Burada sizlere hem kitap hakkında, hem o zamana ait, hem sonrasında yaşananlar için az biraz bilgi vereceğim. Umarım konu ile ilgili sizleri çok sık boğaz etmemişimdir? Evet, az uzun oldu ama böylesi bir eser de ancak böyle anlatılabilirdi diye düşünüyorum.
1925 yılında, hiperenflasyonun bitiminden kısa bir süre sonra Almanya'da, o günlerde sağcı
Yine Saramago, yine bitmeyen virgüller, yine adı bilinmeyen bir yer ve adı bilinmeyen insanlar..
Körlük ile başlayan macerama, Saramago etkinliği dolayısıyla Görmek ile devam ettim. Yaklaşık üç buçuk saat süren bir okuma serüveniydi ve çok iyiydi. (O virgüller olmasa daha iyi olurdu tabi :D)
Her zaman olduğu gibi fazla ayrıntıya girmeden konudan
Hepimiz, demokrasi denilerek diktatörlüklerin tahkim edildiği, barış denilerek savaşların çıkarıldığı, özgürlük denilerek tutsaklıkların ve bağımlılıkların var edildiği sağlık denilerek hastalıkların üretildiği, eğitim denilerek cehaletin yaygınlaştırıldığı bir dünyayı gözlemliyoruz. Kitlelerin zihni kıyasıya savaşların verildiği bir savaş meydanına dönmüş durumda. Gerçeklerle aramıza giren algı yönetmenleri ve manipülatörler; gördüklerimizi duyduklarımızı nasıl yorumlayacağımızı belirlemek için profesyonel bir çaba gösteriyorlar.
Amerika’ya daha ilk ayak bastığımda başlamıştı gariplikler silsilesi. Bilen bilir, yurt dışında okumaya gittiğiniz zaman üniversite size bir “host family” ayarlar, yani sizi misafir edecek Amerikan aile .. Siz de hem seyahatin yorgunluğunu atlatır hem de bu sırada kendinize kalıcı bir yer bulursunuz.
Benim kalacağım aile de şimdiye kadar
Cumhuriyetimizin 100. Yılını büyük bir gururla kutlarken, büyük zaferimizin ve başarımızın mimarı Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve tüm kahramanlarını, İlber Hocamızın bu kitabını okuyarak anmaktan daha uygun bir zaman olamazdı.
İlber Ortaylı’nın bu son kitabı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden başlayarak, Kurtuluş Savaşı’nın