Küçüklüklüğümüzden bu yana hepimiz masallarla büyüdük. Rapunzel'den Pamuk Prenses'e, Kırmızı Başlıklı Kız'dan Külkedisi'ne.. Fakat masalları kafamızda hiçbir yargı oluşturmadan dinledik, benimsedik. Masalları yeniden okuyup, gözden geçirdiğimizde göreceğiz ki bazı kopukluklar var. James Finn Garner ise bu kalıpları yıkarak masalları ırkçı,
Öncelikle şuan yazacaklarım tamamen kendi kişisel görüşümdür.
Ah İlluminae... Herkesin övüp övüp bitiremediği, fiyatı baya tuzlu olan kitap. İnsan açıkçası kitabın incelemelerini okuyunca beklentileri arşa çıkıyor en azından benim öyle oldu.
Önce kitabı artısıyla eksisiyle inceleyelim.
(+) Kitap muhteşem bir tasarıma ve resimlere sahip. Bunun
“Milletimizin zalim olduğu iddiası da sırf iftiradan, baştan başa yalandan ibarettir. Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir. Hatta denilebilir ki, başka dinlere mensup olanların dinine ve milliyetine riyetkar olan (saygı gösteren) yegâne millet bizim milletimizdir.”
–
Hani derler ya, herkes kendi kaderini kendisi belirler. Hatta derler ya demeyeyim. Bunu bende derdim. Ama gelin görün ki inanıyor muydum buna? Hayır. Benim inancım sadece önümüze çıkan seçeneklerde yaptığımız seçimler sonucu kaderimizi belirlemekti.
Oysa Aykut abimiz herkesin dediği (tabii bizzat benim de dediğim) sözün doğruluğunu gösterdi.
Hani derler ya, herkes kendi kaderini kendisi belirler. Hatta derler ya demeyeyim. Bunu bende derdim. Ama gelin görün ki inanıyor muydum buna? Hayır. Benim inancım sadece önümüze çıkan seçeneklerde yaptığımız seçimler sonucu kaderimizi belirlemekti.
Oysa Aykut abimiz herkesin dediği (tabii bizzat benim de dediğim) sözün doğruluğunu gösterdi.
Hesse ile tanışma kitabım olan Siddhartha'da aslında birçok yazar tarafından defalarca denenmiş bir konu işlenmiş: İnsanın iyi bir insan olma yolunda, erdemli bir birey olma çabası. Bu konuyu işleyen diğer kitaplara karşı bir ön yargı besler, soğuk karşılardım onları. Çünkü bir insandaki 'erdemli olmak' dediğimiz kavram o insandan başka her şey