Bu dünyadan kocaman bir gülümsemeye sebep olmadan gitmeyelim...
Birinin duasında yer almadan gitmeyelim...
Başı dara düştüğünde akla gelen ilk isimler listesinde olmadan gitmeyelim...
Varsın iyi günde unutulalım, duaya ihtiyaç olunduğunda aranan olmaktan da mutlu olalım...
Kuldan karşılık bekleyenlerden olmayalım...
Her daim hüzünlü her daim gözü
Eş demek eşlik etmek demektir. Bu fani hayatın derdine, kederine, mutluğuna eşlik etmek demektir. Bunca yükün sırtımıza bindiği şu zaman da yükü birlikte omuzlamak demektir. Eş demek ışık demektir. Karanlıkta yolunu kaybedince yol gösterenin demektir. Eş demek ömür boyu sürecek bir arkadaşlık, sırdaşlık demektir. Eş demek kendin kadar birini daha düşünecek olmanın verdiği sorumluluk ama güzel bir sorumluluk demektir. Eş demek alacağın hiç bir kararda yalnız olmamak, yalnız olmadığından emin olmak demektir. Eş demek senin menfaatini en az senin kadar düşünecek biri demektir. Eş demek farklı gibi görünse de aynı yola revan olacak bir çift ayakkabı olmak demektir. Eş demek kutlu davada yan yana yürüyecek yol arkadaşı demektir. Aynı uğurda uykusuz kalmak, aynı derde dertlenmek demektir. Eş demek dert olmak değil derdi almak demektir. Eş demek yan yana olmak demektir. Yana yana, yan yana olmaya can atmak demektir. Eş demek birinin hayatına kutup yıldızı olmak demektir. Birine ses olmak, ışık olmak demektir. Olmak diyorum çünkü olmadan bulunamayacağını çok iyi biliyorum. Şimdi sorun kendinize... Olmaya hazır mısınız? Birinin hayatına kutup yıldızı olmaya var mısınız? Çünkü sen olmazsan bulamazsın. Bulamadıysan olmamışsın demektir. Olmaya bak, oldurana bırak. Herşey yolunda...
youtube.com/watch?v=QeUyA_y...
"Türküler, insanlar dertlerini anlatmak için uzun uzun zahmet etmesin, anlatmak için yorulmasın, onların yerine birileri konuşsun, kederleri dünyaya haykırsın diye vardı belki de."
Derdi olan Yazar “İskender PALA” ve “Karun ve Anarşist”
“İskender Pala” Türkiye’nin son yıllarda yetiştirdiği ender ilim insanlarındandır. Nerdeyse tamamen unuttuğumuz ve kültür dünyamızdaki en önemli kaynaklarımızdan olan “Divan Edebiyatı”na yeniden ruh vermiştir. Kendisi aynı zamanda “Divan Edebiyatı” alanında son yıllarda çığır açmış bir
Benim bütün Müslüman gençlere nasihatim en başta İslam ahlâkıyla ahlâklanmalarıdır. Biliniz ki doğruluk, güvenilirlik, ahde vefa, sevgi, kararlılık, amelde ihlâs, Müslümanlarla yardımlaşmak ve onların dertleriyle dertlenmek İslam ahlakının gereklerindendir. Allah yolunda cihad ve ilayı kelimetullah için mücadele etmek de İslam ahlâkının gereklerindendir. Bilin ki cehaletle zafer elde edilmez. Zafer elde etmenin yolu ilimden geçer. Gelecekte düşmanımıza karşı zafer elde etmekte kullanacağımız en etkin silahımız ilim olacaktır. Bu sebepten ilme önem vermenizi özellikle tavsiye ediyorum."
Her okuduğumda üstada daha bir bağlanıyor, hayran kalıyorum. O akıcı, insanın içine işleyen anlatımı, dertli ruhlara seslenişi mükemmel ötesi gerçekten.
Kitap kurtuluş savaşı dönemini anlatiyor. Maraş'ın, kahramanliğını yiğitliğini,
Bir ülkenin nasıl kurtulduğunu; düşmanın topuna tüfeğine karşı nasıl elinde hiçbir silahı yokken, sadece yüreğinde taşıdığı iman ile karşı koyduğunu mükemmel bir şekilde anlatıyor. Bunu anlatırken insan olmanın sırrını, maddenin sadece bir araç olduğunu, asıl insanı yüceltenin ruh olduğunu, hedefin gayenin amacın ruh olduğunu aktarıyor. Okuyup ders çıkarılması gereken bir kitap bence. Üstadı anlamaya çalışmak; dertlenmek, şuurlanmak ve aksiyon insanı olmamız lazım.
Ruh insanı, aksiyon insanı olmak dileğiyle...
TohumNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu · 20232,184 okunma
Sual: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah, ne fiat istiyor?
Elcevap: Evet, o Mün'im-i Hakikî, bizden o kıymettar ni'metlere, Mallara bedel istediği fiat ise; üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikir'dir. Başta "Bismillâh" zikirdir. Âhirde "Elhamdülillah" şükürdür. Ortada, bu kıymettar hârika-i san'at olan ni'metler Ehad, Samed'in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve dertlenmek fikirdir.