nüshaların bile bugün orijinalleri yoktur.
Gerçek şu ki biz, insanı bir bütün olarak anlayamıyoruz. Biz onu ancak değişik cüzlerden oluşmuş bir varlık olarak bilmekteyiz. Hatta şunu da söyleyelim ki, bu parçalan bizim kendi araçlarımız ortaya koymuştur. Bizim her birimiz ortasında bilinemeyen bir gerçeğin yol aldığı şekilsel varlıklardan oluşan büyük bir kafileden meydana gelmiştir. Hakikat şu ki bizim bilgisizliğimiz üst üste yığılmış bir vaziyettedir. İnsan türünü inceleyen bu gibi kimselerin kendi kendilerine çoğunlukla sorduğu ve cevapsız kalan soru işte budur. Çünkü bizim iç dünyamızda hâlâ bilinmezliğini sürdüren sınırsız pek çok alan bulunmaktadır... Alexis Carrel kitabında devamla şunları söylüyor: "Çağdaş uygarlık kendisini çok zor bir konumda buluyor. Çünkü bu uygarlık bize uygun değildir. Bu uygarlık bizim gerçek tabiatımız bilinmeden inşa edildi. Çünkü bu uygarlık bilimsel keşiflerin hayallerinden, insanların arzu ve vehimlerinden, teori ve isteklerinden doğmuş bir uygarlıktır. Bizim çabalarımızla ortaya çıkmış olmakla birlikte bu uygarlık bizim hacmimize ve şeklimize elverişli bir uygarlık değildir. "
"Sorular vardır, bir defa cevaplandırılmaları yeter. Sorular vardır, şartlar değiştikçe, zaman ilerledikçe yeniden yeniden yanıtlanmaları gerekir. Her çağa, her topluma göre cevaplar olduğu gibi kişiden kişiye ve aynı kişinin değişik zamanlarına göre de doğru cevaplar vardır. Verilen cevaplar ne denli doğru ve yeterli de olsa zamanla hükmünü kaybeder ve yeniden cevaplandırılmaları kaçınılmaz olur. Sorular her zaman cevaplardan önemlidir. Ve çok bilinen bir şeydir: soru ve sorunlar ancak cevapların olduğu yerde vardır."
Reklam
Bir sürü değişik soru dolaşıyordu zihninde ; neden insanların bir bölüğü yoksul , bir bölüğü aşırı zengindi ?
Sayfa 170 - İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okuyor
Görülebilen Kişi Olmanın Meziyeti
İşçilere yönetimden ne beklediklerini soracak olursanız, tutarlı, sağlam bir yönetim ve önderlik istediklerini söyleyeceklerdir. (...) Danışman Graham Cole'un incelemeleri de aynı sonuca varmaktadır. Cole bunun yanı sıra, işçilerin gereksinim duydukları şeyi bulamadıklarını da belirtiyor. Bu sorunu irdelemek için şu soruları cevaplandırmaya
Sayfa 165
Değişik miş ;)
"Herifin ne mal olduğu bu kitaplardan belli... Şuna bak... Tuuu... Oldum olası, kitaba düşkün heriflere güvenmem. Neden mi? Okumaya dalar, kendi adını unutur! Böyleleri işe yaramaz vesselam..." "Demek şimdi, Doktor Münir'de iş yok mu hiç?" "Yahu bu nasıl soru? Tanımasaydım bile, bu kadar kitabı görmemle anlardım... ... Bir adam bunca kitabı okudu mu çekiver kuyruğunu... Neden? Çünkü şundan bir akıl, bundan bir akıl alayım derken aklı cıvıklaşır. Bir lafı bir lafını tutmaz
Yuvadaki Şeytan Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın -ciddiyetle- ve her beş çayı sohbetinin -ciddiyetten uzak bir biçimde- etrafında döndüğü, son moda sorulardan biri. Dünya üzerindeki her soru, toplumun
Burada sorulması gereken bir soru var: Kureyş niçin İslâm'a karşıdır? Dinler hakkında genellikle hoşgörülü olan Kureyş'in müslümanlığa karşı oluşunun sebepleri nelerdir? İslam dini insanları bir tek Allah'a inanmaya ve yalnızca O'na ibadet etmeye çağırıyordu, dolayısıyle putperestliğe karşı savaş ilan etmişti. Bu durum, en büyük gelir kaynağı, çeşitli maddelerden yapılan ve durumlarına göre değişik adlar taşıyan putlar olan Kureyş aristokrasisinin can damarını kesiyordu.
Sayfa 124 - Ankara Okulu YayınlarıKitabı okudu
440 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.